Gönyeli Belediyesi nerden nereye!

Hiç unutmuyorum, 2006 yılında Ahmet Benli seçimleri kazanıp belediye başkanı olduktan sonra, belediyenin durumunu bize anlattığı zaman, şok yaşamıştım. Düşünün bir belediye ki, tek bir bilgisayarı var, oda bozuk, hesapları defterlerde tutuluyor. Vergi veren yok, su parası ödeyen yok, çöp kamyonları ve aletler darmadağın, kısacası nereden tutarsanız, tutun, her şey elinizde kalıyor. Ne yapmalı, nasıl yapmalı derken, bir yerlerden başladı başkan. Öncelikle belediye hizmet vere bilir noktaya getirildi, yani aletler yenilendi, ardın dan hesaplar, hesap vere bilir noktaya getirildi. Sonra Boğazdan, Alayköy’e ve Kanlı Köy’e kadar büyüyen ve gelişen, gelişirken de çarpık yapılaşma olmadan, gelişmesi gereken bir köy vardı. Ve başkan vizyonu ve misyonu ile tüm çalışmalarını yaparak,  Gönyeli’ye bir de yeni belediye binası yaptı. Hem de belediyenin kendi öz kaynaklarıyla. Daha sonra, sürekli bir şekilde de, büyüyen ve gelişen Yeni Kent bölgesi vardı. Peki nasıl gelişmesi gerekiyordu, bu büyüyen ve gelişen bölge. Tabii ki alt yapısı,tam olması gerekiyordu öncelikle. Önce yani elektriği yer altından, kanalizasyon sistemi, suyu ve telefonu kısacası herşeyi planlı büyümesi gerekiyordu ve tabii ki bunu yapmak içinde irade gerekiyordu. Kimseye arkadaşına dahi, müsamaha göstermemek gerekiyordu ve öyle de oldu. Bugün yolu Gönyeliden geçen herkes, bir iç geçiriyor, keşke bizim belediyemizde böyle işler yapsa diye, ama nafile. Ve geçen gün yine yazmıştım, neden küfrediyoruz seçtiklerimize diye, aslında durum ortada. Seçerken seçtiklerimizi, en az kendimiz kadar iyi tanıyorken ve neler yapacağını biliyorken, neden hala düzgün insanlar varken, başka seçenekler arıyoruz? İşte buna, anlam veremiyorum. Ve aynı zamanda, Gönyeli bugün alt yapısı planlı, tek kent olma özeliğini de taşıyor durumdadır.

Günün Sözü:

Aslında hapishane insanın kafasında yarattığı hapishanedir. Hayatı sınırlayan hapishane odur ki, ilk fırsatta yıkılmalıdır. Dünyayı daha iyi kavraya bilmek için. Yılmaz Güney

Günün Kitabı: