Elcil yaptığı yazılı açıklamada, gelinen noktada koşullar itibarıyla “Türkiye’deki gibi, yoğun öğrenci nüfusuna, kalabalık sınıflara, okullarda şiddete, bulaşıcı hastalıklara ve hizmetlerin yetersizliğine sahip olmaya başlandığını” iddia etti.
Şener Elcil, parasız, bilimsel ve laik eğitim ilkeleri ışığında çalışma yapılmasını talep ederek, Eğitim Bakanlığı yetkililerini icraat ortaya koymaya davet etti.
Elcil, ülkede plansızlığın ve çarpık yapılaşmanın yarattığı nüfus akışının yükünün okullarda bir fiil hissedilmekte olduğunu belirterek, özellikle şehir merkezlerindeki okulların çok kültürlü, çok dilli bir öğrenci yapısına sahip olmaya başladığını ve bazı okullarda öğrenci nüfusunun kapasitenin üstüne çıktığını kaydetti.
Elcil, öğrenci nüfusu yoğunlaştıkça sağlık, güvenlik, rehberlik hizmetleri, altyapı, oryantasyon, özel eğitim ve fırsat eşitliği noktasında okullarda noksanlıklar görülmeye başlandığını ifade etti.
“ÇOCUK KORUMA POLİTİKASI İHTİYAÇ”
Bir çocuğun bomba patlaması sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili olayı üstlenen olmadığını belirten Elcil, şöyle devam etti:
“Çocukların okula güvenli bir şekilde gideceği, okul dışında ve içinde kendini güvende hissedeceği, ailenin ve devletin sorumluluktan kaçamayacağı çocuk koruma politikası, tüm dünyada olduğu gibi bizde de temel ihtiyaçtır. Yasa yapıcılar koruma politikasını hayata geçirmedikçe, çocuklarımız ihmale, suistimale ve istismara maruz kalma tehlikesi ile karşılaşmaya devam edeceklerdir”
“SINIFLAR KALABALIK”
Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre, ilköğretimde (okul öncesi, ilkokul, özel eğitim dahil) sınıf başına düşen öğrenci sayısı ortalamasının 20,3 olduğunu, bazı okullarda bu sayının 34 ‘ü bulduğunu belirten Elcil, “Bu dengesiz dağılımın başını plansızlık, denetimsizlik ve göçün çektiğini” iddia etti.
Elcil, plansızlığın kalabalık sınıflar ve öğrenci nüfusunun yoğun olduğu okullar yarattığını, öğrencinin sınıf içerisindeki ve oyun alanındaki metrekaresini daralttığını, öğretmenin bir ders saati içerisinde öğrenciyle bire bir ilgilenebilme oranını düşürdüğünü kaydederek şöyle devam etti.
“Uluslararası okul standartları sınıf içinde öğrenci başına düşen alanın 2,5 metrekare, açık alanda 17 metrekare olmasını öngörüyor. Nitelikli bir ders için öğretmenin ilköğretim küçük sınıflarda 2 dakika, büyük sınıflarda 1,5 dakika öğrenciye zaman ayırması gerekmektedir. Son Milli Eğitim Şurası’nda ilkokulların 26, beş yaşın 20 ve dört yaşın 16 olması yönünde bir uzlaşı vardır. Talebimiz, sınıf sayılarının şura kararları doğrultusunda yeniden düzenlenmesidir”
“13 ÇOCUKTA UYUZ GÖRÜLDÜ”
İlköğretim ve orta öğretimde ana dili Türkçe olmayan 2 bin 750 yabancı öğrenci bulunduğunu kaydeden Elcil, bu öğrencilere yönelik Türkçe öğretmekle ilgili çalışma yapılması ve oryantasyon sınıflarının oluşturulması gerektiğini kaydetti. Elcil, bununla birlikte özel eğitim ve rehberlik hizmetlerinin yoksunluğu nedeniyle birçok özel gereksinimli öğrencinin fırsat eşitsizliğine uğradığını vurguladı.
Gazimağusa bölgesindeki bir okulda 13 çocukta uyuz hastalığı görüldüğünü kaydeden Elcil, salgın hastalıklar sınıfında olan uyuzla ilgili, Temel Sağlık Dairesi’nin bölgedeki diğer okulların da kontrol edilmesi için acil önlem alması ve salgının kökeninin tespit edilerek yayılmadan ortadan kaldırılmasının zaruri olduğunu belirtti.
Elcil, “Bu çağda bu tür salgın hastalıkların ülkemizde görülmesi nüfus politikalarının yanlışlığı ile açıklanabilir” görüşünü ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.