• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 8 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 2 °C

GAÜ “Biz Biriz” dedi ve adalet için biraraya geldi

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Küresel Bilim Ailesi, YİM’in kullanılamaz kararına karşı ilgili üniversite yetkililerinin yasaklı ismi ısrarla kullanmaya devam etmesinin üzerine “Adalet İçin Bugün” sloganı ile GAÜ Spectrum Uluslararası Kongre merkezinde
GAÜ “Biz Biriz” dedi ve adalet için biraraya geldi

Sözde üniversitesi’nin yasaları hiçe saydığını vurgulayan Serhat Akpınar, bunun sadece bir isim sorunu olmadığını kaydederek, “Başta cumhurbaşkanımıza ve başbakanımıza buradan mesaj gönderiyorum, yüksek idare mahkemesinin ortaya koyduğu karar ortada, sergilenmesi gereken saygın duruşu ve atılması gereken adımlar konusunda hiçbir boşluk bırakmadan,tereddüt etmeden ve adamızdaki yükseköğretim sürecine sahip çıksınlar ” dedi.

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Küresel Bilim Ailesi, YİM’in kullanılamaz kararına karşı ilgili üniversite yetkililerinin yasaklı ismi ısrarla kullanmaya devam etmesinin üzerine “Adalet İçin Bugün” sloganı ile GAÜ Spectrum Uluslararası Kongre merkezinde biraraya geldi.

GAÜ Spectrum Uluslararası Kongre merkezinde gerçekleşen bilgilendirme toplantısına, GAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Memduh Erdal, Kurucu Rektör ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, Yöneticiler Kurulu Başkan Yardımcıları, Rektör Prof. Dr. Kutsal Öztürk, Yönetim Kurulu Üyeleri, Akademik ve İdari Kadro ile öğrenciler katıldı. Ulusal kanallardan canlı olarak yayınlanan “Adalet İçin Bugün” toplantısı yoğun katılım ile gerçekleşti.

Öztürk: “Amacımız hak ve hukukun sağlanması”

Toplantının açılış konuşmasında ilk sözü alan , GAÜ Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk konuşmasında; dava sürecinde yanlarında olan ve desteklerini esirgemeyen herkese teşekkürlerini sunarak, GAÜ’nün 30 yılı aşkın süredir yükseköğretimde kendini kanıtlayan, bugün 3 kıta 6 kampüse ulaşan bir dünya üniversitesi olduğunu söyledi. Öztürk, GAÜ’nün bugüne kadar birçok zorluklar ile karşılaştığını ve bu zorluklardan sıyrılarak bugüne kadar başarıyla geldiğini belirtti.

Öztürk, GAÜ olarak YİM’e saygılarının sonsuz olduğunu belirterek, amaçlarının ve isteklerinin yalnızca hak ve hukukun uygulanması olduğunu vurguladı. Öztürk, gerçekleştirdikleri toplantının amacının kamuoyunu bilgilendirmek oldulduğunu, hak ve hukukun olması gereken noktada uygulanmasını temenni ettiklerini ifade etti.

Asena: “Sorun yargıda değil, idarede…”

Dava sürecinde GAÜ’nün avukatlığını üstlenen Mustafa Asena ise süreç ile ilgili  yaptığı açıklamasında, katılımcıları ve kamuoyunu doğru bilgilendirme için biraraya geldiklerini belirterek, adaletin geniş bir kavram olduğunu; içerisinde yargı, hukuk ve idarenin de yer aldığını ifade etti. Günümüzde adalet denildiği zaman yalnızca yargının algılandığını ifade eden Asena, GAÜ’nün dava sürecinde mahkemelerin adil ve doğru karar verdiğini vurguladı.

Asena, dava sürecinde sorunun yargıda değil, yargının dışındaki adalette;  yani YİM’in almış olduğu kararlarının uygulanma noktasında emri göz ardı eden idare kısmında olduğunu belirtti. Davanın bu kadar uzamasının nedeninin, idarenin işini yapmaması ve YİM’in kararını uygulamaması olduğunu bildiren Asena, idarenin dışında hükümet yetkililerinin kararı hiçe sayarak sözde üniversitede demeçler vermesinin de kanuna uygun olmadığını ve sürecin doğru olmayan şekilde ilerlemesine neden olduğunu vurguladı.

“Devletin görevi bu tip yanlışlıklara fırsat vermemektir”

Emekli Yüksek Mahmeke Başkanı Taner Erginel gerçekleştirdiği konuşmasında , KKTC’de yaşayanların iki üniversiteyi birbirinden ayırabileceğini ancak dünyanın uzak bir yerindeki kişilerin bu ayrımı yapmasının zor olduğunu kaydederek şöyle konuştu: “Bu karışıklığa fırsat vermeli miyiz yoksa önlemeli miyiz? Ben diyorum ki bu devletin görevi bu tip yanlışlıklara fırsat vermemektir. Fırsat verildiyse bile bunu en yakın zamanda önlemek gerekir. Anladığım kadarıyla bir dava açıldı ve bu davada olumlu bir karar alındı. Yani sözde üniversitenin ismi altında faaliyet göstermekten men eden bir emir verildi. Hükümet bu emire uydu mu evet uydu ama uymak istemeyen diğer üniversite ve bir takım usûl hataları veya eksikliklerinden yararlanarak bu emre uyulmak istenmiyor. İşte burada bu mücadeleye devam etmemiz lazım ve devletin de bu mücadeleye devam edenlere katkı koyması lazım çünkü üniversitelerimizi korumamız lazım. Üniversiteler arasında aynı ismi kullanarak veya buna benzer haksızlıklara fırsat vererek problemler yaratmak doğru değildir. Bu herkese zarar verir.”

img_9487.jpg

Akpınar: “KKTC ilk kez böyle bir davayı deneyimledi…”

Kurucu Rektör ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar da GAÜ’nün büyük bir aile olduğunu vurguladı. KKTC’de ilk kez böyle bir dava görüldüğünü anımsatan Akpınar, GAÜ’yü temsilen dahil oldukları hukuk sürecini başarıyla yürüten avukatlar Mustafa Asena, Serhan Çınar ve Oktay Çınar’a teşekkür etti.

Avukatların büyük bir başarı elde ettiklerini ifade eden Akpınar şunları söyledi: “İlk kez dedim çünkü KKTC böylesi bir davayı ilk kez deneyimledi. Ve bu deneyimsel süreçte böylesi bir başarı kucaklandı. Elbette böyle bir başarının kucaklanması şaşkınlığa yol açtı. 2015 yılının Ağustos ayında biten hukuk sürecinin nihai şekli sonrası o dönem fiilen faaliyette bulunan hükümetimiz uygulanmaması konusunda yüksek bir direnç sergiledi, hatta direncin de ötesinde kıvrak manevralarla Bakanlar Kurulu kararı ile sözde üniversite’nin isminin iptali sonrasında başına Kıbrıs imgesi eklenmek suretiyle tecil etmekle yeni bir süreç başlatmış oldular. Tabi burada ne üniversitemiz ne avukatlarımız boş durmadılar.”

“Karşımızda masumane bir duruş yok”

Sözde üniversite aleyhine açılan davaya neden olan sürecin basit bir isim olayı olmadığının altını çizen Akpınar sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu süreci aslen ve yakınen takip eden biri olarak benim isyanımı çok yakından biliyorsunuz, çünkü karşımızda hiç de masumane bir duruş yok. İşin içerisinde siyasi üst temsiliyette bulunan insanlar olduğu gibi hükümet insanları, bakanlarımız ve aynı zamanda tabi ki bu süreçlerde GAÜ’yü başarısız kılmayı hedefleyen ve veya tam tersi yerini almayı ve de bu süreçte itibarsızlaştırmayı hedefleyen başka bir üniversite var.

“Bazı bakanlar yanlış yapıyor”

Devam eden bir yargı süreci olması sebebi ile sessizliğimizi biraz daha sürdürmemiz gerektiği inancındayım. Ancak hali hazırda yok kabul edilen ve şu anda hükümetin de yok saydığı bu ismin varlığını devam ettiren üniversiteye ziyarette bulunan ve varlığını tescil etmeye çalışan başta Milli Eğitim Bakanı’mız ve Turizm Bakanı’mız bu süreçte yanlışları çoğaltmaktadırlar.

“İsminin adalet tarafından yok sayılan sözde üniversitenin tabelaları var”

Örnek vermek gerekirse başta sözde üniversitenin taktırmış olduğu tabelalar var. Bu tabelaların takılmasına izin vermemeniz gerekiyor. İlgili bakanın kendi inisiyatifinde olan bir karar. Ki şu anda o tabelaları takılı görüyoruz. (Girne) Belediye Başkanımızla görüşmelerimiz devam ediyor. Onlar da diyor ki bu alınan yüksek mahkeme kararı belediyemize karşı alınmış bir karar değil, dolayısı ile biz taraf değiliz. Yani aslında ismi yok sayılan bir üniversitenin yerini gösteren yol tabelalarını takıyor. Biz, en güzel şekilde kendilerine bilgilendirmek suretiyle bir takım doğru açılımları anlatmaya olması gerekenleri anlatmaya çalışıyoruz.”

