- UBP iktidar olanaklarını iyi kullanıyor
UBP kendi tabanına yönelik oldukça başarılı bir aday belirleme süreci yaşadı. Beklenen olumsuzluklar yaşanmadı. Taşlar yerinden oynamadı. 7000 den fazla insanın oy kullandığı bir aday belirleme her partiye nasip olmaz. İktidar olanaklarını iyi kullanan bir parti. Tabanını maddi manevi motive etmesini biliyor. Örgüte hâkim. Propagandistleri ehil insanlar. Avantajlı başladılar avantajlı devam ediyorlar ve büyük bir aksilik yaşamazlarsa da avantajlı bitirecekler.
- CTP niye değiştirmedin? Sorusu ile karşılaşacak
CTP “değişim” dedi. Bu yanlış bir propaganda temeliydi. Yukarda anlattığımız nedenlerle burada yakın geçmişten kalan bir vukuat söz konusu. “Defalarca iktidar oldun. Değiştirecekseydin niye değiştirmedin?” soruları kamuoyunda sorulmakta. Değişimi gerçekleştirecek adaylar oldu mu peki CTP de? Eskiler samimi bir şekilde aday olmama eğilimi gösterdilerse çok iyi. Ancak kimi çevrelerce iddia edildiği gibi Tufan Hocayı tökezletip partiyi yeniden devralma operasyonu ise felaket. Bir de genç ve yeni diye sunulan adayların aslında eskilerin eş, dost, akraba, evlat, sevgili ilişkileri samimi gelmiyor topluma
- TDP sürpriz yaptı
TDP olumlu sürpriz yaptı. Beklenenin çok üzerinde kaliteli bir aday kompozisyonu ile toplumun karşısına çıktı. Değişim isteyen çevrelerde oldukça ciddi bir heyecan yarattı. Parti tabanı motive oldu. Örgüt dışı kontenjan adayları da oldukça olumlu sürpriz. TDP her şeyi çok mükemmel yaparsa %17-18’eri yakalayabilecek yolları var. Ancak çok profesyonel bir propaganda ekibi şart. Bu aday listesinin ağırlığını parti ekibi taşıyabilmeli. Harmancı ve Akıncı seçimlerine güvenip olası rehavet veya şımarmanın felaket olacağı bilinmeli.
- HP’de işler iyi gitmiyor
HP olumsuz sürpriz. Değişim isteyen çevrelerin çok büyük beklentisi vardı. Kudret Özersay ismi, genç ve dinamik bir parti ekibi ile %30’lara çıkan bir kamuoyu desteği olduğu günler oldu. Ama kimsenin anlayamadığı bir aday belirleme süreci yaşandı. “Parti içi tartışmalar çok ciddi” izlenimleri kamuoyuna yansıdı. Parti gönüllülerinin ve aktif örgüt çalışanların bu denli gerilerde kalmaları kamuoyunda olumsuz algılandı. Kontenjan adayları da beklentiyi karşılayamadı. Parti de şu anda “şok içinde tepkisiz” bir görüntü veriyor.
- DP Meclise giremeyebilir
DP sorun yaşayabilecek bir parti görünümünde. Kamuoyu, meclise girip giremeyeceğini sorguluyor. Mustafa Arabacıoğlu gibi en az parti kadar destek görebilecek bir vekili aday gösterememiş olmanın sıkıntısını yaşayacak. Ancak meclise her dönem girmeyi başarabilmiş bir parti olan DP’nin bu sefer işi her zamankinden zor görünüyor.
Yaklaşmakta olan ‘7 Ocak erken genel seçimlerine’ ilişkin gazetemize konuşan siyaset uzmanı ve sosyolog Hakan Gündüz, halkın ve siyasilerin sürece bakış açısını sosyolojik olarak değerlendirdi.
Ertuğrul Senova/Detay Gazetesi
Toplumun beklenmedik bir zamanda seçim ile yüz yüze kaldığını belirten Gündüz, halkın ‘apolitik’ bir tutum içerisinde olduğunu ifade ederek, siyasete karşı güvensizlik hissedilmekte olduğuna dikkat çekti.
