Geçtiğimiz gün Hasan Ulaş Altıok, bir televizyon programına, konuk oldu. Konuk olduğu programı, internet üzerinden izleme imkanı buldum ve programda yaptığı açıklamaları dinlerken, gerçekten keyif aldım. Gerçi hocalığının da verdiği anlatım dili ile kelime, kelime anlama şansı buldum. Aynı zamanda da herkesin programı, internet üzerinden izlemesini, tavsiye ederim. Konu malumunuz elektrik, kablo ile elektrik geldiydi, gelecekti, gelmeyecekti, fizıbıldı değildi derken, enerjiden sorumlu bakanın açıklamaları geldi. Ardına da Hasan hocanın açıklamaları. Sn. bakan diyor ki, kablo ile gelecek olan elektrik daha ucuz, hatta fiyat bile vererek, 20 kuruş olduğunu iddia ediyor. Hasan hoca ise bunun doğru olmadığını ve hatta daha pahalıya, iş yapmış olacağımızı söylüyor. Peki nedir Hasan hocanın söyledi ve yaptığı çalışma. Bakın değerli dostlar, sn. bakan diyor ya 20 kuruşa mal edeceğiz elektriği, üzerine iletim ve dağıtımı eklemeden bu fiyatı söylüyor. Peki 20 kuruşa mal edilen elektriğin iletim, dağıtımı ve maliyeti ne olacak? Kimse bilmiyor ve irdelemiyor. İşte tüm meselede, burada zaten. Biz zaten şuan elektriği üretimi, iletimi ve dağıtımı ile evlerimize, 40 kuruşa alıyoruz. Peki elektrik, kablo ile gelecek olursa ne olur? Kablo ile gelecek olan elektriği ödeyeceğiz, ardına kablonun yatırımını ödeyeceğiz, onun ardına kabloda arıza olur diye de, risk almamak için mevcut Teknecik elektrik santralini hazırda tutacağız ve personeli de ödemeye devam edeceğiz. Olay zaten, tam da bu nokta da. Bu da demektir ki, biz bu yatırımı boşa yapacağız ve zarar edeceğiz. Nedeni ise gelecek olan kablo, gelene kadar ki, bu kablo anlaşması bugün yapılsa, 4 veya 5 yıla kadar ancak gelir. Kablo gelene kadarsa, bizim çoğalan enerji ihtiyacımız nasıl karşılanacak. Bir diğer soru ise budur. Bugün bizim ihtiyacımız olan, elektriği tam olarak bile zaman, zaman karşı yalayamayan AKSA mı, karşılayacak yani kısacası bizim ülke olarak, kablo gelecek olsa bile, o zamana kadar yeni dizel santrallar almamız gerekmektedir. Aksi taktirde, elektrik ihtiyacımızı karşılayamayız. Bu yapılan açıklamaların üzerine ise dünde, KIB-TEK’te örgütlü olan sendika El-Sen den açıklama geldi. Açıklamada ise şunları sordu El-Sen başkanı Umut Öksüzoğlu.
Sorular ise şu şekildedir;
1-Hükümete çeşitli sorular yönelten Öksüzoğlu, ilk olarak Türkiye’den elektrik temini dışında hangi seçeneklerin incelemeye alındığını sordu.Öksüzoğlu, TC – KKTC arasında, deniz altına döşenecek kablo sayesinde gerçekleştirilmesi öngörülen bağlantı (enterkonnekte) ile anlık ve yıllık elektrik ihtiyacının ne kadarını temin etmesinin planlandığını, AKSA Enerji Üretim AŞ’ye ait santrallerden devam eden alım garantisinin ne olacağını, aynı şekilde Kıb-Tek’e ait santrallerin bu projeksiyondaki rolünün ne olacağını sordu.
2-Türkiye elektrik iletim şebekesi ile KKTC iletim şebekesini bağlayarak (enterkonnekte) Avrupa’ya kadar büyük bir iletim şebekesinin parçası olunacağından ve böylelikle elektrik arz güvenliğinin sağlanmış olacağından bahsedildiğine dikkat çeken Öksüzoğlu,Türkiye’de elektrik iletim şebekesinin işetilmesinden sorumlu devlet kuruluşu olan Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nin (TEİAŞ) Türkiye elektrik iletim şebekesi ile Avrupa bölgesi şebekesini senkron paralel bir bağlantı ile resmi olarak bütünleştirdiğini ve 14 Ocak 2016 tarihinden itibaren TEİAŞ’ın, Avrupa Bölgesi elektrik iletim şebeke işleticilerinin oluşturduğu ENTSO-E’ye gözlemci üye olduğunu kaydetti.
3-Öksüzoğlu, gerçekleşen bu üyelik nedeniyle Türkiye’nin elektrik iletim şebekesini üye olmayan üçüncü ülkelerle bağlamak istemesi halinde, bu bağlantı şeklinin arz güvenliğine katkı yapacağı düşünülen senkron paralel bir bağlantı olamayacağını ve böyle bir bağlantının dahi ancak ENTSO-E’nin bilgi ve onayı ile gerçekleşebileceğini, olası bir bağlantının arz güvenliğini olumsuz yönde etkileyeceği ortada iken enerjiden sorumlu bakan olarak bunun tam tersini nasıl iddia edebildiğini sordu.
4-Öksüzoğlu, mevcut harmanlanmış ayrıca santral tiplerine göre ayrı ayrı üretim maliyetlerini, mevcut yapı en verimli hale getirildikten sonra bu maliyetlerin ne olacağını, deniz altına döşenecek kablo ile Türkiye’den ülkeye getirilebilecek elektriğin adaya çıktığı noktadaki maliyetini de sordu.
Günün sözü;
Ben gidiyorum dediğimde; gitme diyen birini değil, bende geliyorum, yalnız gidemezsin diyen birini istiyorum. Can Yücel
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.