Malum meclis toplantıları partilerin birbirlerinin kirli çamaşırlarının sergilendiği yerdir. Sanki hiçbiri kendi partilerinin Hükumet olduğu dönemler için sorumluluk taşımıyormuş gibi mevcut Hükumete veryansın eder. Hele izleyici locaları dolu ise Rüştü Saraçoğlu stadındaki seyirci gürültüsü desibelinin üstüne çıkarak konuşurlar.
Ben bu güne kadar izlediğim hiçbir meclis toplantısından birbirlerinin kirli çamaşırlarını öğrenmekten başka fayda sağlamadım.
En bol malzeme bütçe görüşmelerinde çıkar. Çünkü herkes naklen yayınların izleyicisi çok olduğu için kürsüye çıkar ve makineli tüfeği olan dilini ateşler.
Bu kürsüye çıkan vekiller hiçbir zaman kendi hükumetleri döneminde kendileri ne yapmış hiç onlardan bahsetmezler ve de böylece hükumet vekilleri ve bakanlarına koz verirler.
Elektriğe %20 zam yapan partiyi yaftalı protesto etmiş fakir fukarayı ezmekle suçlamış. Kendisi hükümet olur olmaz %30 zam yapmış
Hala Sultan külliyesine ve ilahiyat kolejlerine karşıyız demiş. Hükumet olur olmaz elinde makas bunların temel atma törenine katılmış
Bu gün336 geçici istihdamın, durdurulması kararını alan ve olması gerektiğini savunan vekil sadece ÖRP ile kurulan ve kısa süren koalisyon hükumetinin aldığı 510 kişinin akıbeti ile ilgili soruya cevap vermez.
Üçlü kararname tayinlerini sonlandıracağız deyip hükumete gelen partisinin.7 aylık süre içinde 48 yeni üçlü kararname tayini yaptığını söylemez.
Bu 3’lü kararname ve müşavir kadroları beni oldu olası çok çok rahatsız eder. Ticarette bile ‘’Haksız rekabet’’ cezaya tabidir. Bu tip tayinlerde ise mükafata dönüşmektedir.
Bu gün itibariyle müşavir sayısı emekliler hariç herhalde 150’ye ulaşmıştır. Bunlar hiçbir görev yapmadan yüksek maaşları cepleyip kendi işlerini yapmakta veya yan gelip yatmaktadırlar. Öte yandan ayni devlet yeni aldığı memurlara asgari ücret ödemektedir. Bunda ne var diyeceksiniz biri memur diğeri partizanlıkla müdür olmuş kişi.
İşte ülkemiz yıllar boyudur böylesi karşılıklı suçlamalar ve bir türlü düzelmeyen ekonomik ve sosyal kalkınma
Her gelen hükumet Türkiye’den gelen bu dayatma paketlerle üstelik her ay uygulama yönünde taahhüdünü yenilemekle bizlerin onlar tarafından yönetilmesini sağlayarak ezilen bir halk durumuna getirmektedirler.
Son günlerde erken seçim gündeme gelmiş fakat erken seçim için iki ayrı önerge verilmiştir. Birisi hükumete güvensizlik önergesi ikincisi da 2 Temmuz 2027’de erken seçim önergesi.
Güvensizlik önergesinin reddedileceğini ve de hükumetin bunu bir nevi güvenoyu haline dönüştüreceğini bilmemekle ve ya tahmin etmemekle en büyük hatayı yapmıştır.
Neticede Hükumet yeniden güvenoyu almıştır.
Erken seçim önergesini imzalayacağını söyleyen Başbakan da tam bu sözünü Hüseyin’ce kullanmıştır.
Önergeyi komisyona göndermiş sonra da gizli Başbakan Serdar beyin isteği doğrultusunda komisyondan 2018 yılında zamanında yapılması çıkmıştır.
Ne denecek şimdi biz gereğini yaptık ama onlar yapmadı. Peki empati yaparak bu sonucun böyle olacağını da bilmiyorlar mıydı?
Hükumet ne zaman seçime hazırsa seçim o zaman olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.