Ülkemizde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında 3.Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan nasıl ayrılacağı merak konusu oldu. 2010 yılında 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve eşi Oya Talat Cumhurbaşkanlığı sarayını kendilerine ait van araçları ile terk etmişti.
Mehmet Ali Talat Detay Gazetesi Genel yayın yönetmeni Oshan Sabırlı'ya yaptığı açıklamada saraydan nasıl ayrıldığını değerlendirmişti.
Talat eroğlu'nun kendisine bir Cumhurbaşkanı olarak gerekli kolaylıkları yapmadığından şikayetçi olmuştu.
İşte 2. Mehmet Ali Talat'ın 15 Nisan 2014 tarihli dETAY Gazetesi'nde yayınlanan Talat'ın ağzından çok konuşulan röportajından detaylar.
“Ben de aynı muameleyi bekliyordum”“Ben başbakandım, seçimi kazanmış ancak görevi devralmamıştım. Benim cumhurbaşkanlığına gelişimde, Denktaş Bey beni aradı ve ‘Cumhurbaşkanlığı’nı size devrediyorum. Serdar bana bir ofis ayarladı, oraya gideceğim. Bir talimat ver de orayı bir tefriş etsinler’ dedi. Ben de ‘olur yaparız, ama bence siz oradaki eşyalarınıza alıştınız. Bence istediklerinizi oradan alın, eksiklikleriniz olursa alırız. Hem alışmış olduklarınızı almış olursunuz, hem de bana orayı istediğim gibi düzenleme fırsatı verirsiniz’ demiştim. Ama bu bir anlayış, bir kültür, bir olgunluk meselesidir. Ben görevi bıraktığımda, aynı muameleyi bekliyordum. Ben de aynısını yaptım ve Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu aradım. Bana ‘müsteşarlarımız konuşsun, halletsin’ dedi. Müsteşarlar konuştu ve anlaştılar. Müsteşarım Hasan Sarıca, O’nun müsteşarı da Mustafa Tokay’dı.
“Büyük bir travmaydı benim için”
“Yer kiralanacaktı, eşyalar konusunda da Denktaş Bey’e yaptığımızın aynısını yapalım’ dedik. Ben daha görevdeyken, yine dönemin Başbakanı olan Eroğlu’nu aradım ve eşyaları nereye taşıyacağımı sordum. ‘Vallahi ben görevi devrettim, bakanlar kurulundan ayrıldım yeni bakanlar kurulu karar versin’ dedi. Kaç zaman sonra bakanlar kurulu toplanacak da karar versin. Bu arada da kendi gazetelerinde, ‘Talat Sarayı yağmaladı’ diye bir haber çıktı. Bu benim tabi çok ağrıma gitti. Hayatımda ilk ve son defa böyle bir suçlamayla karşılaştım. Hala kırgınlığım var tabi, büyük bir travmaydı benim için. Bir yıl ofis konusunda hiçbir şey yapmadılar. Çardağın altında, görüştüm, misafir kabul ettim, röportaj verdim. Yabancıları ve Türkiye’den gelen konukları kabul ettim. Sonra hava kışladı, bu kez de evde üst katı mekân haline getirdim.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.