Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, bugün Meclis’te yaptığı konuşmada yabancılara mülk satışı konusundaki yasa tasarısına değindi ve “5-10 yıl sonra bazı bölgelerde sandık kurmanıza gerek kalmayacak çünkü vatandaş bulamayacaksınız” ifadelerini kullandı. Yabancılara mülk satışı konusunu CTP olarak yaklaşık üç yıldır konuştuklarını vurgulayan Erhürman, yaptıkları önerileri anımsattı ve nüfus planlamasının önemine işaret etti.
“İnşaat sektörünün sürdürebilirliği de tehlikeye girecek”
Bir süreden beridir, yabancılara mülk satışı ile ilgili düzenleme konusundaki yasa tasarısının komitenin gündeminde olduğunu anımsatan Erhürman, CTP’nin söz konusu sorunu iki buçuk yıldır sürekli gündeme getirdiğini vurguladı. Yabancılara mülk satışı konusunun, ülkede mülkiyete sahiplik, nüfus, nüfus planlaması, ekonomik olarak kalkınma planlaması açısından son derece önemle olduğuna dikkat çeken Erhürman, “Bu alanda doğru düzenleme gelmezse, inşaat sektörünün sürdürülebilirliği de tehlikeye girecek” dedi. “Nüfusu planlayamadığımızı için ekonomik, sosyal, kültürel kalkınma planları da yapamayacağımızı söyledik” diyen Erhürman, nüfusu az olan bu ülkenin, bir biçimde toprak mülkiyetinin korunabilmesi ama aynı zamanda nüfus yapısının da sürdürülebilir devam etmesinin temel mesele olduğuna işaret etti. Söz konusu sorunun, Türkiye Cumhuriyeti’nde ve batı medyasında çıkan haberlerin ardından gündeme geldiğine vurgu yapan Erhürman, konunun gündeme gelmesiyle düzenlemenin bir noktadan başladığını ve farklı bir noktaya geldiğini anımsattı. Erhürman, “Bu düzenlemenin içerisinde, şu anki yapı itibariyle baktığımızda, geçmişe ve geleceğe dönük olarak toprağın, nüfusun ve mülkiyetin korunmasıyla ilgili an itibariyle hiçbir şey kalmadı. Bu düzenleme en iyi ihtimalle istatistiki verilerimizi biraz daha iyi hale getirebilecek bir düzenlemeye dönüştü. İşe yaramayacak bir metin var karşımızda” dedi.
“Yüzde yirmi hak tanımanın fiiliyatta hiçbir anlamı yok”
“Bu metin, şu ankinden de daha fazla yabancıların mülk edinilmesini amaçlayan bir metne dönüştü” diye konuşan Erhürman, kota koymanın önemine işaret etti. Mülk edinmeyle ilgili bir kota olması gerektiğini yineleyen Erhürman, “Böyle bir kota olmadığı takdirde, bu ülkedeki belli bölgelerin hızla yabancılaşması, KKTC vatandaşı oranlarının görmezden gelineceği tehlikesi var. Kota koyalım. Dünyanın pek çok ülkesinde var olan bir kotadan bahsediyoruz” dedi. Kota konusuna komitede UBP adına konuşanların da sıcak baktığını dile getiren Erhürman, ortaya çıkan ilk metinde, yabancı ile vatandaş oranının yüzde elli, elli olduğuna vurgu yaptı. “Eğer bir proje yapılacaksa, yüzde elli yabancı, yüzde elli KKTC vatandaşı tarafından satın alınılması kotası vardı. Sonra ise yüzde seksen yabancı, yüzde yirmi KKTC vatandaşına oldu. O da değişti. Şimdi yüzde yirminin KKTC vatandaşı ya da TC vatandaşları tarafından alınabilmesi noktasına gelindi” diyen Erhürman, yabancıların mülk alımıyla birlikte KKTC vatandaşlarının mülk alım kapasitesinin düştüğüne işaret etti. Fiyatların yükseldiğini, KKTC vatandaşlarının alım gücünün almaya yetmediğini belirten Erhürman, “Yabancılar yüzde yüzü alabileceği için, yüzde yirmi hak tanımanın fiiliyatta hiçbir anlamı yok” dedi.
