Lefke Avrupa Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Gülbin Ergin, 1-31 Ekim meme kanseri farkındalık ayı nedeniyle açıklamalarda bulunarak, meme kanseri ve fiziksel aktivite konusu ile ilgili bilgiler verdi.
“Meme kanseri her sekiz kadından birini etkilemekte, kadınlar arasında görülen kanser türleri arasında ilk sırada bulunmaktadır” diyen Ergin, meme kanserinin kadınlarda ölüme neden olan kanser türleri arasında ikinci sırada yer aldığını, meme dokusu içinde yer alan süt bezleri ve epitel hücrelerden geliştiğini ve meme kanseri gelişen kadınlarda ilk bulgunun sıklıkla memede bir kitle ile belirti verdiğini belirtti.
Ergin, meme kanserine neden olan risklerin başında aile geçmişi, erken menarş yaşı, geç menopoz yaşı, geç yaşta ilk çocuğa sahip olma, kısa süreli emzirme, obezite, kötü çevresel koşullar (sigara, alkol kullanımı) ve fiziksel inaktivite geldiğini ve bu risk faktörlerinin birçoğunun kontrol edilebilecek düzeyde olup, bu şekilde hastalığa yakalanma oranının düşürülebildiğini ifade etti.
Kilo artışı, kanser görülme oranını yaklaşık olarak %25 arttırıyor
Özellikle fiziksel aktivite düzeyinin arttırılması gibi önemli eğitimler ile meme kanseri riskinin azaltılabileceğini belirten Ergin, fiziksel aktivitenin, sağlıklı yaşamın önemli bir parçası olduğunu, kilo artışı ve inaktif yaşam tarzı sonucu, kanser görülme oranı yaklaşık olarak %25 arttığını ve meme kanserinin önlenmesinde düzenli fiziksel aktivite yapmanın öneminin kanıtlandığını vurguladı.
“Yapılan çalışmalar fiziksel aktivitenin hem meme kanseri riskini azalttığını, hem de hastalığın tekrar ortaya çıkmasını önlediğini ve daha iyi bir yaşam kalitesi sağladığını ortaya koymaktadır” diyen Ergin, özellikle kadınlar açısından fiziksel aktivitenin; mesleki, ev işi, rekreasyonel ve ulaşımla ilgili aktiviteler (yürüme vb) olarak 4 başlık altında toplanabildiğini belirtti.
Meme kanserinden korunmak için haftada en az 5 gün, 30 dk aktivite yapılması önemli
Ergin, “Özellikle rekreasyonel aktiviteler kanser riskini azaltmakta daha etkili olmaktadır. Meme kanserinden korunmak için haftada en az 5 gün, en az 30 dk (tercihen 45-60dk), orta şiddetli fiziksel aktivite yapılması gerekmektedir. Özellikle şiddetli fiziksel aktivite yapabilen kadınlarda meme kanseri riskini %26 oranında azalttığı saptanmıştır” diyerek kanserden korunmada yaşamın her döneminde yapılan aktivite etkili olsa da en önemli azalma yaşam boyu egzersiz alışkanlığı edinmiş kadınlarda görülmekte ancak kadınlar arasında yeterli seviyeden fiziksel aktivite yapanların oranının üçte birden az olduğunun bilinmekte olduğunu dile getirdi.
“Gelişen tedavi yaklaşımları sonucu meme kanseri sonrası sağ kalım artmakta fakat kanser tedavilerinin uzun sürmesi ve tedavilerin yan etkileri, özellikle aerobik kapasite, kas kuvveti, vücut kompozisyonu ve yaşam kalitesinde azalmaya yol açmaktadır. Bu nedenle meme kanseri tedavisi cerrah, radyolog, onkolog, fizyoterapist, hemşire, beslenme uzmanı, psikolog, psikiatrist gibi farklı görev ve yetkileri olan multidisipliner ekip yaklaşımını gerektirmektedir” diyen Ergin, bu ekip içerisinde fizyoterapistlerin, hastada özellikle etkilenen taraf omuz bölgesinde yoğunlaşan ve bazen tüm kola yayılabilen ağrı, lenfödem, hastalığın uzun süreli etkilerine bağlı oluşabilecek yorgunluk ve hareketsizliklere bağlı olabilecek kas-iskelet sistemi tutulumlarında egzersiz ve özelleşmiş fizyoterapi yöntemlerini kullanarak hastaların fonksiyonel yeteneklerini değerlendirip, uygun egzersiz programını vererek hastanın yaşam kalitesinin arttırılmasında çok önemli görevleri bulunduğunu belirtti.
Fizyoterapiste danışın, hayatınıza hareket katın ve sağlıklı kalın
Tedaviler sırasında uygulanan egzersiz programları ile bireylerin fiziksel, fonksiyonel, bilişsel ve psikolojik açılardan desteklenmesinin sağlanmakta olduğunu ifade eden Ergin, meme kanseri tanısı sonrası egzersiz programlarının uygulanmasının, cerrahi sonrasında vücut kompozisyonun korunmasında, depresyona yatkınlığın azaltılmasında, radyasyon ve kemoterapi gibi tedavilerin yan etkilerinin azaltılmasında, fonksiyonun geliştirilmesinde, kilo alımının engellenmesi ile kas ve kemik kaybını azaltmada ve sonuç olarak genel iyilik halinin sağlanmasında önemli rol oynadığını vurguladı.
“Her hastada ortaya çıkan komplikasyonlar farklı olduğundan egzersiz programları mutlaka bireye özel hazırlanmalıdır” diyen Ergin, fizyoterapist tarafından bireyin fiziksel ve fonksiyonel yetersizlikleri değerlendirilip belirlendikten sonra uygun egzersiz programının hazırlanıp, tedavideki ilerleyiş ile birlikte meme kanserli hastalar yaşam kalitesinde artış sağlamak için yoga, klinik pilates ve tai chi gibi grup egzersizlerine yönlendirilmelerin yapılması gerekliliğini belirtti.
Ergin, “Sonuç olarak; meme kanseri tanısı öncesi fiziksel olarak aktif olma; hastalıktan korunmayı, kanser tedavileri sırasında aktif olma; tedavilerin yan etkilerini azaltır ve hızlı bir iyileşme sürecini destekler, tedaviler sonrası aktif olma ise hastalığın tekrar ortaya çıkma riskini azaltır” diyerek sizin için en uygun fiziksel aktivite programı için mutlaka bir fizyoterapiste danışın, hayatınıza hareket katın ve böylelikle sağlıklı kalın tavsiyelerinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.