Alper Akgül ve Tunca Özlen, soL için New Republic dergisinde Moira Donegan imzasıyla kaleme alınan yazıyı çevirdi:
Eşcinselliğin "onarım terapisi" sayesinde tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu savunan homofobik ekolün önde gelen isimlerinden Joseph Nicolosi, geçen hafta hayatını kaybetti. Eşcinselliği tedavi edebileceğini iddia eden Nicolosi, gripten öldü.
Nicolosi, 2012 yılında New York Times'a vermiş olduğu bir röportajında "Kimsenin gerçekten gey olduğuna inanmıyorum. Bence tüm insanlar heteroseksüel ancak bazıları homoseksüel problemler yaşıyor" ifadelerini kullanmıştı.
Dramatik bir biçimde "psikolog" olan Nicolosi, "Homoseksüelliği İyileştirmek" ve "Homoseksüelliği Engellemek için Aile Rehberi" gibi kitaplara imza attı. Bunlarla yetinmedi ve "gey onarım terapisi" uygulamak için NARTH isminde bir merkez kurdu.
Bu merkez bünyesinde bir araya gelen sözde psikologlar, "dönüştürme terapisi", "onarım terapisi" gibi isimlerle anılan terapileri "hastalarına" uygulayarak onların heteroseksüel potansiyellerini açığa çıkarmaya çalıştıklarını iddia ettiler. (1)
NARTH'nin kuruluşundan önce de çeşitli "gey onarım terapileri" uygulanıyordu. 1950'lerde Edmund Berger, "karşı çıkış tekniği" olarak adlandırılan yöntemi savunmuştu. Bu "aşırı bilimsel" teknik, geylerin yüzlerine karşı onların yalancı ve değersiz olduklarının yüksek sesle bağırılmasına dayanıyordu.
"Gey onarım terapisi" olarak adlandırılan yöntemlerin haricinde lobotomi; ellere, başa ve cinsel organlara elektroşok; ölü heteroseksüel erkeklerden testis nakli; hadım edilme; kadın sünneti ve ağır dayak kullanıldığı biliniyor. Bu insanlık ve bilim dışı yöntemleri Amerika sağı ve dinsel gruplar arasında popüler hale getiren, Nicolosi'den başkası değildi.
Nicolosi'nin kullandığı teknikler arasında yukarıda bahsedilen teknikler de bulunuyordu. Duygusal taciz ise favorilerindendi! Bu teknik, eşcinsellere psikolojik baskı uygulayarak onlarda suçluluk duygusu oluşturmaya ve onları depresyona sürüklemeye dayanıyordu. Nicolosi, eşcinsellere heteroseksüellere hitap eden pornografik görüntüler gösterilmesinin de geyliği tedavi edeceği görüşündeydi. (2)
Los Angeles'taki şaibeli bir okuldan klinik psikoloji alanında PhD derecesini alan Nicolosi, 1980 yılında Encino'da ilk kliniğini açtı ve mesleki kariyerini "geyleri dönüştürmeye" adadı.
1960'ların başında ABD'de yükselen eşcinsel hareketi ve 1969'da patlak veren Stonewall Direnişi, Amerika sağını oldukça korkutmuştu. Nicolosi, "gey olmak patolojik bir hastalıktır" dediğinde onu dinlemeye hazır geniş bir sağ kesim duruyordu karşısında. Nicolosi homofobik ailelere ve psikologlara, eşcinsel düşmanlığını "bilimsel kanıtların" yardımıyla meşrulaştırmak için bir yol sunmuştu.
1992 yılında Benjamin Kaufman ve Charles Socalides ile birlikte "Homoseksüelliği Araştırma ve Tedavi Organizasyonu"nun (NARTH) kuruluşuna öncülük etti.
Burada çalışan sözde psikologlar, eşcinsellikten bahsederken "travma, patolojik bozukluk, kötü huy" gibi ifadeler kullanıyorlardı. Organizasyon, ağcı psikologlar ve "geyleri dua ile kovmaya" (pray away the gay) çağıran radikal dinci topluluklar arasında kısa sürede popüler oldu.
Gey olduğu için ayrımcılığa, tacize ve dayağa maruz kalan insanlar, en savunmasız anlarında yardım edebileceği umuduyla Nicolosi'nin kapısını çaldıklarında, tahmin dahi edemeyecekleri ölçüde psikolojik ve fiziksel acılara maruz kaldılar. NARTH, Nicolosi'nin ardından hala var olmaya devam ediyor. Nicolosi ile birlikte NARTH'ın de ölmemiş olması gerçekten mide bulandırıcı.
(1) 2016 yılında, Dünya genelinde 200 binden fazla psikiyatristi temsil eden Dünya Psikiyatri Birliği, cinsel yönelimin değiştirilebileceğini iddia eden ‘onarım terapilerinin’ bilimsel olmadığını ve etik dışı olduğunu açıklamıştır. Birlik tarafından yayınlanan bildirgede, “Birliğimiz cinsel yönelimi kişinin tabiatından gelen ve biyolojik, psikolojik, gelişimsel ve toplumsal temelleri olan bir gerçeklik olarak tanımlamaktadır” ifadelerine yer verilmiştir.
(2) ABD Madde Bağımlılığı ve Ruh Sağlığı Hizmetleri İdare Müdürlüğü, 2015 yılında yaptığı bir açıklamayla, “onarım terapilerinin” bilimsel dayanağı olmadığını ve LGBT’lere fiziksel ve ruhsal zarar verdiğini belirterek, terapileri sonlandırmak için harekete geçme çağrısı yapmıştır. Bir rapor yayınlayan kurum, “onarım terapisi”nin herhangi bir gerçekliği olmadığını ortaya koymuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.