‘Sexting’ olarak bilinen cinsel içerikli mesajların, fotoğrafların veya videoların teknolojik araçlarla paylaşılması, ergenlik çağındaki gençler arasında oldukça yaygın. Yapılan araştırmalarda bu yaşlardaki her dört gençten birinin seks içerikli mesaj aldığı, her yedi gençten birinin ise bu mesajlardan gönderdiği tespit edildi.
Bir grup bilim insanının yaptığı araştırmaya göre, seks içerikli teknolojik iletişim ile cinsel aktivite, uyuşturucu - alkol kullanımı ve kötü ruhsal sağlık gibi faktörler arasında bağlantı bulunuyor.
Araştırma kapsamında 2012 ve 2018 yılları arasında yayımlanan, 12 - 17 yaşları arasındaki 41 bin 723 genç deneğin katıldığı 23 farklı çalışmanın sonuçları cinsellik ve cinsel aktivite, çoklu cinsel eş edinimi, doğum kontrolü, suçlu davranışı, içselleştirme sorunları (örneğin kaygı ve depresyon), alkol - uyuşturucu kullanımı ve sigara içme arasında bağlantı olup olmadığını belirlemek üzere meta analiz yöntemiyle incelendi.
KORUNMASIZ İLİŞKİ TEHLİKESİ
Elde edilen bulgulara göre, seks içerikli iletişim kuran ergen yaştaki kişilerin cinsel ilişkiye girme ihtimali, diğer gençlere göre dört kat daha fazla. Birden fazla cinsel partnere sahip olma ihtimalleri beş kat daha fazlayken, korunma yöntemlerinden birini kullanma oranları ise ‘sexting’ yapmayan ergen yaştaki gençlere göre daha düşük.
Hırsızlık ve mülke zarar verme gibi suç eğilimlerine sahip olma ihtimalinin de ‘sexting gençleri’ arasında iki buçuk kat fazla olduğu belirlendi.
Buna ek olarak alkol alma ihtimalleri dört kat olan bu gençlerin, marihuana gibi uyuşturucuları kullanmaları ve sigara içme ihtimalleri ise üç kat daha fazla.
KÖTÜ RUHSAL SAĞLIĞIN İŞARETİ OLABİLİR
Son on yılda ruhsal ve zihinsel sağlık sorunlarının artması, dijital teknolojinin gençler arasında zihinsel sağlığın bozulmasına yol açtığı iddialarını göz önüne alan ekip, cinsel içerikli iletişim ile ruhsal-zihinsel sağlığın zayıf olması arasında ilişki olup olmadığını da inceledi. Bu gençlerin depresyon ve anksiyete semptomları gösterme ihtimalinin, diğer yaşıtlarına kıyasla yaklaşık iki kat fazla olduğu tespit edildi.
Cinsel davranış ve zihinsel – ruhsal sağlık ile bağlantılı olsa da, korelasyonel çalışmalar ‘sexting’in herhangi bir şekilde riskli davranışların ya da zayıf zihinsel sağlığın nedeni olduğunu gösteren kanıtlar sunmuyor.
DÜZENLİ İLİŞKİDE OLUMLU SONUÇLARI VAR
Seks içerikli iletişimin kiminle, hangi koşullarda kurulduğu gibi bir dizi sorunun cevabı, çalışmada elde edilen sonuçları değiştirebiliyor. Örneğin bir grup öğrenciyle yapılan araştırmada, düzenli ilişki sırasında yapılan ‘sexting’in olumlu etkilerinin daha fazla olduğu belirlendi. Buna göre sexting, sevgililer ya da eşler arasındaki ilişkinin duygusal ve cinsel kalitesini de artırabilir.
Ergen kişiler büyüdükçe, romantik ve cinsel keşif giderek daha normatif ve sağlıklı bir gelişimin parçası haline geliyor. Bulguların araştırmaya katılan kişilerin yaşlarına göre değişip değişmediğini inceleyen bilim insanlarına göre, ‘sexting’in ile riskli davranışlar arasındaki bağlantı, ergenliğin ilk dönemlerinde yani daha genç olan kişilerde daha güçlü.
‘CİNSEL EĞİTİMLE GÜVENLİ VE SAYGILI SEXTİNG ÖĞRETİLMELİ’
Araştırmacılar, okullarda seks içerikli mesajlaşmanın nasıl, hangi koşullarda, kiminle yapılması gerektiği gibi bir dizi bilgiyi de içeren kapsamlı seks eğitiminin verilmesinin, özellikle cinselliğin keşfedilmeye başlandığı yaşlarda önemli olduğunun altını çiziyor.
Ebeveynlerinin de ergenlik dönemindeki çocuklarının doğal olan cinsel davranışlarını kınamak yerine daha yapıcı bir yaklaşım geliştirmeleri gerektiğini belirten bilim insanlarına göre, etik, saygılı ve güvenli çevrimiçi etkileşim eğitimine odaklanılmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.