• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 8 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 2 °C

"Gazeteciler meslekten koparılıyor"

DAÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Ersoy, medyada ucuz iş gücüne değinerek, gazeteciliğin gelişmekte olan ülkeler için ömrünün bir süre daha var olduğunu, yeni neslin arkadan geldiği oranda şekil değiştirebileceğini söyledi...
"Gazeteciler meslekten koparılıyor"

DAÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Ersoy, Basın İş Yasası'nın olduğunu, ancak uygulanmadığını belirterek, gazetecilerin yayın organlarında emeğinin karşılığı verilmeden sömürüldüğünü ve meslekten koparıldığını söyledi.

Doç. Dr. Metin Ersoy, medyaya yapılan katkılara da değinerek, basın iş yasasını uygulayan, sendikalaşmaya izin veren, emeğinin sömürülmediği, sosyal sigorta ve ihtiyat sandığının yatırıldığı belli oranla katkıların yapılması gerektiğini, kriterlerin belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Doç. Dr. Ersoy, "Medyada sahiplik yapısından kaynaklı sıkıntılar vardır, bunun akademik boyutlarda farklı olarak tartışılıyor. Biz çocuklara ideal olanı anlatıyoruz. Deneyimleri de aktarmaya çalışıyoruz. Bir holdingleşmeye doğru gidiyoruz. Holdingleşme beraberinde tekelleşmeyi getirecektir"diye konuştu.

Deniz ABİDİN

DAÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Ersoy, Gazeteciler Birliği'nin Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik ile biraraya geldiğini belirterek, medyanın birinci güç olarak tanımlanmak istenmemesinin nedenini yargının üzerine çıkmaması adına dördüncü güç olarak tanımlandığını söyledi. Ersoy, medyanın diğer üç gücü denetleyen ve toplumla olan gücünü oluşturan bir pozisyonda olduğunu kaydetti. Ersoy, Gazeteciler Birliği ile Yüksek Mahkeme Başkanı ile yapılan görüşmenin içeriğini bilmemekle birlikte bir yıl Medya Etik Kurulu üyeliği yürüttüğünü, en çok gelen şikayetler arasında kriminalolaylar olarak tanımlanan haberlerde yaşanan sıkıntılar olduğunu söyledi. Ersoy, medyanın ileride sıkıntıya sokacak pozisyonda yer aldığını belirterek, sosyal medya içinde yer alarak geniş bir kitleye yayıldığını kaydetti. Ersoy, online medyada başta künye olmak üzere birçok sorun olduğunu ifade ederek, toplantının bir sonraki adımının bu olması gerektiğini, oradaki mağduriyetin gelenekselden daha fazla olduğunu belirtti.

"Uzmanlaşma her alanda yok"

Ersoy, şunları söyledi, "Online medyada suçlu ilan edilen veya bir anlamda özellikle uyuşturucu haberlerinde fotoğraflarını tescil ettiğimiz insanlar açısından atılacak olan adım çok önemlidir. Yine bir sonraki adım eğitim olmalıdır. Uzmanlaşmaya bakıldığında haber, spor ve magazin branşlaştı. Halbuki polis haberleri denilen adliye, politik veya meclis haberciliği yapılan kurumlar vardır. Bu konuda aslında üniversiteler eğitim veriyor. Benim gazetecilik mesleğinde en sıkıntılı gördüğüm, mülteci veya göçmen gibi konulardaki terminoloji sıkıntısıdır. Bu konuda da bir eğitime ihtiyaç vardır. Etik Kurulu üyeliği yaparken en fazla karşımıza çıkan sorunlar bunlardı. Eğitimler yapalım diye konuşurken,  bunu projelendiremedik. Çünkü tam toplanalım derken, gazete kapatacağım denilerek arkadaşlar gelemiyor.  Bunu Gazeteciler Birliği önderliğinde ve Medya Etik Kurulu önderliğinde ortaya koymak gerekiyor"

Ersoy, Avrupa Birliği'nin bu yıl ırkçılık temasını işlediğini hatırlatarak, İngiltere'nin AB'den çıkma isteğinin aslında biraz da bundan kaynaklandığını kaydetti. Ersoy, "Yabancılar gelmesin, öz kaynaklarımızı başkalarıyla paylaşmayalım"denildiğini anlatarak, Kıbrıs sorununun temelinde de aslında bunun yattığını kaydetti.

"Herkes gazetecilik yapabilir duruma geldi"

Ersoy, sahiplik yapısından kaynaklı sıkıntılar olduğunu belirterek, bunun akademik boyutlarda farklı olarak tartışıldığını söyledi. Ersoy, "Biz çocuklara ideal olanı anlatıyoruz. Deneyimleri de aktarmaya çalışıyoruz. Bir holdingleşmeye doğru gidiyoruz. Türkiye'yi örnek alacak olursak, holdingleşme beraberinde tekelleşmeyi getirecektir. Bundan uzaklaşarak 5 üniversitenin öğrencileri yetiştirirken, mezunların da talepleri olmalıdır. Herkes gazetecilik yapabilir duruma geldi. Bana göre, üniversiteden sonra bir sınavla bu tescillenmelidir. Bu da daha nitelikli elemanları doğuracaktır" diye konuştu.

