Cenevre’de geçtiğimiz hafta gerçekleşen 5+BM Kıbrıs konferansına Uzman Danışman olarak katılan Emekli Büyükelçi Osman Ertuğ konferansı ve sonuçlarını BRT’de katıldığı “GündemArtı” programında değerlendirdi.
Genel anlamda “Cenevre’de beklenen oldu” denilebileceğini ifade eden Ertuğ, “yeni fikirlerle Cenevre’ye giden sadece Kıbrıs Türk tarafı oldu” dedi.
Kıbrıs Türk tarafının ilk kez ortaya koymuş olduğu eşit egemen iki devlet temelinde bir çözüm modeli önerisinin muhataplarınca dinlendiğini ve herhangi bir itiraz veya tepki gösterilmediğini ifade eden Ertuğ, “Genel Sekreter diğer tarafı dinlediği gibi bizi de aynı şekilde dinledi” dedi.
Osman Ertuğ, Genel Sekreter Guterres’in konferans sonunda yaptığı açıklamada da herhangi bir yargıda bulunmaktan kaçındığına işaret ederek, Genel Sekreter’in açıklamasında tarafların pozisyonlarını çok net ve son derece de doğru bir şekilde ortaya koymuş olduğunu söyledi.
Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu yeni vizyonun bazı tarafların önceden dile getirdiği ve hatta böyle bir beklentiye de girdikleri şekilde masanın çökmesine neden olmadığının altını çizen Ertuğ, federasyon modelinin daha önceden her iki tarafın ortak iradesi neticesinde ortaya konulmuş olduğunu hatırlattı.
“Ama taraflar artık o ortak iradeye sahip değiller” vurgusu yapan Ertuğ, bunun nedeninin federasyon arayışının aradan geçen onca yıla rağmen bir sonuç vermemesi olduğunun altını çizdi.
Osman Ertuğ, yıllar süren federasyon arayışının çözüm getirmek yerine mevcut statükonun kökleşmesine neden olduğuna dikkat çekerek, statükonun mağduru olan Kıbrıs Türk tarafının artık bu durumu kabul etmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Ertuğ, siyaset bilimi açısından bakıldığında, Kıbrıs koşullarında federasyonun bilimsel olarak mümkün olamayacağı gerçeğinin ortaya çıktığını belirterek, Kıbrıs Türk tarafının sonuçsuz geçen onca yılın ardından bu gerçeği kavramış olduğunu söyledi.
Genel Sekreter’in önceki dönemlerdekinin tam tersine bu kez temelden başlayan bir kurgu arayışına girmiş olduğunu görmekten memnun olduklarını dile getiren Ertuğ, “ama bu temeli kurarken doğru kuralım” dedi.
Osman Ertuğ, doğru temelin en önemli noktasının iki devletin eşit egemenliğinden geçtiğine vurgu yaptı.
Ertuğ, “Birleşmiş Milletler konjonktürel olarak değişkenlik gösteren kararlara değil de evrenselliği bulunan anayasasına baksın. Egemen eşitlik oradadır. Halkların egemen eşitliği, halkların eşit statüsü, halkların kendi kaderini tayin hakkı orada yazılıdır. Ve bunlar değişken prensipler değil, bunlar evrensel prensiplerdir. Bunun üzerine kuralım ve bundan sonra olacak görüşmeler süreci içerisinde gerçekten bir netice versin. Yoksa adam sürekli olarak hükümetliğini sürdürür, bize bir azınlık muamelesi yapılır. O hakimiyetçi zihniyetini sürdürür, bundan da bir sonuç çıkmaz. Bugüne kadar çıkmadı, tecrübe bunu gösteriyor. Somut tecrübeden bahsediyoruz, denedik ve gördük” dedi.
Uluslararası toplumun taraflara yönelik asimetrik tavrı değişmedikten sonra Kıbrıs’ta da değişen bir şey olmayacağını ifade eden Ertuğ, uluslararası toplumun 1964 koşullarında takılıp kalmasının Rum tarafının on yıllardır süren uzlaşmazlığını getirmiş olduğunun altını çizdi.
Rum tarafının federasyondan anladığı ile Kıbrıs Türk tarafının federasyon ile kastettiğinin son derece farklı şeyler olduğunu da dile getiren Ertuğ, “artık bu işin adını koyalım. Bu işi sağlam bir temel üzerinde zeminden başlayarak yapacaksak o temeli doğru kuralım ve onun üzerine geleceğin Kıbrıs’ını inşa edelim” ifadelerini sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.