“REKOLTE BÖLGESEL FARKLILIK GÖSTERMEKTE”
Akıncı, herkesin merak ettiği rekolte oranlarının adamızda bölgelere göre farklılık gösterdiğini, Mağusa bölgesinin düşük, Güzelyurt – Lefke bölgesi ile Karpaz yarım adasında rekoltenin yüksek olduğunu aktardı. Bu yıl zeytinyağı eksikliği yaşanmayacağını ancak kontrollü ihracat yapmazsak soframıza gelecek ürünün kalitesini düşeceğini şu sözlerle anlattı ; “Zeytin-Koop aracılığı ile geçen yıl zeytinyağı Türkiye’ye ihraç edildi. Üreticiyi desteklemek için güzel bir olay ancak ithal etme durumunda kalırsak kötü. Geçen yıl Covidden dolayı turizmin kapalı oluşundan zeytinyağı stoğunu eritemedik. Şu an dengedeyiz, eski yağı temizledik. Yeni yağımızı gönderirsek bu sefer damak tadımıza uygun ürün bulamayacağız. Ayrıca zeytinyağı çok hile yapılan bir ürün hilesiz yağ bulabilmemiz zor olabilir.”
TEŞVİK YÖNTEMİNİN GÜNCELLEMESİ GEREKİYOR
Devletin yaptığı teşvik yönteminin üretici açısından önemine değinen Akıncı,uygulanan yöntemle alakalı güncelleme önerisinde bulundu. Mevcut teşvik sisteminin dönüm bazlı olmasından ziyade üretim bazlı olmasının daha adil olacağını bu durumun rekabeti arttıracağından üretime de pozitif katkı sağlayacağını dile getiren Akıncı, dönümde 10 ağacı olan üreticiyle, dönümde 50 ağacı olan üreticinin aynı teşviki almasının mantıksız oluşuna dikkat çekti ve ekledi “Üretim odaklı bir teşvik sistemini getirilmesiyle zeytinin rekoltesi artacaktır. Ayrıca üretim miktarının net olarak bilinmesiyle kayıt dışıcılık ortadan kalkacaktır.”
ZEYTİNYAĞINDA KALİTEYİ ARTTIRMALIYIZ
Bafra zeytinyağları olarak zeytinyağlarının sınıflara ayrılması ve kalitelerinin belirlenmesi ile ilgili sektörde öncülük etmeye ve yurttaşlarımızı bilinçlendirmeye devam edeceklerini açıklayan Gazi Akıncı, üreticiye kaliteli zeytinyağı üretimi için tavsiyelerde bulundu ; “Ülkemiz zeytin hasadına başladı. Hasat aşamasında dikkat edeceğimiz küçük püf noktalar çıkan ürünün kalitesini doğrudan etkileyecektir. Zeytinlerin torba yerine plastik kasada toplanması, toprağa düşen zeytin ile fileye düşen zeytinin ayrılması, sopayla vurularak zeytin toplama yöntemin vazgeçilmesi, toplanan zeytinin en erken zamanda fabrikaya sıkım için getirilmesi gibi küçük dokunuşlar kaliteyi bir iki basamak yukarıya taşıyacaktır. Natürel zeytinyağı için asitte oranı en önemli kalite kriteridir. Beyaz yağ ve kara yağ algısı yerine dünya standartlarına uyup bu bilinçle zeytinyağı üretmemiz ve tüketmemiz gerekir.
ÜRETMEYEN TOPLUM YOK OLUR
Herkes için kazançlı bir yıl olmasını dilediğini söyleyen Akıncı sözlerini şöyle tamamladı;” Üretimden tüketime tüm paydaşlara, bol bereketli herkesi emeğinin karşılığını alacağı bir yıl diliyorum. Buradan zeytinyağı üreticilerine seslenecek olursam; üretimden vazgeçmeyin. Üretmeyen toplum yok olur. Kıbrıs adası üretim için çok uygun. Bizdeki tat ve koku hiçbir yerde yok. Zeytin katma değeri yüksek bir ürün, zeytin dikimini arttırmalıyız. Ürettiğimiz zeytinyağı iç talebi karşılıyor. Ancak yeterli miktar ve çeşitlilikte üretim olmadığından sofralık zeytin yurtdışından karşılanıyor. Bunu fırsata çevirip zeytin ağacı sayımızı arttırırsak hem üreten için hem de ülke ekonomisi için faydalı bir iş olur.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.