“Bizim derdimiz, kendi nüfusumuzu da koruyabilmekti”
Ortaya çıkan metinde, bir projeden, yüzde yirmi TC ya da KKTC vatandaşı, yüzde seksen ise yabancının alabileceğini ifade eden Erhürman, “Toplumun çok küçük kesiminin oralardan ev alabileceği bir noktaya geliyor iş. TC vatandaşlarına 3 daire denildi. Gerekçe olarak da piyasada alımın düşeceği gösterildi. Niye bir Alman ya da İngiliz için alım ihtimali düşerse TC vatandaşı için düşsün?” diye sordu. Erhürman, “Yüz birimlik proje, binse bin, hepsi yabancılar tarafından alınabilecek. Bölgeyle ilgili de hiçbir kota yok. Bunun sonucu belli bölgelerin tamamen yabancılaşmasıdır” dedi. 5-10 sene sonra bazı köylerde sandık kurulmasına gerek kalmayacağına dikkat çeken Erhürman, “5 bin insanın yaşadığı yerde, 50 kişi oy atacak. Belki de hiç KKTC vatandaşı kalmayacak” diye konuştu. “Bizim derdimiz, kendi nüfusumuzu da koruyabilmekti. Beş bin sadece yabancı uyruklu insandan oluşan bir bölgeye kaç okul yapacaksınız, hangi dilde eğitim vereceksiniz?” diye soran Erhürman, kanalizasyonu gibi sorunların nasıl planlanabileceğini sorguladı. Nüfusu bilmenin önemine dikkat çeken Erhürman, “Ondan çok daha önemlisi, nüfus politikası uygulayıp önümüzdeki beş yıldaki nüfusu öngörebilmektir” dedi. Mesele, geleceğin nasıl planlanacağı olduğunu belirten Erhürman, “Geleceği planlamaktan tamamen vazgeçen bir yapı var karşımızda” dedi.
“Memleket yönetilebilir olmaktan çıkıyor”
“Memleket yönetilebilir olmaktan çıkıyor” diyen Erhürman, inşaat sektörünün sürdürülebilir kılınmasının temel hedeflerden biri olduğunu söyledi. Erhürman, “İnşaat sektörü en hareketli sektör, birçok sektörü besliyor ama bu sürdürülebilir bir şey değildir. Dünyanın hiçbir yerinde inşaat sektörü ekonominin lokomotifi olmadı. Siz bunu yaparak sosyal etkisini düşünmüyorsunuz” diye konuştu. Gelecek olan herkese, sağlık, eğitim, kanalizasyon hizmeti sunmak zorunda olunduğunun altını çizen Erhürman, “Bunun üstüne nüfus üstüne nüfus eklemeye devam ediyorsunuz” dedi. Daire ve konut üzerinden bir kota koyulması gerektiğine işaret eden Erhürman, “Örneğin, Çatalköy-Esentepe Belediyesi sınırları içerisinde yüzde 10 diyelim. Kota aşıldıysa durduralım. Çünkü daha fazlasını bölgelerimiz kaldırmayacak” dedi.
“Bu ülkenin geleceğini düşünmeyen bir yaklaşım”
Altı ilçenin bazılarında, bir süre sonra yabancı nüfusun KKTC nüfusun üstünde bir yapıya dönüşeceğine vurgu yapan Erhürman, “Toplumsal gözle bakmak zorunluluğumuz var bu konuya. Dönüşü olmayan yerlere doğru gidiyoruz” dedi. Bir süre sonra belli köylerin, artık sadece turistik gezi için uğranılan yerlere dönüşeceğini ifade eden Erhürman, “Gaziveren’e, Esentepe’ye artık seçim gezisi düzenlemenize de gerek kalmayacak. Çünkü vatandaşınız olmayacak. Bazı köyler belki de ölü köye dönüşecek” dedi. “Bu konuyu sadece ekonomik açıdan değerlendirmek, gelecekteki ekonomik ihtiyaçları görmezden gelmektir” diyen Erhürman, okul sorununa da işaret etti. CTP’nin önerilerin net olduğuna vurgu yapan Erhürman, belediye bazında yüzde 10 kota istediklerine dikkat çekti. Yüzde 80 yabancı ve yüzde 20 TC-KKTC oranının, yüzde 70’e 30’a çekilmesi ve sadece KKTC vatandaşı olması gerektiğini söyleyen Erhürman, yaklaşık üç senedir yabancılara mülk satışı konusunda “yırtındıklarını” kaydetti. Erhürman, “Bu metin öyle bir metne dönüştü ki boşu boşuna fasariya” dedi. Tufan Erhürman, “Bu ülkenin geleceğini düşünmeyen bir yaklaşım var bu konuda” diye ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.