Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, hayvan refahı ve sağlığının eksiksiz olarak uygulanması halinde, hayvan üreticilerinin karşılaştığı işletme kaybı sorununun üstesinden gelinebileceğini söyledi.
Şahali, çiftliklerde gerekli besleme, bakım ve sağım kurallarının muntazam uygulanması durumunda, sahip olunan kaynaklarla hayvancılığın yapılabileceğini, aksi takdirde işletme kaybının ortaya çıktığını belirtti. Şahali, işletme kaybını devletin sağlayacağı kaynakla giderme durumunun artık geride bırakılmasının önemine vurgu yaptı.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Basın Bürosundan verilen bilgiye göre, Bakan Erkut Şahali, Diyalog TV’de “Detay” programına katılarak gündemle ilgili soruları yanıtladı.
“DEVLETTEN BEKLENTİSİ OLANLAR DEVLETE KARŞI YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMELİ”
Şahali, Hayvancılar Birliğinin bugünkü eylemiyle ilgili “polise talimat verdiği” yönündeki iddialara karşılık, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı olarak polise herhangi bir talimat verme yetkisinin bulunmadığını söyledi.
Şahali, gerek devletin ve makamların itibarını azaltacak gerekse kamu malına yönelecek şiddet eylemlerine karşı herhangi bir müsamaha gösterilmesinin kamu yararı bakımından halk adına beklenemeyeceğini belirterek, “Bu konuda hassasiyet göstereceğimizi ifade etmiştim. Araçların Lefkoşa’ya ulaşmamasının sebebi, yapılan trafik kontrollerinde araçların trafiğe çıkışı uygun görülmemiştir. Araçların trafikten men edilmesini gerektirecek belge ve kayıt eksiklikleri söz konusudur” dedi.
“Devletten beklentisi olanların, devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirmek” gibi bir görevi olduğunu anımsatan Şahali, “Kamu kaynakları vergiden, harçlardan oluşur. Araç kayıt işlemleri de bunlardan birdir. Siz, araç kayıt işleminizi yapmıyorsanız, yani devleti o muhtemel gelirden mahrum bırakıyorsanız devlet de buna karşı tedbir almak durumundadır” diye konuştu.
“ÖNEMLİ SONUÇLAR ÜRETİLDİ ANCAK SÜTÜN FİYATI KONUSUNDA DÜĞÜMLENDİ”
Tarım Bakanı Şahali, hayvan üreticileriyle dün görüşme imkanının olmadığını, Bakanlık bürokratlarının Hayvancılar Birliğinin oluşturduğu ve Birlik Başkanı Mustafa Naimoğulları’nın da içinde olduğu heyetle görüşmelerin yürütüldüğü, görüşmelerde çok pozitif bir noktaya ulaşıldığını anlattı.
Şahali, sektörün yeniden yapılandırılması ile ilgili önemli sonuçlar üretildiğine işaret ederek, “Ancak iş büyükbaş hayvan sütünün fiyatı üzerinde ve bu süt üzerinden verilecek doğrudan gelir desteğinde düğümlenir. Bu işin daha kaliteli, daha nitelikli, daha rekabet edebilir şekilde yapılabilmesini sağlamaya dönük pek çok konuda uzlaşabiliyoruz ama iş gelip inek sütünün fiyatı konusunda düğümleniyor ve sektörün tamamını kilitleyecek bir durum ortaya çıkıyor ”dedi.
Devletin bu yıl için tarım desek bütçesinin toplam 160 milyon TL olduğunu hatırlatan Şahali, masaya elini vurmadığı yönünde eleştiriler yapıldığını söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“BU ÜLKE HASTANE YAPAMIORSA…”
“Bu ülke hastane yapamıyor ve yurttaşına gerekli sağlık hizmetini veremiyorsa, gerekli miktarda okul ve sınıf inşa edip, yeterli ölçüde eğitim sağlayamıyorsa eğer bu ülke yollarını yenileyebilecek kabiliyette olmadığı için, bunu sağlayacak ekonomik varlıktan yoksun olduğu için yolarımızda yığınla problem varsa ve canlarımız gidiyorsa bu devlet yapması gereken tüm görevleri sahip olduğu kaynaklara göre planlamak durumundadır. Bugün okul sorununu görmezden gelme hakkına sahip değilim. Sadece tarım meselesini gören ve yurttaşın diğer sorunlarına sırtımı dönen bir duruşla hareket edemem. Devletin sahip olduğu bütçe imkanlarını bir bütün olarak görürüm. Bu bütün içerisinde, devletin ayırabileceği kaynaklarını bilirim. Görevim, yurttaşın parasını olası en verimli bir biçimde kullandırmaktır. Ortaya koyduğumuz yaklaşım çok basittir. Çiftliklerde, çiftlik kurallarının muntazam uygulanması durumunda, sahip olduğumuz kaynaklarla bu iş yapılabilir. Ancak siz gereken besleme, bakım ve sağım kurallarına uymazsanız, gereken hassasiyeti göstermezseniz bu işletme kaybı anlamına gelir. Bu işletme kaybını devletin sağlayacağı kaynakla giderme durumunu artık geride bırakmalıyız.”
Şahali, ortaya konulan destek programı çerçevesinde son derce rantabl sonuçlar üretebilecek çiftliklerin tespitini yaptıklarını anlatarak, “Bu da yadırganan bir durumdur. Hayvancılık Dairesi’nin o çiftliğin performansını yerinde gözlem yaparak değerlendirmiş olmasını yadırgıyorlar ve ‘Bakanlık adamlarını peşimize saldı, mandıraları geziyorlar’ diye değerlendirmeler duyuyorum. Bunu çok yadırgıyorum. Devletin ilgili birimleri, devletin verdiği kaynağın nasıl kullanıldığını görmek durumundadır. Lefkoşa’da oturduğu yerden bakıp görmesi mümkün değdir. Bu tür değerlendirmeler sığ değerlendirmelerdir” diye konuştu.
“İKİ UNSUR ÜZERİNDE ANLAŞAMADIK”
Şahali, Birlik yetkilileri ile iki konuda uzlaşamadıklarını ifade ederek, bunlardan birinin; “hayvan besleme uzmanlarının (zooteknist) ülke koşullarında çiftliklerdeki hayvan varlığını da dikkate alarak 18-19 protein yemin günlük 8 kilo verilmesi yönündeki tavsiyesi” olduğunu söyledi.
Bakan Şahali, hayvan üreticilerinin ortaya koyduğu maliyet analizinde bu rakamın 12 kilo olarak gösterildiğini kaydetti. Şahali, üzerinde anlaşmadıkları ikinci unsurun da hayvan başına süt verimi olduğunu belirtti.
Hayvancılık Dairesi’nin önerdiği besleme kriterlerine bağlı olarak tüm hayvan sağlığı ve refahı kurallarının eksiz yerine getirilmesi halinde, hayvan başına 25 litre süt veriminin normal ve beklenebilir olduğunu ifade ettiğine işaret eden Şahali, Hayvancılar Birliğinin bu verimi 15- 18 litre olarak verdiğini aktardı.
Şahali, Süt Kurumu’nun topladığı süt miktarı, hayvancıların satın aldığı yem miktarı ve mandıralardaki durumu gözden geçirmek üzere genel bir kontrol çalışması başlattıklarını açıkladı. Bu kontroller sonucunda, işletme bazında hayvan varlığı ile süt verimini de ortaya çıkardıklarını anlatan Bakan Şahali, ülkede hayvan başına 20 litre ve üzerinde verimin konuşulabileceğini söyledi.
İşletmelerin üç kategoriye ayrıldığından söz eden Bakan Şahali, şöyle devam etti:
“Birinci kategoride günlük 2 bin litreye kadar süt veren işletmeler yer alır. Hayvancı, sütünün 2 liradan satılacağını bilir. Doğrudan gelir desteği primleri vardır. 2 bin litreye kadar litre başına 40 kuruşluk sütle ilgili destek uygulaması yürürlüktedir. 2- 4 ton arası süt veren işletmelerin her bir litresine 18 kuruşluk destek uygulanır. 4 tondan fazla süt verenlere 6 tona kadar her bir litresine 9 kuruşluk destek söz konusudur. ‘Devlet memurlarına artış yapar ancak biz bu artıştan mahrum kalıyoruz’ diyorlar. 1 Eylül 2018’e kadar destek programına göre, herhangi bir işletme günlük olarak ne kadar süt verirse versin 1300 litreye kadar 30 kuruşluk destek söz konusuydu. Yani bir işletmenin devletten bir günde alacağı en üst rakam 390 TL idi. Yeni uygulamaya göre, 2 ton süt veren işletmeye, her gün 800 TL destek olacak. 4 ton için 720 TL destek alınabilecek. 6 tona kadar destek miktarı ise 540 TL.”
Şahali, devletin sahip olduğu kaynaklarla verimin ön planda tutulması kaydıyla işletmeleri desteklediğini, süt bedelleri ödemelerinde süt kalitesine bağlı olarak birtakım kesintiler yapıldığını belirtti.
Genel Tarım Sigortası kesintisinin yanında, süt kalitesine bağlı olarak Süt Kurumu tarafından yapılan kesintiler da yapıldığını ifade etti. Belli yağ oranı altında sütlerin cezası olduğunu, somatik hücrede belli bir limit üzerinde yine kesinti yapıldığını, süte belli sınırların üzerinde bakteri tespiti yapıldığında kesinti olduğunu dile getiren Şahali, “Somatik hücre hayvan sağlığı ile doğrudan ilgilidir. Bunun için hayvan sağlığına önem verecekseniz. Total bakteri, hayvan refahı ve bakımı ile doğrudan alakalıdır. Süt hijyenine gereken önem göstereceksiniz ki bakteri miktarı limit üzerine çıkmasın” dedi.
Bakan Şahali, Hayvancılık Dairesi’nin önerdiği besleme rasyonlarına göre besleme yapılması halinde herhangi bir sorun yaşanmayacağını ifade ederek, “Ben hayvancılığa ayrılan kaynağın en verimli şekilde kullanmasını sağlamakla görevliyim. ‘Mandıraya gel, sen de bak’ gibi değerlendirmeler anlamlı değildir. Görevim hayvancılık yapmak değildir. Görevim, ayrılan kaynağı en verimli şekilde hak edenlere ulaştırabilmektir. Hayvan üreticilerimiz uzmanların sesine kulak versinler. Yoksa babadan kalma metotlarla, hiçbir gelişmeyi takip etmeden bu işi yapmaya devam edeceksek, bizim bugün yaşadıklarımızı geçmişte de yaşamıştık. Halen tavsiye edilene kulak verilmezse gelecekte sorunlar aynı şekilde yaşanmaya devam edecek” diyerek sözlerine son verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.