Erhürman'ın açıklaması şöyle:
Aslında mesele “ külliye mi, hastane mi” meselesinin ötesindedir! Mesele, bu ülkeyi, ihtiyaçlar doğrultusunda planlı bir biçimde yönetmek, öz güven sahibi olmak ve özne olmak meselesidir!
1. Bu ülkeye, cumhurbaşkanlığı, meclis, hastane veya okul binası… Ne yapılacaksa yapılsın, ilk aşama ihtiyaç analizidir. Bu ülkenin yetkili makamları oturur, ihtiyaçları belirler, planlama yapar, öncelikleri saptar ve ülkeye neyin, ne zaman yapılacağına kendileri karar verir. Tam da bu noktada, hastane, okul, doğru dürüst yollar gibi ihtiyaçlar varsa, herhalde herkes için bunlar, cumhurbaşkanlığı veya meclis binasına göre önceliklidir.
2. Kararı verdikten sonra elbette buna bir finansman sağlanması gerekir. Kendi mali olanaklarınızla yapabilirseniz yaparsınız. Mali olanaklarınız yetersiz ama ihtiyaç acilse elbette hibe veya kredi şeklinde dış kaynak da, yatırımın türüne göre kamu-özel ortaklığı da değerlendirebileceğiniz seçeneklerdir. Bugün dünyanın pek çok büyük ülkesi dahi çeşitli yatırımlar için bu seçenekleri değerlendirir ve uygular. O nedenle, “külliye istemiyorsanız hastane de istemeyeceksiniz” yorumu hangi konuda dış kaynak talep veya kabul edileceği konusundaki iradeyi görmezden gelmek anlamına gelir!
3. Halkın acil ve günlük yaşamını olumsuz etkileyen ihtiyaçları varsa, elbette bunları görmezden geldiğiniz, gailesini çekmediğiniz düşüncesi yaratacak, halk tarafından “lüks” olarak değerlendirilen tercihleri, sırf iç veya dış kaynak bulabiliyorsunuz diye önceliklendirmezsiniz.
4. Kaynağı yaratabilecekseniz, doğru yer seçimini kurumsal yapınızla ve şehir plancılarınızla birlikte yapmanız gerekir. Bunun için mevzuatınız halkın katılımı gibi yöntemler öngörüyorsa, elbette hukukunuzun gereklerini de yerine getirmeniz son derece önemlidir.
5. Kaynağı yarattığınız zaman, ısrarcı olacağınız konu, hele de özellikli binalarda, kendi mimar ve mühendislerinizin görev üstlenmesi ve ihtiyaca, ülkesel ve kentsel kimliğe uygun bir mimari kimlikle binanın yapılmasıdır. Çevre düzenlemesi ve ağaçlandırma söz konusuysa, özellikle özellikli binaların çevresinde, yine kendi insan kaynağınızın belirleyiciliğiyle ve örneğin bu ülkeye uygun, bu ülkeyi yansıtan ağaç ve diğer bitkileri, anıt ve sanat eserlerini seçmek önemlidir.
6. Bu arada, yapım dolayısıyla ortaya çıkan ekonomik faaliyetten yerli işletmeler aracılığıyla azami yarar sağlamak elbette dikkat edilmesi gereken önemli konulardan biridir.
7. Nihayetinde bu ülkede yapılacak bir inşaat söz konusu olduğuna göre, bu ülkenin mevzuatı hangi izin ve onay koşullarını öngörüyorsa, elbette bunların tümüne uygun davranmak olmazsa olmazdır.
Dolayısıyla mesele aslında “külliye mi, hastane mi” meselesinin çok ötesindedir. Tartışmayı doğru yerden yapmak, hem doğru yerde durmak, hem de hamaset ehlinin çabalarını boşa çıkarmak için fena halde gereklidir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.