Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkının haklarını teslim etmekten kaçındığına dikkat çekerek,”BM ve AB de bu haksızlığa ses çıkarmıyor ama biz sabırlıyız, haklıyız, haklarımızı mutlaka masada alacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı dün akşam sırasıyla Gayretköy, Serhatköy, Şahinler, Mevlevi, Zümrütköy ve Akçay’ı ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi.
Eroğlu’nun seçim ofisinden yapılan açıklamaya göre, ziyaretlerde, UBP Güzelyurt Milletvekilleri Kemal Dürüst ile Ali Pilli, DP-UG Güzelyurt Milletvekili Menteş Gündüz, UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar ve DP-UG Güzelyurt İlçe Başkanı Türkay Tokel de hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu ziyaretlerinde yaptığı konuşmalarda, UBP ile DP-UG’nin kendisinin adaylığında ısrarcı olduğunu ifade ederek, “Ben de bu çağrıyı değerlendirerek geçtiğimiz Kasım’da adaylığı açıkladım” dedi.
Konuşmasında Kıbrıs konusuna değinen Eroğlu, Rum lider Hristofyas ile 77 kez görüştüğünü , Anastasiadis ile de 7 kez görüşme gerçekleştirebildiğini söyledi.
Anastasiadis’in masadan kaçtığını ve şu an masada sadece kendisinin bulunduğunu anlatan Derviş Eroğlu, Anastasiadis’e “Anlaşma niyetinde değilsen ve en ufak bir fırsatı masadan kaçmak için kullanırsan, seninle anlaşma şansı oldukça azdır” dedi.
Eroğlu, masadan kalkanların, anlaşma niyetleri varsa ön koşulsuz masaya gelmesi gerektiğini vurguladı.
“TÜRKİYE’NİN GÜNEY KIBRIS’I TANIMASI BİZİM AZINLIK HAKLARINI GÖRÜŞMEMİZ DEMEK”
Rum tarafının müzakere masasına dönmek için ön şart öne sürdüğü ve Türkiye’nin egemenliklerini tanımasını istediğini hatırlatan Eroğlu, “ Türkiye’nin, Güney Kıbrıs’ı tanıması demek, bizim masada azınlık hakları görüşmemiz demektir” dedi.
BM Genel Sekreteri’nin özel danışmanının 26 Ocak’ta BM Güvenlik Konseyi’ne raporunu sunacağını, öncesinde de kendileriyle telefon görüşmesi yapacağını kaydeden Eroğlu şöyle devam etti:
“Bu iş çok uzadı. Rum tarafı hakkımızı teslim etmekten kaçıyor, maalesef BM ve AB de bu haksızlığa ses çıkarmıyor ama biz sabırlıyız, haklıyız ve haklarımızı mutlaka masada alacağız. Artık ne olacağı belli olmalıdır. Ben bu nedenle halkımdan gelen sesler üzerine aday oldum. Başlattığımız bir süreç var. Bunu tamamlamamız lazım.”
Müzakerelerdeki üçüncü safhanın al-ver süreci olduğuna dikkat çeken Eroğlu, bu süreçte ciddi pazarlıklar yaşanacağını ancak Rum liderliğinin pazarlıktan kurtulmak için bahanelerle masadan korkup kaçtığını söyledi.
Rum liderliğinin, kalıcı deregasyonları, dönüşümlü başkanlığı, bulunacak çözümün AB’nin birincil hukuku olmasını kabul etmediğini söyleyen Eroğlu, “mülkiyet, vatandaşlık ve garantiler konusunda da katı tutum içindeler” dedi
Rum yönetiminin, Türkiye’den gelenlerin geri dönmesini istediklerini ve Türk askeriyle garantilerin kaldırılması gibi talepleri olduğuna da dikkat çeken Derviş Eroğlu, Rum liderliğinin 40 yıldır bu yalanlarla halkını kandırdığını söyledi.
“ANASTASİADİS’İN DE ÇÖZÜM CESARETİ YOK”
“Hristofyas gibi Anastasiadis’in de halkını çözüme götürecek cesareti yoktur. Kendisi seçilmeden önce, sadece tavsiyelerde bulunan Rum Ulusal Konseyi’ni karar veren bir noktaya getirdi” diyen Eroğlu, müzakerelerin de bir sonu olacağını önümüzdeki 2 yılın çok önemli olduğunu vurguladı.
KIRMIZI ÇİZGİLER
Türkiye’nin etkin ve fiili garantisiyle, KKTC vatandaşı olan göçmenler konusundaki tavrının net olduğunu belirten Eroğlu, “Bunlar bizim kırmızı çizgilerimizdir” dedi.
Kıbrıs Türk halkının güven içinde yaşayacağı ve bir kez daha göçmen durumuna düşürmeyecek bir çözüm arayışı içinde olduğuna vurgu yapan Eroğlu, “Bizim kitabımızda Rumların isteklerine yer yok. Masaya oturup neyin doğru neyin yanlış istek olduğunu konuşacağız. Samimi bir diyalog için işbirliği içinde yaşayacaksak masaya gelmeleri gerekmektedir” diye konuştu.
19 Nisan’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin oldukça önemli olduğunu söyleyen Eroğlu, halkın kimin tecrübeli ve güvenilir olduğuna bakması gerektiğini söyledi.
Aksi halde, masada istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğini söyleyen Eroğlu, “Ülkenin geçmişini, bugününü bilen bir liderin masada olması şarttır” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.