Hani bir söz var yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. İşte şimdi o noktadayız.
11 Şubat 1015 tarihinde imzalanan belge ışığında Akıncı’nın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra bir ivme kazanmış ve önce yıl sonuna kadar sonra da 2016 sonuna kadar bir çözüm istenci ile süreç yürütülmüştür.
Maalesef 2016 sonuna kadar bir çözüm noktasında uzlaşı sağlanamamıştır.
Süreç içerisinde git geller yaşanmış,Bazan çözümden uzaklaşıp bazen yaklaşarak yani yuvarlana yuvarlana belki da son noktayı koyacak Ocak 2017 ayı uzlaşısına varılmıştır.
Bu noktaya gelmek çok çok önemli. Nedeni ise Akıncı neyi görüşürse görüşsün 11 Şubat belgesinde ilk dört maddede insiyatif onda olsa bile kalan iki maddede yani toprak ve garantiler konusunda muhatap Türkiye olacaktı. En büyük nedeni da Uluslararası hukuk kararlarına göre Kıbrıs’ın Kuzeyi Türkiye’nin alt yönetimi olmasıdır. Bunun anlamı şudur verilecek toprak ve garantiler konusunda muhatabın Türkiye olduğudur.
Bu açıdan bakacak olursak da Cumhurbaşkanı Akıncı görüşme süreci içinde yapması gerekenleri yapmıştır. Cenevre’de artık kalan iki maddeye noktayı koyacak taraf Türkiye’dir. Toprağı verecek olan da o,ne biçim bir garanti isteyeceğini bilen de o.
Hangi noktada Cenevre’ye gidiliyor.
Görüşmeci Özdil Nami’ye göre :
Güç Paylaşımı ve Yönetim, Avrupa Birliği, Ekonomi, Mülkiyet, Toprak Düzenlemesi, Güvenlik-Garantiler konularında çok ciddi görüşmeler yürütüldü. En az değinilen konu Güvenlik ve Garantiler konusu oldu.
Gerçekten Annan Planı’na göre çok daha net, anlaşılabilir, algılanabilir kriterler üzerinde hemen hemen mutabakatı sağladık. Yüzde yüz diyemem. Görüşmeler devam ediyor. Başladığımız noktayla şimdi arasında geceyle gündüz gibi fark var.”
Başbakanı Binali Yıldırım,
“Kıbrıs'taki duruşumuz da çok nettir. Kıbrıs'ta eğer bir çözüm olacaksa bu çözüm mutlaka adil bir yönetim, dönüşümlü başkanlık, iki tarafın haklarına, hukukuna, toprak haklarına, mülkiyet haklarına saygı göstereceği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin etkin garantörlüğünü temin edecek bir çözüm olmalıdır. Ortaya çıkacak çözüm mutlaka ve mutlaka KKTC'de yaşayan soydaşlarımızın vereceği karar olacaktır” dedi.
Aleksis Çipras,
Brüksel’deki zirve çerçevesindeki açıklamasında Kıbrıs sorununa ilişkin muhtemelen son fırsatın olabileceğinden bahsetti ve Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin fırsat penceresinin açık tutulmasında fayda bulunduğunu da söyledi.
Kıbrıs konusu gelinen noktada Suriye konusu ile paralel giden bir konu haline gelmiştir.Rusya’nın benimsemediği bir çözümün Akdeniz’de yapılması mümkün değildir.Suriye Rusya’nın Akdeniz’e açılan kapısıdır.Akdeniz’deki askeri gücüne ikmali buradan yapmaktadır.Yıllardır Suriye’de olan savaşın temelinde bu yatmaktadır.Ancak son gelinen noktada Ukrayna’da benzer şekilde bu soruna bir çözüm bulundu gibi görülmrktedir.Bu çözüm Kıbrıs konusunun çözümünü da olası hale getirmektedir.
Artık tüm tarafların kazanacağı bir noktaya gelen Kıbrıs sorununun çözümü konferansa katılacağını açıklayan Tayyip Erdoğan’ın iki dudağının arasına sıkışmış görünmektedir.
İnşallah o gün da Tayyip beyin her zaman söylediği ‘’’Kazan kazan’’ kuralı geçerli olur ve bu yıllarca süren sorun uzlaşma ile noktalanır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.