“KIBRIS TÜRK TOPLUMU FEODAL BİR TOPLUM”
Seçim olacağı yeni belli iken, toplumun neredeyse hiç tepki vermediğini fakat siyasi partilerin adaylarını açıkladıkça hareketlenme başladığını belirten Gündüz, Kıbrıs Türk toplumunun modern görünümlü feodal bir toplum olduğuna vurgu yaptı. Gündüz, “adaylar açıklandıkça eş, dost akraba, tanıdık, komşu vs insanların ilgisini çeker oldu. Yavaş yavaş bir seçim iklimi oluşmakta” değerlendirmesinde bulundu.
“GENÇLER VE KADINLAR APOLİTİK”
Özellikle gençlerin ve kadınların ciddi bir ‘apolitik tavır’ sergilediğine vurgu yapan Gündüz, bu tavrın altında yatan nedenler arasında, 2003 ten beri yaşanan siyasi hayal kırıklıklarının rolünün büyük olduğuna dikkat çekti.
“BOŞUNALIK HİSSİ”
Sandığa gitme oranının son yıllarda, geçmiş yıllara nazaran düşük olmasının nedenini, yöneticilerin topluma “boşunalık” hissettirmesi sonucu gerçekleştiğini ifade eden Gündüz, “Eğer siz topluma “boşunalık” hissettirirseniz sandığın barometresi düşer” değerlendirmesinde bulundu.
Siyaset uzmanı ve sosyolog Hakan Gündüz, gazetemize yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi:
Soru:
Halkın, yapılacak erken genel seçime bakış açısını nasıl yorumluyorsunuz?
Cevap:
Toplum, çok da beklemediği bir zamanda,baskın denebilecek şekilde seçim ile yüz yüze kaldı. Toplumumuzda önemli ölçüde a politik bir tutumlar gözlemlenmekte. İnsanlar siyasetten uzak. Siyasete karşı temkinli. Önemli bir güvensizlik var.
Seçim olacağı yeni belli iken, toplum neredeyse hiç tepki vermiyordu. Ancak o zaman da belirttiğimiz gibi adaylar belli oldukça hareketlenme başladı. Sürekli yaptığımız bir tanım da “Kıbrıs Türk Toplumunun Modern Görünümlü Feodal Bir Toplum” olduğudur. Yani adaylar açıklandıkça eş, dost akraba, tanıdık, komşu vs insanların ilgisini çeker oldu. Yavaş yavaş bir seçim iklimi oluşmakta.
Ancak bu iklim siyasilerin bu seçime yüklediği anlam kadar ciddibir anlam olmayacak. Sistemi değiştirecek, ülkeyi düze çıkaracak, yılların olumsuzluklarını silecek bir seçim atmosferi yok. Zaten sandıktan da böyle bir kompozisyon çıkmayacak. Mevcut durumdan çok farklı bir meclis aritmetiği olmayacak. Bu net. İlk günde netti bugün de net.
Soru:
Halkın son yıllarda sandığa gitmeme kararını nasıl yorumluyorsunuz?
Cevap:
Toplumumuzda yukarda da belirttiğimiz gibi ciddi apolitik bir tavır var. Özellikle gençler ve kadınlar çok net apolitik. Toplumun bu durumunda, 2003 ten beri yaşanan siyasi hayal kırıklıklarının rolü büyük.Toplum bu tarihten sonra gereğini yapmış. Her seçimde iktidarı değiştirmiş diğer bir iktidarı göreve getirmiş. Ancak bu görevi alanlar bu beklenti karşılayamamış.
Denktaş gitmiş Talat gelmiş, Talat gitmiş Eroğlu gelmiş, Eroğlu gitmiş Akıncı gelmiş, UBP gitmiş CTP gelmiş, DP gelmiş, BG olmuş UG olmuş, ÖRP gibi garip formüller ortaya çıkmış. Denenmiş de denenmiş. Ama halkın beklediği değişim ve dönüşüm gerçekleşmemiş. Şimdi toplum diyor ki “ne yaparsak yapalım kimi getirirsek getirelim değişim olmuyor. Sanki biz bizi yöneteni değil birilerinin elinde yöneticilik oynayan kuklaları seçiyoruz. Kuklaların ipleri başka güçlerin elinde. O yüzden seçme boşuna, seçtiklerimiz boşuna”.
Eğer siz topluma “boşunalığı” hissettirirseniz sandığın barometresi düşer. Toplumun iradesi sandığa, dolayısı ile meclise ve yönetime yansımaz. Bugün yaşananlar bu merkezde.Halk hala değişim istiyor. Mevcut durumdan kimse mutlu değil. Ama halkın değişime inanması lazım. Herkes değiştireceğiz diyor da halk ta “o zaman geldiğinde niye değiştirmedin?” diye soruyor.