“Hedef, isim benzerliği değil…”

Akpınar, bu süreç başladığı günden itibaren hedefin sadece Girne ismiyle Girne Amerikan Üniversitesi arasında benzerlik sağlamak olmadığını, aynı zamanda Girne Amerikan Üniversitesi’nin bir şekilde yerini almak ve başka bir üniversitenin bazı bölümlerinin kapatılmak suretiyle tematik bir şekilde sözde üniversiteyi kurarak öğrenci alma çabası içerisinde olduklarını söyledi.

“Bizim görsellerimizi kullanıyorlar”

 Kendi sosyal medyalarında Girne Amerikan Üniversitesi’nin görsellerini, tanıtım filmlerini kullandıklarını ve GAÜ gibi hareket ettiklerini dile getiren Akpınar şunları kaydetti: “Sanki bizmişiz gibi hareket ediyor olmasına rağmen ne yazık ki adamızda bilişim yasası da olmaması sebebiyle herhangi bir adım yani herhangi bir konuda yayın yasağı gibi önlemeler yapılmıyor.

“Bize karşı haksız bir duruş var”

Bazı bölümleri açma noktasında bize günlerce, aylarca sorun yaratan bakanlığımız, GAÜ gibi bir üniversite tıp fakültesi açmak istiyor açmak durumunda olduğu tıp fakültesine Florence Nightingale Hastanesi, Bilim Üniversitesi gibi saygın isimlerle yaptığımız ortaklığa 2+4, 3+3 gibi şartlı izin veren Milli Eğitim Bakanlığımız, sözde üniversite tıp fakültesi kurmaya karar verince -ne binası var ne bir varlığı var- sözde üniversiteye tam tıp fakültesi izni veriyor.

“YÖDAK Başkanı Mahkeme Kararını Yok Sayıyor”

Bu haksız duruşun ötesinde, bu sözde üniversite, adının yok sayılmasına rağmen mahkeme kararına bağlı olması gereken YÖDAK Başkanı mahkeme kararını yok sayıyor. Yönetim kurulu üyeleri ise tam tersi YİM kararlarına itibar ederek sözde üniversitenin başvurularını kabul etmiyor. Sözde üniversite ise olmayan ismiyle YÖDAK’ı dava ediyor ve ilgili bölümlerinin kabul edilmemesi sebebi ile ara emir almaya çalışıyor.

 “Bu, hepimizin savaşıdır”

Akpınar,  gelinen süreçte, birçok dost, arkadaş ve öğrencilerinin kendilerine dava süreciyle ilgili sorular sormalarından ötürü basın toplantısı yapma kararı aldıklarını ifade ettiği konuşmasını şöyle sürdürdü: “Alınan kararlar neden uygulanmıyor gibi sorulara yönelik bir çalışma yapılması gerektiğine karar verdik ve bugün burada sizleri bilgilendirme yönüne gittik. Bu süreç aynen bu şekilde gelişiyor dediğim gibi detaylarına girdiğimiz takdirde bu süreci sonlandırmak mümkün değil çünkü devletin bir çok kademesinde yer almış kişiler bu sürecin YİM’in almış olduğu kararlar çerçevesinde sonlanmasına izin vermek istememekteler. Bu benim savaşım değildir, bu Girne Amerikan Üniversitesi’nin mücadelesidir. Bunu çok iyi anlamak gerekiyor çünkü GAÜ’nün hem geçmişinin hem geleceğinin her türlü varoluşuna ciddi anlamda sahip çıkmaya çalışan bir kurum var karşımızda bunu çok iyi anlamamız lazım, bu basit bir duruş değildir. Bu süreçte yılmadan birbirimize sahip çıkarak birlik içerisinde bir sahiplenme dönemi diliyorum. Başta Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza buradan mesaj gönderiyorum, YİM’in ortaya koyduğu karar ortada, gereken saygın duruşu ve atılması gereken adımlar konusunda hiçbir boşluk bırakmadan gereken adımların atılmasında tereddüt etmesinler ve biraz önce yine bizlere aktarılan adamızdaki yükseköğretim sürecine sahip çıksınlar.”

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler