Genç İş Adamları Derneği (GİAD), hükümetin açıkladığı ekonomik önlemler paketini şaşkınlık içinde izlediklerini, paketin ülke ekonomisini derin bir bilinmezliğin içerisine ittiğini savundu.
Pakete bakıldığında toplumun tüm kesimlerinde tepkiye yol açtığını ifade eden GİAD, “Hükümetin tek mağdur kendisiymiş gibi hareket ettiği görülmektedir” dedi.
GİAD yaptığı yazılı açıklamada, “Her ülke vatandaşının yaptığı gibi, katma değer kattığımız, bünyesinde yaşadığımız, terkedip gitmediğimiz devletimizin 15 günlük bir krizden iflas edebilecek bir mali yapıya sahip olduğuna şahit olmak bizleri oldukça endişelendirmiş ve isyan ettirmiştir” dedi.
GİAD, “maalesef” son günlerde yaşananlardan, devletin elinde krizlere karşı hiçbir enstrüman olmadığını, hiçbir şok durumuna kamu maliyesinin hazırlıklı olmadığını, kamu maliyesinin iflas etmek üzere olan bir kurum gibi ucu ucuna yükümlülüklerini tamamladığını bir kez daha acı bir şekilde gördüklerini belirtti.
Bunca yıldır, devletin yüklerinden kurtulması gerektiğini, arkasında kreditörlerin sırada beklemediği bu tanınmamış devletin popülizmden, partizanlıktan uzak durması, belediyeler reformu gibi cesaret isteyen adımların atılması, özelleştirmelerin, reformların ivedilikle yapılması gerektiğini, aksi takdirde bir noktada çöküş yaşanacağını defalarca anlattıklarını ifade eden GİAD, “Maalesef dinlenmedik” dedi.
GİAD, bugüne kadar yapılan ekonomik protokollerin hiçbirine uyulmadığını, Kıb-Tek, BRT, Telefon Dairesi gibi ekonomik kamburlardan kurtulunmadığı için, hiçbir fonksiyonu olmayan dış temsilcilikler, havaya saçılan ödenekler, teşvikler ve benzeri birçok sorumsuz harcamanın devam ediyor olmasının siyasilerin güne oynadığının göstergesi olduğunu savundu.
Bankaların aldıkları “faiz işleterek” 3 ay erteleme yapmak gibi önlemlerin ise realitede “önlem” olmadığını, hükümetin bu konuda hiçbir adım atamamasının ise oldukça düşündürücü olduğunu öne süren GİAD, gerek özel gerek kamu ayırmaksızın, ülkenin cefasını çeken kesimleri öncelikle korumanın en önemlisi olması gerektiğini belirtti.
GİAD, krizin atlatılabilmesi, ileriki herhangi bir kriz durumunda devletin iflas etmemesi için alınması gereken önlemlerin alınması için hala geç olmadığını ifade ederek, “Ancak, bu krizin hemen atlatılıp, haziran ayında hayatın normalde döneceğini beklemek büyük bir hata olur. Ülkemiz ekonomisi 2020 yılı sonuna kadar büyük bir durgunluğun içerisinde girecektir. Eğitim ve turizm gibi lokomotif sektörler ağır yara almıştır” dedi.
“ACİLEN, CESUR ADIMLARIN ATILMASI GEREKMEKTEDİR”
GİAD açıklamasında çeşitli öneriler sıraladı;
“Birinci aşama olarak önümüzdeki ilk beş iş günü içerisinde gerekli düzenlemeler yapılmak suretiyle;
-Kapanan işletmelerin personelleri için ödenmesi gereken mart, nisan, mayıs aylarına ait sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı giderleri devlet tarafından karşılanmalıdır.
-Kapanan işletmelerin personelleri insan ayrımı yapmadan, uyruğuna bakılmaksızın mart, nisan, mayıs aylarını kapsayacak şekilde her ay asgari ücretin %80’i tutarında maaş ödenmelidir. Paket içerisinde öngörülen ve açıklamalarda belirtilen hususlar ne yazık ki insan haklarına ve eşitlik ilkesine aykırıdır.
-Kapanan işletmelere ait olan, şirket veya şahıs ismine kayıtlı olup olmadığına bakılmaksızın, iş amaçlı kullanılan tüm araçların 2020 yılı için %50 seyrüsefer indirimi alması gereklidir.
-İleri tarihli yazılan çeklerin firmaları sıkıntıya sokmadan tahsilini mümkün kılmak için bankalar ile görüşerek faizsiz faktöring, çek ödeme destek kredileri gibi hızlı çözüm üretecek hizmetleri için devlet girişimleri yapmalıdır. Özellikle bu önlemler ve azami sınırlar rica ile değil kararname ile belirlenmelidir. Mevcut Kredi ve mevduat oranı değerlendirildiğinde hükümetin çok ciddi bir kaynağı uygun koşullarda borçlanabilmesi de değerlendirilmelidir
-Dünyada düşen petrol fiyatlarının ülkemiz akaryakıt fiyatlarına yansıması sağlanmalıdır. Tarihte ilk defa Türkiye ile akaryakıt fiyatlarımız eşitlenmiştir.
-Kapanan işletmelerin yıl sonu vergilerinde indirimler yapılmalıdır.
-Kira ilişkilerinde oluşacak ihtilafları önlemek adına daha net önlemler dizisi açıklanmalı, konut ve işleri kiraları için farklı uygulamalar yapılmalı, stopaj muafiyeti sağlanmalıdır.
Dikkatinizi çekmek isteriz ki, bu önlemler alınmazsa, haziran ayına kadar, ülkemize çalışmak için gelen insanların çok ciddi bir bölümü bir daha dönmemek üzere adayı terk etmiş olacaktır. Bunun sonucunda ise ekonomik krize istihdam krizi de eklenecektir.
İkinci aşama olarak bu yıl sonuna kadar;
-Siyasi partilere ve medyaya verilen ödenekler tamamen durmalıdır.
-Ek mesai, acilen ve tamamen kaldırılmalıdır.
-2020 yılı için 13. maaş kaldırılmalıdır.
-Belediyeler acilen kendi ayakları üzerine durur hale getirilmelidir. Belediyeler reformu, büyükşehir belediye sistemi gibi konular acilen meclis gündemine getirilmelidir. Ancak bu dönemde öngörülen kesinti özellikle en riskli ve en çok çalışan kişiler olduğundan kesinti yapılmamalıdır.
-Dış temsilcilikler tamamen kapatılmalı, sadece Ankara büyükelçiliği, İstanbul konsolosluğu, İngiltere ve Brüksel temsilcilikleri bırakılmalıdır.
-Kendini idame ettiremeyen, devlet bütçesinden ek katkı alan her kurum reformdan geçirilmeli veya özelleştirilmelidir. Bu kurumlara yapılan ödemeler ivedilikle durdurulmalıdır.
-Acilen, ekonomiye önümüzdeki on yıl boyunca katkı sağlayabilecek şekilde, özel sektör ve kamu ortaklığında üretilebilecek projeler için nakit harici kaynaklar yatırımcılara sunulmalı ve liberal bir ekonominin gerektirdiği gibi yatırıma kapıları açık bir devlet statüsüne geçilmelidir. Bu kapsamda, bürokratik engeller konusu ayrıca ve özenle çalışılmalıdır”
GİAD, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Devlet bunca zamandır sorumsuzca yarattığı gereksiz yüklerinden kurtulmadan, kamu çalışanından, emekliden ve emekçiden yapılan kesintiler, halk tarafından çok büyük antipatiyle karşılanmıştır.
Ciddi ve radikal önlemler ivedilikle alınmazsa, ülke ekonomisinin yarı yarıya küçülmesi tehlikesi mevcuttur. Bu da kamu maliyesinin yılsonuna kadar iflası demektir.
CESUR ADIMLAR ATILMASI GEREKMEKTEDİR
Sağlık konusunda özellikle Sağlık Bakanlığının doğru veri ve bilgi aktarımında etkin olması gerekmektedir. Sosyal medyada yaşanan bilgi kirliliği ve tedbirsizlik sonucu oluşabilecek yayılma riski için tüm ilgili kurumlar ile uyumlu çalışması gerekmektedir. Ailelerimiz ve toplumumuz için oldukça endişeli ve tedirgin olduğumuzu belirtmek isteriz.
Son olarak bu süreçte çok yoğun çalışan Hekimlerimiz ve sağlık personeline, tüm Yerel Yönetimlerimize ve çalışanlarına, Polis Teşkilatına, gerek kamu gerekse özelde çalışmak zorunda olan herkese teşekkür ederiz. Ayrıca bu aşamada Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın duyarlı bir şekilde örtülü ödenek olarak geçen tahsisatın yıl sonuna kadar Coronavirüs ile mücadeleye harcanması için Sağlık Bakanlığına aktarmasından dolayı teşekkür ederiz”.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.