Başbakan Tufan Erhürman, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile bir araya geldi.
Görüşmede, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC’nin kuruluşunun 35. Yıldönümünde burada bulunmaktan ve bu atmosferi Kıbrıs Türk halkı ile paylaşmaktan şahsı ve heyeti adına mutluluk duyduğunu kaydetti.
Burada kendilerini evlerinde hissettiğini dile getiren Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da tebriklerini ve selamlarını iletti.
“İLİŞKİLER GÜÇLENEREK DEVAM EDECEK”
KKTC ile her alanda; gerek güvenlik, siyasi, sosyal ve birçok alanlarda derinlemesine ilişkileri olduğunu dile getiren Oktay, bu ilişkilerin sadece bugün değil, gelecekte de güçlenerek devam edeceğini kaydetti.
Kurulduğu günden bu yana kurumsal kapasitesine de bakıldığında güçlenen bir KKTC devlet yapısı gördüklerini söyleyen Oktay, bu kapasitenin gelecekte çok daha artarak devam edeceği temennisinde bulundu.
Türkiye Cumhuriyeti olarak üzerlerine ne düşüyorsa yapmaya hazır olduklarını söyleyen Oktay, “sonuna kadar yine sizinle birlikte, destek vermeye devam edeceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz” dedi.
“EKONOMİK KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRDÜK”
Gerek ekonomik, gerek kalkınma programlarında yine birlikte çalışacaklarını, birlikte KKTC’nin nasıl daha ileriye götürüleceği konusunda çalışacaklarını söyleyen Oktay, son
2-3 ayda yaşanan ekonomik sorun olduğunu, bunu Türkiye’de ekonomik manipülasyon olarak ifade ettiklerini, böyle bir dalgalanmanın yaşandığını fakat ekonomik krizi fırsata dönüştürdüklerini kaydetti.
KKTC’de, ekonomik ve yapısal reformlarla, ekonomik krizden daha güçlenerek çıkmanın yollarının aranması gerektiğini dile getiren Oktay, kendilerinin ekonomik manipülasyonla ilgili ciddi adımlar attıklarını ve sonuçlarını da hemen görmeye başladıklarını belirtti.
Önümüzdeki aylarda ekonomik güçlenme açısından çok daha ciddi sonuçlar almaya devam edeceklerini söyleyen Oktay, “yani enflasyonun düşmeye başladığını göreceğiz, cari açık ciddi anlamada düşmeye başladı, bunun devam edeceğini arzu ediyoruz ama ekonomik iyileşme artarak devam edecektir. Bunu hep birlikte göreceğiz” ifadelerini kullandı.
“GÜÇLENEREK ÇIKIŞLARIMIZ KKTC’YE DE YANSIYACAK”
Güçlenerek çıkışlarının mutlaka KKTC’ye yansımasının olacağına dikkat çeken Oktay, “bu ayni zamanda Kıbrıs için de bir fırsattır aslında yapısal reformların yapılmasıyla alakalı” dedi.
Türkiye olarak her türlü zorluğun kendilerini daha da güçlendirdiğini söyleyen Oktay, iyi değerlendirilmesi halinde KKTC için de aynı sonuçların alınacağını, kendilerindeki iyileşmenin KKTC’ye yansımama gibi bir şansı olmadığını kaydetti.
“REFORMLAR HIZLANMALI…”
Kıbrıs’ta devam eden özellikle yapısal reformlarla ilgili Meclisten geçmesi gereken reformların hızlandırılması konusunu Meclis Başkanı ile de görüştüklerini söyleyen Oktay, reformların hızlandırılması halinde daha rahat bir çalışma zemini oluşabileceğini belirtti.
Hidrokarbon kaynakları hakkında, her platformda açıkça ifade ettiklerini fakat buradan bir kez daha söylemek istediğini belirten Oktay, “ KKTC’nin ve KKTC halkının eşit paylaşımı dışında eşit hakları dışında ve uluslararası çözüm bulunması noktasında da eşit haklar ve yine eşit siyasi haklar dışında hiçbir çözüm olmayacaktır. Hiçbir oldu bittiye bizim Türkiye olarak müsaade etme şansımız asla olmayacaktır. Buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Oktay ayrıca, ileriki yıllarda hem kapasitesini, ekonomisini hem de sosyal kalkınmasını daha da güçlendiren bir KKTC göreceklerine yürekten inandıklarını dile getirdi.
“HALKTAN HALKA BİRBİRİNİ TANIYAN BİR KIBRIS VE TÜRKİYE OLMALI”
Türkiye ve Kıbrıs ilişkilerine bakıldığında kamudan kamuya yani devletten devlete ilişkilere odaklanıldığını söyleyen Oktay, Türkiye’nin illerinde bile kendi aralarında tanıtım günleri düzenlendiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bizim artık sadece devletten devlete, kamudan kamuya iletişimin ötesine geçip bu anlamda bir karşılıklı tanıtım yani bizim kendimizi buradaki KKTC vatandaşına buradaki halka ve buradaki halk da kendisini Türkiye’de anlatma gibi böyle bir seferberliği de başlatmamız gerekir diye düşünüyorum. Folklorumuzla birbirimizi tanıyalım. Mutfağımızla birbirimizi tanıyalım. Bilimsel açıdan projelerimizi paylaşalım. Projelerimizi paylaşalım. İllaki bakanlar ve meclis seviyesinde olmak zorunda değil. Vatandaştan vatandaşa. Halktan hakla birbirini tanıyan bir Türkiye ve Kıbrıs olması gerekiyor diye düşünüyorum.”
ERHÜRMAN
Başbakan Tufan Erhürman da, heyete, bu önemli günlerini kendileriyle paylaşmak için gelmelerinden onur duyduklarını söyledi.
Erhürman, Kıbrıs sorunundaki son gelişmelere bakıldığında gelişmelerin özellikle iki ayaktan yürüdüğünü dile getirerek, birinin hidrokarbon konusunda yaşananlar, diğerinin de Rum Lider Anastasiadis’in son dönemde çözüm sürecine ilişkin yaptığı açıklamalar olduğunu kaydetti.
“KIBRIS TÜRK HALKI İKİ KURUCU UNSURDAN BİRİDİR”
“Her iki konuda yaşananı belki bir cümleyle özetlemek mümkün; yetkileri de sorumlulukları da menfaatleri de hakları da paylaşma isteğini şuan itibarıyla göremiyoruz. Biz hep 1960’taki anlaşmalardan da kaynaklanarak şunu söylüyoruz, Kıbrıs Türk halkı bu ülkede iki kurucu unsurdan biridir. Menfaatlerden kendi payına düşeni alacak bir unsur değildir” ifadelerini kullanan Erhürman, kabul edilmesi gerekenin ise Kıbrıs Türk halkının iki kurucu unsurdan ve eşit hak sahibi unsurundan biri olduğu ve her konunun bu noktaya nazaran değerlendirilmesi gerektiği olduğunu vurguladı.
“ADANIN TÜM VARLIKLARI ÜZERİNDEKİ HAKLAR EŞİTTİR”
Rum tarafında, hidrokarbon konusunda ileri sürülen, gerekirse bir fon kurulup oraya bir miktar paranın konulması yaklaşımı ve son dönemde siyasi eşitlik konusunda ortaya konulan yaklaşımın, statünün doğru kavranamadığı veya kavranmak istenmediğinin göstergesi olduğunu söyleyen Erhürman, bu noktada Kıbrıs Türk halkı olarak duruşlarından çok emin olduklarını ve adanın etrafındaki ve üstündeki tüm varlıklar konusunda Türklerin de eşit hak sahibi olduklarını kaydetti.
Siyasi eşitlikten kendilerinin anladığının da, Kıbrıs Türk halkının iradesinin yansımadığı herhangi bir kararın Federasyonda meşruiyet derecesinin tartışmalı olacağı olduğunu söyleyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının, kurucu ortaklıktan kaynaklanan iradesini yönetimin gerçekleşmesine de katmak durumunda olduğunu belirtti.
“SİYASİ EŞİTLİK OLMAZSA OLMAZDIR”
Erhürman konuşmasına “Kıbrıs Rum tarafı anlamalıdır ki bir çözüm bulunacaksa o çözüm birlikte yönetme, yetkileri ve sorumlulukları paylaşma ve birlikte kullanma esası üzerinden gerçekleşecek. Siyasi eşitliği hep vurguluyoruz. Bizim açımızdan olmazsa olmazdır. Onun olmadığı bir çözüm modelinin gerçekleşmesi mümkün değildir” şeklinde devam etti.
Son 3-4 ay içerisinde yaşamak zorunda kaldıkları ekonomik sıkıntılara da değinen Erhürman, bu ekonomik sıkıntının Türkiye Cumhuriyeti’ne yansımasının büyük olduğunu fakat ekonomik sıkıntının KKTC’ye daha çok yansıdığını kaydetti.
“İTHALATA BAĞIMLI OLUNMASI ÇOK DAHA FAZLA SIKINTI YARATIYOR”
KKTC’nin çok daha ithalata bağımlı bir ülke olmasından dolayı ekonomik sıkıntıların daha çok yaşandığına dikkat çeken Erhürman, KKTC koşullarında dövizin piyasada kullanımının çok daha yaygın olduğunu ve tüm bunlardan dolayı halkı çok daha fazla etkilediğini kaydetti.
“BİRLİKTE İLİŞKİLERİ DAHA ÇOK GELİŞTİRMEYE İHTİYACIMIZ VAR”
KKTC’nin en temel ihracatının Türkiye’ye yapıldığını, bunun da siyaset düzeylerinin dışında da ilişki kurmalarını gerektirdiğini dile getiren Erhürman, “iş dünyamızın ilişkisi bile çok da yeterli düzeyde değil. İhracatta sorun yaşamadığımız tek ülkeyle de kurduğumuz ilişkide biz sıkıntı yaşıyoruz. Hellimin ihracatı meselesinde de arzu ettiğimiz noktada değiliz. Demek ki daha yapmamız gereken çok iş var. Biz hükümetler düzeyinde iyi ilişkiler kuruyoruz ama bizim halklarımızın tüm kesimleri ve katmanları ile birlikte ilişkileri daha çok geliştirmeye ihtiyacımız var. Bunu birlikte yapacağımızdan da eminim” dedi.
Konuşmaların ardından, günün anısına hediye teatisi yapıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.