"Trajlarda ciddi bir düşüş var"

Ersoy, medyada ucuz iş gücüne de değinerek, gazeteciliğin gelişmekte olan ülkeler için biraz daha ömrünün var olabileceğini belirterek, yeni neslin arkadan geldiği oranda şeklin değişebileceğini söyledi. Ersoy, trajlarda ciddi bir düşüş olduğunu belirterek, bunun bir anlamda sektörü sıkıntıya sokacak bir dönem olduğunu kaydetti. Ersoy, 500 bin nüfusa oluşan bir ada ülkesinde 15 gazete olduğunu söyleyerek, hala daha bir pazarı olduğunu düşündüğünü belirtti. Ersoy, basın tarihinde gazete, radyo ve televizyonun sırasıyla geldiğini anlatarak, bugün ülkemizde klasikten beslenen bir on line medya olduğunu söyledi. Ersoy, şunları söyledi, "Bir süre radyonun gündem yaratamadığı tartışıldı. Yok olacağı karşılandı. Maliyet açısından bakıldığında avantajlıdır. Bitti gitti diye düşünürken, haberleri birçok kişi radyolar aracılığıyla alıyor. Milli mücadele konusunda da radyolar önem taşımaktadır. Televizyon sektörüne gelecek olursak, bir kamu yayıncılığı anlayışıya veya devletin yayın organıyla özel sektörü bir yarış içine sokulmamalıdır. İçerik açısından TV'lerin çok ciddi sıkıntıları vardır. Sadece program üretmek bir kişiyi uzman olarak çağırıp tartışma yaratmak pek kabul edilebilir bir yapıya dönüşmedi" Ersoy, iyi kötü Basın İş Yasası'nın olduğunu, ancak uygulanmadığını belirterek, gazetecilerin yayın organlarında emeğinin karşılığı verilmeden sömürüldüğünü ve meslekten  koparıldığını söyledi.

"Katkı için kriterler oluşmalı"

Doç. Dr. Metin Ersoy,medyaya yapılan katkılara da değinerek, basın iş yasasını uygulayan, sendikalaşmaya izin veren, emeğinin sömürülmediği, sosyal sigorta ve ihtiyat sandığının yatırıldığı belli oranla katkıların yapılması gerektiğinin altını çizdi. Ersoy,  kriterlerin oluşması gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti, "Altyapısına bakılabilir, çalışma sayısına bakılabilir. Gelir ve giderler gibi... Tüm bunlar medyaya da bir düzen getirecektir. Büyük prodüksiyonları Türkiye'den takip edebiliyoruz. Ancak kendi adamızda da yapabileceğimiz şeyler vardır. Yeni bir televizyon yeni bir program olduğu zaman vatandaşın kendini bulabileceği bir platform oluşturulması gerekiyor. Halk odaklı bir yayın yapılabilmesi lazımdır"

"Güney ile Kuzey arasında benzerlik var"

Ersoy,  makaleler yazılırken ve birçok araştırmalar yapılırken sonuç kısmında hep çözümden bahsedildiğini anlatarak, Güney ile Kuzey arasındaki iş birliğinin artırılmasının, diyaloğun geliştirilmesinin, ortak haberlerle olması gerektiğini savundu. Tüm bunların güzel bir şekilde bazı TV ve gazeteler tarafından başlatıldığını söyleyen Ersoy, Medya Etik Kurulu'nun devlet bağlantılı olmadığını kaydetti.

Medya Etik Kurulu'nun Güney'deki kurul ile bağlantı kurduğunu ifade ederek, gazetecilerin ortak sıkıntılarına bakıldığında Güney ile Kuzey arasında benzerlik olduğunu söyledi.Ersoy, Kuzey ve Güney'deki gazeteci örgütlerinin karşılıklı olarak biraraya gelmesi gerektiğini söyleyerek, Kuzey'de Medya Etik Kurulu'nu sahiplenme gibi bir yaklaşımın olmadığını kaydetti. Medya üzerindeki kamuoyu yoklamalarını da değerlendiren Ersoy, Britanya'nın AB'nin çıkış noktasında  anketlerin yanıldığını söyleyerek, iyi yapıldığı noktada gazeteye saygınlık getirdiğini belirtti. Ersoy, Medya Etik Kuruluna gelmeden önce gazetenin toplumda nasıl algılandığının ve eksiklerinin ne olduğunun bir öz denetim olduğunu, bunun da aslında bir anket sayıldığını kaydetti. 

kaynak: yenibakışgazetesi

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler