Her hafta Karpaz ile ilgili bir sorunu yazarken, ülke sorunlarını da içine katmaya çalışıyordum. Ancak son zamanlarda değil ülke sorunlarını, bölgesel sorunları dahi yetiştiremez oldum.
Bu süreçte yapılan siyasi çirkefliklere mi yanalım, yoksa hükümeti yönetenlerin saçma uygulamalarına mı bilemedim.
Şöyle bir yüzeysel bakalım;
Yol yapılıyor ve yolun yapılacağı köyün; bazı muhtar ve Belediye Başkanının bundan haberi bile yok! Tam buna yanarken, meğer devlet üst yöneticilerinin dahi konuya müdahil olamadığını görüyoruz.
Eğitim de kaos var. En azından pandemi dönemi, vaka sayısı sıfır olan kırsalda yüz yüze eğitime başlayın dedik, ama dinleyen olmadı. Koca 2 yıl kayboldu.
Şimdi bir bakıyoruz, Türkiye kampları planlanıyor. Şaka gibi…
Tarım da; hayvancı sokaklarda sütleri, üretici patatesleri yerlere döküyor. Siyasiler meclis koltuklarında, makam odalarında keyif çatıyor.
Belediyeler yapılan yanlış uygulamalar ile batma tehlikesi yaşıyor. Maliye ilk önlemi, emekli Belediye Başkanları ödeneklerini Belediyelerin sırtına koyarak çözmeye çalışıyor.
Kaynak yok diye diye kanal kanal geziyorlar, arkadan istihdamlara sınırsızca devam ediyorlar.
Gençler işsiz, çaresiz, eve ekmek götürme derdinde, büyük liderler kurultay hesapları yapıyor.
Bu hükümet fazla gitmez, seçim tarihi belirlenmelidir diyorlar. Arkadan yapılan pazarlıklar ile icraat hükümeti olduklarını söylüyorlar.
Piyasayı güvensizlik ile boğarken, nasıl icraat yapılacak anlamış değilim.
Lefkoşa’ya devlet hastanesi yapılması için Sağlık Bakanlığına arazi veriliyor, bir bakıyoruz arazi başka yerlere devir ediliyor. Tek bir açıklama, izahat yok! Anlatın arkadaş bu insanlara sebebi, herkes otursun yerine.
Millet eve ekmek götürme derdinde, hükümet zaman kazama adına saçmalıklar derdinde. Böyle sığ düşünceler ile geçen zamana üzülüyorum.
Bu bayrak da, vatan da, bizim arkadaş. Sahte milliyetçilerin bayrak bizim deyip, arkasından hırsızlıklar yapmasına izin vermeyiz.
Şöyle bir baksan, ceviz kabuğu doldurmaz sorun yaratılıyor. Ve dikkat edin, hepsi siyasi elle yapılan filimler.
Başrol de siyasiler, yanlarında filme ayak uyduran figüranlar.
Ben bu oyunda ne başrol, ne figüran, ne de izleyici olmam. Her bir dakikasına isyan eden halk olurum.
Artık durmayın! Bu haksızlıkları, ancak seçim temizler.
Güneşin doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.