• BIST 10025.47
  • Altın 2956.432
  • Dolar 35.1368
  • Euro 36.5946
  • Lefkoşa 12 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 11 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 5 °C

Görevini laiki ile yapanları tenzih ederim…

Arif Alasya
Yıllardır bu ülkede en büyük şikayetimiz popülist politika ve partizanca yönetimler olmuştur.
Hem siyasi partilerimiz hem de halkımız bu politikalardan şikâyetçi olsa bile her hükümet değişikliğinde değişen bir şey bu güne kadar olmamıştır.
Tüm siyasi partilerimiz her iki seçim arasında ve seçim meydanlarında halkımıza en başta iki şey vaat etmektedirler.
1-      Partizanca yönetimlere son vereceğiz.
2-      Yolsuzluklardan hesap soracağız.
Partizanca yönetime son verebilmek için Devlette üçlü kararname kapsamını daraltmak ve de Müşavirliğe son verecek yasaları yapmaktan başlar. Bir de Devlete bağlı kurum ve kuruluşlara gerek Müdürlük gerekse yönetim kurulu üyeliklerini partililere dağıtmamaktan geçer.
Yolsuzluklardan hesap sorma ise öncelikle Sayıştay ve Ombustman raporlarının Meclisçe yargıya intikalinden başlar. Yargı önünde hesap verip cezalandırılması ile gerçekleşir.
Halkımız da bu iki maddenin hiç gerçekleşmediğini görüp yaşadığı halde ısrarla Nasrettin Hoca fıkrasında olduğu gibi ‘’Ya bu defa tutarsa diye’’ göle maya çalmaya devam etmeye devam eder.
Bu konuda en rahat olan bu söylediklerini yapmayan siyasi partilerimizdir.
Yarım asıra yakındır söylediklerini yapmamakla, fakat her seçim döneminde baskı ve vaatlerle seçimden galip çıkmaktadırlar.
Hükümetler talimatları yerine getirecek yönetenlerden oluşmaktadır. Birisi yapmasa diğeri gelir yapar. Hiç bulunmuyorsa bir gecede parti kurdurulup yine yaptırılır.
Artık pek halk kendini sorgulamadan sandığa giderse artık değişecek bir şey da yoktur.
Bu hükümet olan partiler Devlette ve sivil toplum örgütlerinde yapılanmalarını tamamlamıştır. Artık yüzlerce üst kademe yöneticisi ve kurum ve kuruluşlarda yüzlerce müdür ve yönetim kurulu üyeleri vardır.
Bütün bunları bu yukarıda bahsettiğim iki maddenin yerine getirilmemesinden elde etmişlerdir.
En son bu konuda bir vizyon ortaya koyup halkından destek alan Cumhurbaşkanı Akıncı olmuştur. Seçildikten sonra halkına verdiği söz doğrultusunda Anayasa’nın kendine verdiği yetkiyi kullanmayarak Amme Hizmetleri Komisyonuna gerekli atamayı yapmamış ve bir kez başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu’na bu konuda bir ‘’Yasa değişiklik önerisi ‘’sunmuş ve değişiklikler yapılıncaya kadar atama yapmayacağını bildirmiştir. Başbakan ise bu öneriye gerek olmadığını kendilerinin da bu konuda hazırladıkları yasa önerisi olduğunu söylemekle yetinmiş fakat bu değişikliklerin hiçbirisi ne o hükümet nede ondan sonra gelen iki hükümet tarafından gerçekleştirilmiştir. Galiba bu konuda tek sözünü tutan Akıncı olmuş ve halen herhangi bir atama yapmamıştır.
Henüz Meclis’çe yargıya intikal eden herhangi bir yolsuzluk dosyası yoktur. LTB ile ilgili Sayıştay raporunun üstünden yıllar geçmesine rağmen herhangi bir sonuç da alınamamıştır. Bunun da nedenini anlamak mümkün değildir.
Bütün bunlar hep ‘’Adama göre iş işe göre adam’’karmaşası içinde yapılarak Liyakatin ortadan kaldırılması ile gerçekleştirilmiştir.
İş bilenin kılıç kuşananındır. Hele o hakkı olmadan o koltuklara oturanların ne cakasından ne tafrasından geçilmez. Her şeyi bilen ukala yağcı kişiler olarak anılsalar karşılarında onlara hep evet efendim diyecek kadrolarını da bulurlar. Aldıkları bu haksız koltukların karşılığında da hem kendileri hem de aileleri seçimlerde çemberlerde bayrak sallarlar.
Biz halk mı ne yaparız : Seçimlerde onlara ve partilerine oy vermeye devam ederiz.Kısacası normal seçimler beş yılda bir yapıldığını var sayarsak dört yıl 364 gün onlara ……. Ederiz o son 24 saat içinde de onlara oy veririz.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları