Uzun zamandır böyle garip bir coşkuyu hissetmiyordum. Gözüm Fenerbahçe TV’de akşam gerçekleşen maçın kutlamalarını seyrediyordum. İnanılmaz gergin geçen bir ligin ardından, Fenerbahçe’nin saha içindeki kutlamalarını ve Aziz Yıldırım’ın bu kutlamalar içerisindeki gözyaşlarını gördük. Aslında bu şampiyonluk yalnızca sarı lacivertlilerin başarısı değil, bu şampiyonluk, sporla, Türkiye’nin zaferiydi. General Harrington Kupası ile o kadar çok benziyor ki bu maç sonucu. Baskıya, direnişe, iç çalkantılara, Gezi Parkı olaylarına, Berkinlere, Ali İsmaillere, ayakkabı kutularına inat bir zafer gerçekleşti. 29 Haziran 1923 tarihinde, Taksim Stadı'nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde İngiliz başkumandanın oluşturduğu karma İngiliz takımına karşı, Fenerbahçe kendi kadrosu ile karşı karşıya gelmişti. Fenerbahçe bu maçı Zeki Rıza Sporel'in iki golüyle 2-1 kazanmıştı. Dün akşam maç 0-0 bitse de, rakip takım işgal ordusu olmasa da, tıpkı işgal ordularına inat oynanan General Harrington Kupası gibi, Nisan’da kazanılan bir zafer vardı. Fenerbahçe birkaç yıldır çok zor bir dönemden geçiyor. Siyasi iktidarın kişiselleştirdiği, kocaman bir camia, harcanmaya çalışıldı. Aslında her şey, sporun dostluktan, kardeşlikten, barıştan yana olması gereken bir dönemde yaşandı. Bu yıl ilk kez biraz Beşiktaşlı olduğumu da itiraf etmeliyim. Yine her şey demokrasi kavgasında, özgürlük arayışında Gezi Parkı’na yani aydın kesimin direnişine bağlanıyor. Her şey, futbolun ve özellikle futbolseverlerin siyasallaştırılmasından geçiyor. Biz Girne Kapısı’ndan TC Lefkoşa Elçiliği’ne de yürüdük düdüklerimize, ardından Dereboyu’nda sloganda attık Fenerbahçe formamızla. Amaç ortaktı, demokrasi isteği. Bir yanım eksik yine, bir yanım kendi ülkemin takımlarını da ayni coşku, ayni heyecan ile kucaklamak özleminde. Gün gelir Mağusa Türk Gücü için Yeni Cami için, Çetinkaya için ayni şeyleri hissedebilir miyim diye sorguluyorum. Gün gelir kendi ülkemin, kendi sporcularımın maçlarını seyretmek için tıpkı Fenerbahçe maçlarını seyrettiğim, kombinem olduğu, cebimde kredi kartını taşıdığım, ofisimde, evimde, arabamda aksesuarlarını bulundurduğum gibi Kıbrıs Türk takımlarını da benimser miyim? Şüpheliyim.
Fenerbahçe Cumhuriyeti
- 14:41 - Dr. Sibel Siber: “Kardeş Ocağı Kıbrıslı Türklerin ilk sivil toplum örgütü olarak adını tarihe yazdırdı.”
- 13:16 - Medya Etik Kurulu’ndan Yeni Atamalar ve Görev Değişiklikleri
- 12:59 - Bütçe görüşmeleri komitede sürüyor
- 12:46 - İskele'de denetimler ve eğitim devam ediyor
- 12:34 - Basketbol alt liglerde sezon başlıyor
- 12:33 - Açık Pazar, Ülker Lefkoşa Maratonu dolayısıyla 30 Kasım Cumartesi kurulacak
- 12:25 - Kayıplar konusu Rum Meclisi komitesinde görüşüldü
- 12:23 - Basketbol Liginin yeni takımı Ada Spor sezonu açtı
- 12:11 - BAGEP’ten bir heyet KKTC Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret etti.
- 12:06 - Türkiye'de 6 aylık pasaport harcı 2 bin 359 TL'ye yükseldi
- 12:05 - Tufan Erhürman: CTP, tek başına iktidar hedefiyle yoldadır
- 12:03 - DP'de yaprak dökümü.. Milletvekili Hasan Tosunoğlu, Demokrat Parti’den istifa etti
- 12:02 - 170 polis memuru istihdam edilecek
- 09:41 - İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes antlaşması yürürlüğe girdi
- 09:40 - Çavuşoğlu: Prefabrik sınıfları kullanan öğrenci ve öğretmenler şikayetçi değil
- Atatürk'ün ilk kez yayınlanan fotoğrafları
- Atatürk’ün az bilinen fotoğrafları
- Beş bin yıllık problem: İyi karpuz nasıl seçilir
- Karpuz kilo yapar mı?
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Detay Kıbrıs | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.