El ve ayak parmaklarındaki kan damarlarının soğuğa veya strese geçici olarak aşırı tepki vermesinin Raynaud Fenomeni rahatsızlığı olduğunu açıklayan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Filiz Erdim, bu durumun tedavisi hakkında bilgiler verdi.
El ve ayak parmaklarındaki kan damarlarının soğuğa veya strese geçici olarak aşırı tepki vermesi 'Raynaud Fenomeni' rahatsızlığı olarak adlandırılır. Çoğu insan için ciddi bir sağlık problemi değildir, ancak bazı kişilerde kan akışındaki azalma hasara neden olabilir. Medicana Bahçelievler Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Filiz Erdim Raynaud Fenomeni hakkında açıklamalarda bulundu.
Raynaud Fenomeni hakkında bilgi veren Dr. Filiz Erdim, ''Soğuk ortamlarda, vücudumuz ısısını korumaya çalışır. Bunu en uzak noktalara yani ellerimize ve ayaklarımıza kan akışını yavaşlatarak yapar. Kanı bu noktalara taşıyan küçük damar ağını daraltarak kan akışını yavaşlatır. Normal insanlarda bu durum sorun oluşturmaz. Fakat Raynaud Fenomeni'ne sahip olan kişilerde bu arterler normalden daha fazla ve normalden daha hızlı daralır. Bu el ve ayak parmaklarında uyuşma ve renginde beyaz-mavi olarak değişime neden olur. Genellikle yaklaşık 15 dakika sürer. Atardamarlar gevşer ve vücudunuz geri ısınırsa, normale dönmeden önce parmaklarınız şişer ve kızarır'' dedi.
''Doku kaybına yol açabilir''
Birincil ve ikincil Raynaud olarak adlandırılan iki tür olduğunu belirten Dr. Erdim, ''Birincil Raynaud altta yatan bir hastalık olmadan ortaya çıkar. Belirtiler genellikle çok hafiftir. İkincil Raynaud başka bir hastalığın sonucu olarak ortaya çıkar. Genellikle, vücudumuzun lupus veya romatoidartrit gibi bağ dokularına saldıran romatolojik durumdur. Daha az yaygındır, ancak cilt yaraları ve kangren gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olma olasılığı daha yüksektir. Kan akımının azalmasına bağlı olarak bu bölgelerdeki hücre ve dokuların ölmesi nedeniyle doku kaybı gelişmesi söz konusudur'' şeklinde konuştu.
''Kadınlar, erkeklerden daha fazla risk taşır''
''10 kişiden 1 inde Raynaud görülebilir. Bunlardan çoğu birincil forma sahiptir. 100 ya da daha az kişiden yaklaşık 1 kişi ikincil Raynaud'a sahiptir" diyen Dr. Erdim, şu konulara dikkat çekti: ''Kadınlar, erkeklerden 9 kat daha fazla risk taşır. Her yaştan insan Raynaud olabilir. Ancak genellikle 15 ila 25 yaşlarında ortaya çıkmaya başlar. İkincil Raynaud 35 yaş üstünde daha çok görülür. Romatoid Artrit, skleroderma ve lupus gibi hastalıkları olan kişilerin ikincil Reynaud'a yakalanma olasılığı daha yüksektir. Kanser, migren veya hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçların Raynaud olasılığını arttırdığı düşünülmektedir. Ayrıca, karpal tünel sendromu olan veya titreşimli aletler kullanan kişilerin Raynaud'ya yakalama olasılığı daha yüksektir''.
Raynaud sendromu nasıl tedavi edilir?
Raynaud sendromunun tedavisine değinen Dr. Erdim, "Raynaud fenomenine sahip olduğundan şüphelenilen kişinin yakınmaları dinlenir ve el ve ayak parmakları muayene edilir. Genişlemiş veya şekilsiz olup olmadıklarını görmek için ve tırnakların etrafındaki kan damarlarına bakmak için dermatoskop adı verilen özel bir büyüteç kullanılabilir. Lupus ve romatoid artrit gibi otoimmün bir hastalığın belirtilerini kontrol etmek amacıyla bu hastalıklara özgü bazı laboratuvar tetkikleri istenir. Raynaud Fenomeni'ne sahipseniz tedaviniz, damar spazmları krizlerinin gerçekleşmesini engellemek veya sınırlandırmak amacında olacaktır. Bu genellikle ellerinizi ve ayaklarınızı sıcak ve kuru tutmak, stresi kontrol etmek ve düzenli egzersiz yapmak anlamına gelir'' diye konuştu.
Dr. Erdim sözlerini şöyle sonlandırdı: "Psödoefedrin içeren reçetesiz soğuk algınlığı ilaçları da dahil olmak üzere bazı ilaçlardan uzak durulması gerekir. Bu ilaçlar kan damarlarının daralmasına neden olarak semptomları daha da kötüleştirebilirler. İkincil Raynaud varsa kan basıncını kontrol etmek ve kan damarlarınızı gevşetmek için ilaçlar verilebilir. Sonuç olarak ciltte yaralar oluşursa, bu ilaçlardan birini içeren bir krem önerilebilir. Bu adımlardan sonra bir düzelme olmaz ve el veya ayak parmaklarının bir kısmını kaybetmek gibi ciddi sorunlar gelişirse ameliyat düşünülebilir. Bu prosedürler, damarların daralmasını sınırlamak için ciltteki kan damarlarına giden sinirleri cerrahi veya girişimsel anestezik tekniklerle bloke etmeyi içerir''.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.