• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Lefkoşa 9 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 15 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 1 °C

Gün Kıbrıs’ta tek yürek olmak günüdür

Taner ULUTAŞ

Orta Doğu’nun günahı, çok zengin petrol yataklarına sahip olması kaderi ise bu zenginliğe sahip olmaya çalışan emperyalist güçlerin, salyalarını akıta akıta, pardon silahlarını sallaya sallaya bölgede tezgâhladıkları oyunların başarılı olup olmamasına bağlıdır.

Ünlü düşünürler, hayat küçücük parçalardan oluşan büyük bir mekândır. Küçük şeyleri birleştiremezseniz büyük resmi asla göremezsiniz der. Rum Kesiminde, ABD, İngiltere ve bazı ülkelerin silahları ile kadınlara verilen silah ve ilk yardım eğitimi paintball olarak, yani boya oyunu olarak nitelendirilirken, sanırım bu durum Ortadoğu da oyunun büyük resimdeki sadece minik bir parçasıdır.

Libya, Mısır, İsrail’in Tamar ve Leviathan, Kıbrıs’ın münhasır bölgesi Afrodit ile son olarak Türkiye’nin İskenderun, Mersin ve Mısır üçgenindeki alanda, 100 Milyar varil petrol, ABD’nin silah şirketlerini harekete geçirdi. 
Ordusu olmayan ancak içlerinde bazı ülkelerin Merkez Bankaları da olan 66 büyük banka sahibi Rothschild ailesinin, elinde tuttuğu ve aileye büyük güç sağlayan finans sektörünü de eline geçirmek isteyen ABD’yi ve pentagonu idare eden Silah şirketleri gözünü Orta Doğu’ya çevirdi.

ABD’yi, silah şirketleri ile idare eden ve birçok ülkede terör dahil birçok oyunlar sergileyen pentagon yani Savunma Bakanlığı ile Rothscild ailesi arasında ABD’de müthiş bir kavga var. Bu kavganın esintilerini Avrupa’da görmekteyiz. Faiz veya para sihirbazı olarak isimlendirilen Soroz’un, Pentagon tarafından yapılan oyunlar sonrasında silmesi, FED’e sahip çıkmaya çalışması, bu savaşın perde arkasındaki görüntüsüdür. 

Akdeniz’in en büyük kıyı şeridini elinde tutan Türkiye’ye, Akdeniz’i kapatmak isteyen veya gücünü minimuma indirmek isteyen pentagon, buralarda her yolu deniyor. 

Kudüs’ün durup dururken ve büyük tepkilere neden olacağı bilinirken İsrail’in Başşehri olarak ilan edilmesi de büyük planın bir parçasıdır. Büyük dediğimiz bütün ülkelerin planları, BOP yani Büyük Ortadoğu projesi gibi “orijinal” olarak doğar.. Ancak birçoğu BOP’ta olduğu gibi  “kopya” olarak ölür. Ancak o plan öldükten sonra bir yenisi hayata geçirilerek gündeme konur. 

Öldü ve bitirildi denilen İŞID veya bir başka ismi ile DEAŞ’ın hortlatılması, Türkiye’ye sermaye girişinin yanısıra döviz girdisinin engellenmesi, silah ile terbiye edemeyecekleri Türkiye’yi para ile terbiye etmek için TL’ye değer kaybettirilmesi de bu planın bir parçasıdır.

Sadede gelirsek, Türkiye’nin Hatay-Kıbrıs –Mersin üçgeninde hatırı sayılır zenginlikte bulduğu gaz ve petrol zenginliğini, mümkünse almak veya buradaki zenginliğin minimuma indirerek Türkiye’ye vermek için ABD her koldan saldırıyor.

Türkiye’nin bu saldırılara dayandığını gördüğü için kanaatimce saldırılarının boyutunu değiştirecek. ABD-İngiltere-Fransa gibi emperyalist güçlerin belki seçimlerden önce belki seçimlerden sonra, Türk askerinin işgalci olduğunu dile getirerek, BM’ye başvuru yapmasına da şaşırmamak gerek. Zaten bu durumu Washington’da çeşitli kesimler dillendirmeye başladı. 

Dolar ile köşeye sıkıştırılmak istenen Türkiye’nin, Ortadoğu ve Akdeniz’deki zenginliğinden yararlanmak için ‘İpek Yolu’ projesinde Rusya-İran-Çin’e yaklaşılması da engellenmek isteniyor. Hele hele böyle bir projede, dolardan kaçmak için ülkelerin kendi paralarını kullanmasını isteyen Türkiye’nin, dolar olmadan böyle bir projeye katılmasını önlemek için saldırılar peşisıra geliyor.

Hatırlayın İstanbul'un da içerisinde bulunduğu sekiz ülkenin 10 havalimanından ABD'ye gitmek isteyenlerin, yanlarında Cep Telefonlarından daha büyük bilgisayar bulunduramayacakları yasağı getirilmişti. ABD'nin hemen peşinden İngiltere de aynı kararı almış ve yolcuların elektronik cihazları kabine alması yasaklanmıştı. 

Şimdi pazılın küçük parçalarını koyduktan sonra büyük resme bakalım. ABD’yi oluşturdukları lobi ile idare eden ve istedikleri ülkede savaş çıkartan Lockheed Martin, Boeing, Northrop Grumman, United Techologies, Raytheon, Rockwell Collins ve General Dynamics gibi silah şirketleri Akdeniz’de keşfettikleri bu zenginliği yutmak için rahat durmayacaklar. Ticari ve askeri açıdan stratejik bir konuma sahip olan Kıbrıs için de oyun üstüne oyun sergileyecekler.

Kıbrıs’ta bir çözüme evet. Ancak bu güçler iki toplumu birleştirip başlarına bela almak istemeyeceklerine göre buna pek sıcak bakmayacaklar diye düşünenlerdenim. Anastasiadis’in kıvırması, Güney’deki eğitimler, Hatırı sayılır miktardaki İsrail askerinin RMMO’da görev yapması. Yabancı güçlerin, Kıbrıs sularında tatbikat yapması, bence ABD, Fransa ve İngiltere’nin planlarının bir parçasıdır.

Kıbrıs, Türkiye ve Ortadoğu’da petrol için oynanan oyunları bilirsek gardımızı da ona göre alırız. Gün bir birimiz ile didişmek günü değil. Oynanan oyunlara karşı, Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz, muhalefetimiz ve halk olarak bizlerin kol kola girerek tek yürek olacağımız gündür. 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları