Ülkemizdeki ağır ekonomik şartlara elektrik kesintilerinin de eklenmesi yaşamın her alanını ciddi kaos ortamına sürüklemektedir. Hükümet olduğunu iddia eden basiretsizler ordusu halkımızın boğuşmak zorunda kaldığı bu sorunlara çözüm aramak yerine Hacca gitmeyi veya tatil turlarında Avrupa’da gezmeyi tercih etmektedirler.
Hayatları elektrikle çalışan cihazlara bağlı olan çocukların, insanların varlığı bir gerçekliktir. Temelinde Kıb-Tek’in özelleştirilmesi yatan elektrik krizinde akaryakıt ihale yolsuzluklarıyla birilerine devasa karlar sağlanmaktadır. Bilinçli olarak yaratılan elektrik kriziyle bu insanların hayatı tehlikeye atılmakta, Bununla birlikte çok ciddi sorunlarla boğuşan üretim sektörü daha da zora sokulmaktadır.
Mali ekonomik protokol adı altında TC ile imzalanan dönüştürme metinleri kamu maliyesinde tasarruf adı altında özelleştirme ve peşkeşe, sosyal yaşamımızda ise kimliğimizin kültürümüzün sistematik bir şekilde dönüştürülmesine çanak tutmaktadır. Bu durum Cenevre Sözleşmelerine göre savaş suçu sayılmaktadır.
Bir gecede 11 tane UBP’li siyasi atamayı görevden alıp yerine başka 11 tane UBP’liyi siyasi mevkiye atayan, gereksinim olmadığı halde ateşe atayan zihniyet görevinde 25 yılını doldurmuş öğretmenlerimizin 2 saatlik ders indirimini kaldırarak tasarruf yapacağını iddia etmektedir.
Bununla birlikte hazırlanan yasa değişiklik önerisiyle 1937 yılından bu yana Kıbrıs Türk kimliğinin kültürünün temeli sayılan Atatürk Öğretmen Akademisinin de sonunun getirilmesi söz konusudur.
TC’nin asimilasyon politikaları, üniversite baronu sermaye sahiplerinin istek ve telkinleriyle ortaya çıkan bu tasarı halkımızın öz kurumu, toplumumuzun tümünü eğiten ilkokul öğretmenlerimizin yetiştiği tek kamu okulunun kapanmasına neden olacaktır.
Aynı baronlar 2008 yılında çok süslü vaatler vererek devletin tek HemşirelikYüksek Okulunun kapanmasına neden olmuş o gün bu gündür bu ülkede hemşire eğitimi sekteye uğratılmıştır.
Kıbrıs Türk Hava Yolları yine benzer bir mantığın sonucu kapatılmıştı. Şu anda adamızın Güney’inden çeşitli Avrupa ülkelerine 40 Euro’ya uçabiliyorken, adamızın Kuzey yarısından Adana’ya uçma bedeli 3000 TL’den başlamaktadır.
Ercan Havaalanı da benzer özelleştirme mantığı çerçevesinde TC sermayesine peşkeş çekilmiştir. Son günlerde ilgili firma bakım onarım ve teknik cihaz taahhütlerini yerine getirmediğinden uçaklar alana güvenle inememekte ve yolcular çok ciddi tehlike altında uçmaktadır.
Atatürk Öğretmen Akademisi bu ülkede 1937 yılından bu yana devlet idaresinde Kıbrıs Türk Toplumu için ilkokul öğretmeni yetiştirmektedir. Kamu okulu olması ve bu okula giren öğretmen adaylarımızın para karşılığında değil, sınavla ve seçilerek girmesi bu okulumuzu kamusal eğitim açısından vazgeçilmez yapmaktadır. Kıbrıs Türk Kimliğinin temeli sayılan Atatürk Öğretmen Akademisini kapatmak kültürel dönüşüm ve asimilasyona hız katacağı gibi İlkokul öğretmeni yetiştirme kurallarını sulandırarak kamunun dışına açmak; hem kalitenin bozulmasını hem de Atatürk Öğretmen Akademisi’nin kapatılmasını getirecektir. Bu yapılmaya çalışılan Kıbrıslı Türk kimliğine ve sosyal hayatımıza doğrudan müdahaledir. Bu bizim için kesinlikle kabul edilebilir değildir.
Kıbrıs Türk Hava Yolları kaybedildi, Sanayi Holding kaybedildi, Hemşirelik Yüksekokulu kaybedildi, Ercan Havaalanı kaybedildi, şu anda tüm limanlarda TC elemanları uyumlaştırma adı altında çalışmalar yapmakta yani limanlar da kaybediliyor.
Atatürk Öğretmen Akademisi Kıbrıs Türk Kimliğinin ve Kültürünün Temelidir. Dönüşmeyeceğiz. Kaybetmeyeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.