Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, önümüzdeki dönem birkaç yıl içerisinde Rumların çözüm konusunda samimiyetsiz tavırlarını sürdürmesi halinde, Kıbrıs Türk halkıyla konuyu tartışacağını ve gerekirse Kıbrıs Türk tarafının kendi bünyesinde bir referandum yapılabileceğini söyledi.
Eroğlu, önümüzdeki dönemde devam edecek görüşme sürecinde bir zaman limiti içerisinde Rum liderliğinin çözüm isteyip istemediği noktasında samimi olup olmayacağının ortaya çıkacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Eroğlu, misyonunun Maraş değil, Kıbrıs sorununu çözmek olduğunu da söyledi.
Seçim bürosundan verilen bilgiye göre, Derviş Eroğlu bugün Kıbrıs TV’de Serhat İncirli’nin hazırlayıp sunduğu “Kıbrıs’ta Bugün” programına konuk oldu, gündemi ve seçim sürecini değerlendirerek, soruları yanıtladı.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in müzakere masasındaki tutumunun sorulması üzerine Eroğlu, Rum liderin masada aşırı isteklerde bulunduğunu söyledi.
Bu taleplerin de kabul edilmesi halinde Kıbrıs Türk halkının büyük sıkıntılarla karşılaşacağına dikkat çeken Derviş Eroğlu, “Rumlar masadan kaçtıktan sonra, bize gelen bilgilere göre, ayakları biraz daha yere basar bir şekilde masaya dönecekler. Üzerimizdeki ambargoların anlamsızlığı noktasında tartışmalar başlamıştır. Ambargoların kalkmasıyla başka adımların da gelebileceği noktasında endişelenip ayakları daha da yere basar bir şekilde masada olacaklar diye bekliyoruz” dedi.
“BİZDE BAŞKANLIK SİSTEMİ YOK”
Bakanlar Kurulu’na başkanlık etme konusunun sıkça tartışıldığını ve başkanlık edilmesi halinde neyin değiştirilip değiştirilemeyeceği yönündeki bir soruya ise Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC’deki sistemin parlamenter sistem olduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanlarının, Bakanlar Kurulu’na zaman zaman başkanlık edebileceğini ifade eden Derviş Eroğlu, “Ama yürütme hükümettedir” dedi.
Eroğlu şöyle devam etti:
“Her hafta gidip Bakanlar Kurulu’na başkanlık edecekseniz bu başkanlık sistemi gibi olur. Bizdeki sistem bu değil. Bazı arkadaşlar değişimden söz eder ama neyi değişeceklerini söylemiyorlar. Cumhurbaşkanları zaman zaman bakanlar kuruluna gidebilir Gittiği zaman görüşmeler konusunda bilgi verir. Bir de halktan kendisine gelen sıkıntıları aktarır. Başbakanla her hafta buluşmamızda halktan gelen konuları aktarıyordum. Şimdi bazı aday arkadaşlar sanki icranın başına geçeceklermiş gibi programlarını açıklıyorlar. Bu bana göre doğru değildir. Bu, sistemi karıştırıyorsun demektir.”
“BEN ÇÖZÜM KARŞITI DEĞİLİM”
Hiçbir zaman çözüm karşıtı olmadığını ifade eden Derviş Eroğlu, yapılan kamuoyu yoklamalarında halkın büyük bir kısmının çözüm istediğinin görüldüğünü, ancak haklara halel gelmeyecek şekilde bir anlaşma istendiğini vurguladı.
Kendisinin çözüm istemediğini sık sık söyleyenin “eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat” olduğunu ifade eden Eroğlu, “Kendisi de 5 yıl bu görevi yaptı. Hem de yoldaşıyla müzakere etti. Neden çözemedi? Demek ki çözüm istemeyen Rumlardır. Ben sayın Talat’ın bıraktığı yerden devam ettim. Sayın Anastasiadis geldi. Ona da hemen görüşmelere başlayalım dedik. Ama kendisi ön şartlar ortaya koydu. Bu kadar ön koşula evet diyen bir kişi nasıl olur da anlaşma istemez? Biz müzakerelerin başlaması için bu ön şartları iyi niyetle kabul ettik. Demek ki bazı arkadaşlar gerçekleri anlatmıyor. Rumların anlaşmamak için gerekçeleri var. Dünyanın tanıdığı, BM ve AB üyesi bir devlet.Bir anlaşma mecburiyetleri yok” diye konuştu.
“GEREKİRSE KENDİ İÇİMİZDE REFERANDUM YAPARIZ”
Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, önümüzdeki dönemde Rumların çözüm konusunda samimiyetsiz tavırlarını sürdürmesi halinde, Kıbrıs Türk haklıya konunun tartışılarak, gerekirse Kıbrıs Türk tarafının kendi içinde bir referandum yapılabileceğini söyledi.
Müzakerelerin yıllardır devam ettiğini ve konuşulan konuların da belli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, tarafların başlıklarla ilgili görüşlerinin de ortada olduğunu kaydetti.