Net olan bir durum var değişim sloganı ile oy isteyen partiler seçmeni inandırmalı. Hiçbir partinin fanatik tabanı bu seçimi kazanmak için yeterli değil. Bugün hala %50’ye yakın kararsız seçmen var. Samimi olan, iyi hazırlanan, açık gönüllülükle özeleştiri yapabilen partiler ön plana çıkacaktır.
UBP, CTP,DP gibi partiler iktidar deneyimlerinden dolayı,“değişim isteyen kesimin oylarını almak bakımından” dezavantajlı. İktidar dönemleri bu konuda başarılı değil. Ama UBP ve DP zaten değişim ile ilgili çok vurgu yapmıyorlar. Bu partiler iktidar olanakları ile tabanını canlı tutan partiler. Ve özellikle UBP bunu çok iyi yapabilen bir parti. Bu yüzden şu anda 1. Parti ve muhtemel sandıktan da 1.parti olarak çıkacak.
Değişim sloganı ile yola çıkmış ve daha önce iktidar olmuş CTP bu konuda daha net olmalı. Çünkü “Madem ki değiştirecektinneden iktidarken değiştirmedin!?” sorusuna en fazla muhatap olan partiCTP. Parti öncelikle kendi değiştiğini net vurgulamalı. “ “Evet zamanında iktidar olduk ve değiştiremedik” doğrudur. “Bunu başaramadık” doğrudur”” diyebilmeli. “Ama şu anda biz de değiştik. Yepyeni bir parti yönetimi var ve bu yönetim değişimi istiyor ve gerçekleştirecek” diyebilmeli.
Bunu demiyor olmaları onlar için sıkıntı. Muhtemelen eskileri kırmak istemiyorlar ama inandırmaları gereken %50lik bir toplum kesimi daha var. Bunu göz ardı ediyorlar. Ama belirtmek isterim ki Tufan Erhuman önderliğinde oluşan yeni grup bu sinyali verdiler.
Değişim konusunda TDP ve HP daha önce yıpranmış bir iktidar dönemi geçirmedikleri için avantajlı. Burada vurguyu tam yapıp propagandayı becerebilirlerse bu kesimden oy alma olasılıkları daha yüksek. Ancak iki parti de parti propagandasını düzgün yapabilmeli. Özellikle UBP ve CTP iyi propaganda yapacağını belli etti. TDP ve HP nin de buna karşılık vermesi gerekir. Aksi halde, bekledikleri tepki oylarını kesinlikle alamazlar. Günümüz iletişim ve sosyal medya çağında, algılar çok hızlı değişiyor. Bu unsurları profesyonelce kullanamazsınız, amatörlük yaparsanız hüsran kaçınılmaz olur.
Soru:
Son günlerde açıklanan siyasi partilerin milletvekili adaylarını göz önünde bulunduracak olursak;
- Hangi partinin adayları “hüsran” yarattı?
- Hangi partinin adayları “sürpriz” olarak nitelendirilebilir?
Cevap:
Siyasi arenayı hareketlendirir dediğimiz aday belirleme süreci hemen hemen bitmek üzere. Büyük partiler özellikle bu süreci tamamladılar. Ve aday tanıtımlarına başladılar.
UBP kendi tabanına yönelik oldukça başarılı bir aday belirleme süreci yaşadı. Beklenen olumsuzluklar yaşanmadı. Taşlar yerinden oynamadı. 7000 den fazla insanın oy kullandığı bir aday belirleme her partiye nasip olmaz. Hele yukarda anlattığımız nedenlerle a politik görünümde olan bir toplum için bu daha da önemli bir durum. Ama bu süreçlerden UBP ninetkilenmediğini belirttik. İktidar olanaklarını iyi kullanan bir parti. Tabanını maddi manevi motive etmesini biliyor. Örgüte hakim. Propagandistleri ehil insanlar. Avantajlı başladılar avantajlı devam ediyorlar ve büyük bir aksilik yaşamazlarsa da avantajlı bitirecekler. Aday belirleme sürecinde sandık oyunları denendi, ama korkulan ya da beklenen olmadı. Parti büyük bir zarar görmeden bu süreç aşıldı. Sandığa yansıyacaktır mutlaka ama burada yaşanmayan vahamet büyük oranda sandıkta da yaşanmayacaktır. Ağır toplardan oluşan bir aday kompozisyonu var, Tam da UBP’lilerin istediği gibi, muhafazakar parti kendini muhafaza etmiş. Eski toplar büyük oranda mecliste olmaya devam edecek.
