Britanya’daki York Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, nehirlerdeki ilaç ve farmakolojik ürünlerden kaynaklı kirlilik çevre ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturuyor.
Araştırma kapsamında 100’ün üzerindeki ülkede bulunan 1000 noktadan su örneği alındı. Nehir sularında parasetamol, nikotin, kafein, epilepsi ve diyabet ilaçları tespit edildi.
Sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences’ta yayımlanan ve şimdiye kadar konuyla yapılan ilgili en geniş kapsamlı araştırmaya göre Pakistan, Bolivya ve Etiyopya’daki nehirler en kirli olanlar. İzlanda, Norveç ve Amazonlarda yer alan nehirlerse en temizleri oldu.
Buna artı olarak yoksul ve orta gelirli ülkelerde ve atık su tesislerinin olmadığı veya yeterli olmadığı bölgelerde de durum diğer ülkelere göre daha kötü.
Araştırma ekibinin başındaki Dr. John Wilkinson, “Normalde biz bu kimyasalları alırız, üzerimizde bir etkileri olur ve sonrasında vücudumuzu terk ederler. Bugün en etkili atık su merkezlerinin bile, bu içerikleri, nehir veya göllere ulaşmadan önce tamamen yok edemediğini biliyoruz” dedi. İlaçların balık ve diğer canlıların gelişimi ve üremesi üzerinde de olumsuz etkisi olduğunun altını çizdi.
En çok rastlanan maddeler epilepsi ve nöropatik ağrı tedavisinde kullanılan karbamazepine ve diyabette kullanılan metformindi. Ağrı kesici parasetamol, nikotin ve kafeine de rastlanırken, Afrika’da sıtma tedavisinde kullanılan artemisin en çok görülen maddelerdendi.
Raporda nehir sularındaki antibiyotik varlığının dirençli bir bakterinin gelişimine de sebebiyet verebileceği, bunun ilaçların etkisine zarar vererek çevre ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturacağı vurgulandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.