“Demek ki bir zaman limiti olmazsa, Rumlar bu tavırlarını devam ettirecek” diyen Eroğlu, zaman limiti olursa, Rumların samimiyetinin ortaya çıkacağını belirtti.
Birkaç yıl içerisinde anlaşma olmazsa bunu Kıbrıs Türk halkıyla tartışacağını vurgu yapan Eroğlu “Bu süreç ucu açık devam ettirilmemeli. Ben Eide’ye önümüzdeki dönem başlayacak ilk toplantıyı Genel Sekreter’in önünde yapalım önerisini yaptım” dedi.
“TAKAS VE TAZMİNAT. ANA PRENSİBİMİZ BUDUR”
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in masadaki taleplerinin sorulması üzerine Derviş Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Garantörlüğü ve Türk askerini kabul etmiyor. Dönüşümlü başkanlığı kabul etmiyor. Bulunacak çözüm AB’nin birincil hukuku olmalı diyoruz. Bu noktada kalıcı deregasyonlar olmalı. Bunu da kabul etmiyor. Vatandaşlarımız arasında ayırım yapıyorlar. Aşırı toprak talepleri var. Bizde kalacağını sandığımız topraklarda da bir Rum’un malı varsa birinci tercih hakkına sahip olacak. Bunlar evet diyemeyeceğimiz konulardır. Tartışılması lazım. Mesela Talat Bey Hristofyas ile mülkiyet konusunu pek tartışmadı. Ben 6 ay tartıştım. Bu konuyu takas, tazminat ve iade ile çözeceğimizi belirttik. Biz bu konunun takas ve tazminatla çözülmesi gerektiği noktasındayız. Malına dönmek isteyen Rumlar olabilir. O da çok kısıtlı bir şekilde iade olabilir. Ana prensibimiz budur.”
“ADADAKİ HUZURUN KAYNAĞI TÜRK ASKERİDİR”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bulunacak çözümün, barış ortamını bir çatışmaya döndürmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Kıbrıs’ta bir daha çatışma çıkmasını istemediğini dile getiren Derviş Eroğlu, “Bu ülkede huzur ve güven içinde yaşamak istiyoruz. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelere baktığınızda etrafımız ateş çemberidir. Bizde huzur var. Bunun nedeni de Türk askerinin varlığıdır” dedi.
“ENI AYRILIYORSA, GEMİ TÜRKİYE’YE GERİ DÖNECEK”
Eroğlu, NAVTEX konusundaki son gelişmelerin sorulması üzerine ise, şöyle devam etti:
“Bildiğim kadarıyla ENI şirketinin yapmış olduğu son kazıda bir şey çıkmadı. Büyük bir ihtimalle de ENI şirketinin platformu bölgeden ayrılıyor. Rumlar yeni bir NAVTEX ile yeni bir kazıya başlamazsa, Türk tarafı olarak biz de NAVTEX açıklamasında bulunmayacağız.”
“KAZANAN DA KAYBEDEN DE BENDEN BİLİYOR”
Belediye seçimleri ve UBP’deki kurultay döneminde bazı partililerin kendisiyle kırgınlık yaşadığı yönündeki söylemlerin hatırlatılması üzerine ise Derviş Eroğlu, “Bir kere adımız çıktı. Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden kazananlar oldu ben kazandırdım oldu. Kaybedenler oldu, ben kaybettirdim oldu” diye konuştu
Derviş Eroğlu, belediye seçimlerinin lokal bir seçim olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
“Yıllardan beridir belediye başkanlığı devam edenler vardı. Karşılarına rakipler çıkmıştır. Bu rakipler halk arasında sempati kazandıysa seçimi kazanmıştır. Mesela Lefke’de Mehmet Zafer bey benim kardeşim gibidir. Bütün seçimlerinde mitinglerinde ben vardım. Mesela DP Lefke’de güçlü bir aday çıkardı ve oylar paylaşıldı. Böyle olunca da Mehmet Zafer bey kaybetti. Mehmet Zafer beyin aleyhine benim kampanya yapmam mümkün değil. Çünkü ben onun oylarıyla da seçim kazandım. Mesela Alsancak Belediye başkanı. Yücel Atakara beyin karşısına genç bir aday çıktı. Bazı partililer onu destekledi ve seçimi kazandı. Lefkoşa’daki seçimde mevcut başkana seçimi kazandırdım diye laflar söylendi. Bu arkadaşın seçimi kazanmasının tek nedeni, seçmenin yarısının sandığa gitmemesidir.”
“DİĞER ADAYLARA KÜSLÜĞÜM, KIRGINLIĞIM YOK”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, adayların herhangi biriyle küslüğü olup olmadığının sorulması üzerine ise kimseye kırgınlığı veya dargınlığı olmadığını söyledi.
Mustafa Akıncı ile geçmişte koalisyon ortaklığı yaptığını belirten Eroğlu, “Kudret beyi ben aldım. Bir kavgamız olmadı. Ben aday olacağım deyince, bu görevi sürdüremezsin, üniversiteye geri dön dedim. Sibel hanımla bir kavgam yok. Kendisi beni rakip gördüğü için zaman zaman iğneliyor” dedi.
“SAĞLIĞIMDA BİR SIKINTI YOK”
Sağlığı ve yaşı konusunda eleştirildiğinin sorulması üzerine de Eroğlu, herhangi bir sağlık problemi yaşamadığını belirtti.
“Yaşımla uğraşacaklarına saçımla uğraşsınlar” diyen Eroğlu şöyle devam etti:
“Bu saçların her teli tecrübedir. Geçmişte bir by-pass ameliyatı oldum. Ama gençlerle yarışacak şekilde memleketin her tarafını gezdim. Gitmediğim 3 köy kaldı. Yaş başkadır ihtiyarlık başkadır. Biz burada kafayı seçeceğiz. Düşünceyi seçeceğiz. Kıbrıs sorununu yaşayarak bilen, güvenilir, tecrübeli bir lider seçeceğiz. Halkımız da böyle bir lider arayışındadır.”
“BÜTÜN ADAYLAR KKTC CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY”
“Çözümsüzlük çözümdür” sözünün kendisine ait olduğu yönündeki bir iddiayı da yanıtlayan Eroğlu, bu sözün Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ait olduğunu belirtti.
“Denktaş bey, Kleridis ile Beyrut’ta müzakerelere başlamıştı. Sonuçsuz kalınca çözümsüzlük çözümdür demişti. Yani Kıbrıs Cumhuriyeti devam edecek demişti. O dönem kimse bu sözden rahatsızlık duyulmadı” dedi.
Derviş Eroğlu, kendisini eleştirenlerin KKTC cumhurbaşkanlığına aday olduğunu belirterek, “Demek ki bir anlaşma arayışı içindeyiz, anlaşma oluncaya kadar da bu devlet devam edecek. Bundan gocunacak bir şey yok” diye konuştu.
“MİSYONUM MARAŞ’I DEĞİL KIBRIS SORUNUNU ÇÖZMEKTİR”
Kendisinin Maraş’la ilgili önerisinin sorulması üzerine ise Eroğlu, şöyle konuştu:
“Maraş bütünlüklü bir çözümün parçasıdır. Arkadaşların bir kısmı Mağusa İnisiyatifi’nin oylarını alsın diye öneriler yapıyor. Kudret bey ne diyor? Kıbrıs Türk yönetimi altında açacağım diyor. Bunları söylemek güzel da oy için söylendiği belli. Akıncı, Mağusa İnisiyatifi’nde bir görüş vardır. Maraş açılırsa müthiş bir inşaat yapılanması olacak ve inşaat malzemelerini bizden alacaklar ve iş potansiyeli yaratılacak. Ben diyorum; inşaat malzemeleri için Larnaka var. Niye bizden alsınlar? Kıbrıs Türk yönetimi altında açacağım diyen arkadaş, müzakereleri istemez demektir. Hem çözüm isteyip hem de kendi yönetiminde açacağım dersen masa kalmaz. Eğer masa ortadan kalkarsa, o zaman açarsın. Müzakereler devam ederken kendi yönetiminde açacağım dersen müzakerelerin devam etmesinden yana değilsin demektir. Misyonum Maraş değildir. Kıbrıs sorununu çözmektir.”
“BENİM DÖNEMİMDE KAMU DAHA VERİMLİYDİ”
Suç oranlarının çok yükseldiğini, mahkemelerin yavaşladığını, devlet dairelerinde sıkıntılar yaşandığını ifade eden Derviş Eroğlu, bu noktada, gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin hataları olduğunu söyledi.
Eroğlu, kendi başbakanlığı döneminde kamunun daha iyi çalıştığını savundu.
Derviş Eroğlu, “Çünkü o dönemler müsteşarları ve daire müdürlerini çağırıp toplantı yapardım ve düşüncelerimi söylerdim. Şimdi işin içine politika da girdi. Evet her dönemde aksaklıklar olur. Ama adama göre iş değil. İşe göre adam alınması yanlıştır. Ülkedeki suç olayları oluyor. Ama olmaması gereken şeylerdir. Son zamanlarda çeşitli sebeplerden suç oranları artıyor” dedi.
POLİS GENEL MÜDÜRÜ ATANMASI KONUSU
Polis Genel Müdürü atanması noktasında gidişatın sorulması üzerine de Eroğlu şunları belirtti:
“Ben sayın başbakan ile üçlü kararname yazılmadan önce görüştüm.Genel Müdürün terfisine kimse karışmaması için bir formül yapalım. Emniyet Genel Müdürü rahatsız olduğu zaman ya da izne çıktığı zaman yerine birinci yardımcısı bakar. O yüzden gelin birinci yardımcıyı genel müdür yapma kuralı koyalım dedim. “biz böyle düşünmüyoruz. Dördüncü sırada bir arkadaş var. Biz onu düşünüyoruz” dedi başbakan. Benim görüşüm, birinci yardımcının otomatik olarak müdür olabilmesidir. Maalesef arkadaşlar bunu kabul etmedi.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.