CTP “değişim” dedi. Bu yanlış bir propaganda temeliydi.Yukarda anlattığımız nedenlerle burada yakın geçmişten kalan bir vukuat sözkonusu. “Defalarca iktidar oldun. Değiştirecekseydin niye değiştirmedin?” soruları kamuoyunda sorulmakta. Değişimi gerçekleştirecek adaylar oldu mu peki CTP de? Eskiler samimi bir şekilde aday olmama eğilimi gösterdilerse çok iyi. Ancak kimi çevrelerce iddia edildiği gibi Tufan Hocayı tökezletip partiyi yeniden devralma operasyonu ise felaket. Bir de genç ve yeni diye sunulan adayların aslında eskilerin eş, dost, akraba, evlat, sevgili ilişkileri samimi gelmiyor topluma. Bunlara dikkat etmeli CTP. Değişimi samimi istemeli. Gerçekten demokrat bir parti olarak parti dışından adaylar gösterebilmeli. Partiyi farklı kesimlere açabilmeli. Bunu kontenjan adaylarından yapabildi Tufan Erhuman yönetimi. Tebrik etmek lazım. Özellikle Fikri Toros tercihi bu durumu vurgulamak için mükemmel bir tercih oldu. Politik büro mantığı ve onun genç kuşak temsilcileri bu hamleyi beğenmediler ama yukarda da değindiğimiz gibi “değişimde samimi olmak lazım”.“Küçük olsun bizim olsun, ya da ne olursa olsun bizim olsun” felsefesinden özde CTP genelde ülke büyük zarar gördü. Tufan Hoca yolundan yürümeli.
TDP olumlu sürpriz yaptı. Beklenenin çok üzerinde kaliteli bir aday kompozisyonu ile toplumun karşısına çıktı. Değişimisteyen çevrelerde oldukçaciddibir heyecan yarattı. Parti tabanı motive oldu. Örgüt dışı kontenjan adayları da oldukça olumlu sürpriz. TDP her şeyi çok mükemmel yaparsa %17-18’eri yakalayabilecek yolları var. Ancak çok profesyonel bir propaganda ekibi şart. Bu aday listesinin ağırlığını parti ekibi taşıyabilmeli. Harmancı ve Akıncı seçimlerine güvenip olası rehavet veya şımarmanın felaket olacağı bilinmeli.Bu iki seçimde çok farklı değişkenleri olan seçimlerdi. İlk propaganda sinyalleri arzu edilen seviyede gözükmedi.Tekrar belirtelim TDP’nin en büyük soru işareti parti disiplini ve propaganda ekibi. Burda bir sorun yaşamazsınız adaylar çok iyi. TDP önemli bir ivme yakalayabilir.
HP olumsuz sürpriz. Değişim isteyen çevrelerin çok büyük beklentisi vardı. Kudret Özersay ismi, genç ve dinamik bir parti ekibi ile%30’lara çıkan bir kamuoyu desteği olduğu günler oldu. Ama kimsenin anlayamadığı bir aday belirleme süreci yaşandı. “Parti içi tartışmalar çok ciddi” izlenimleri kamuoyuna yansıdı. Parti gönüllülerinin ve aktif örgüt çalışanların bu denli gerilerde kalmaları kamuoyunda olumsuz algılandı. Kontenjan adayları da beklentiyi karşılayamadı. Parti de şu anda “şok içinde tepkisiz” bir görüntü veriyor. Ne Kudret hoca,ne geri kalanlar bu bulutları dağıtacak refleksleri gösteremiyorlar.Gariplik devam ediyor.
DP sorun yaşayabilecek bir parti görünümünde. Kamuoyu, meclise girip giremeyeceğini sorguluyor. Mustafa Arabacıoğlu gibi en az parti kadar destek görebilecek bir vekili aday gösterememiş olmanın sıkıntısını yaşayacak. Ancak meclise her dönem girmeyi başarabilmiş bir parti olan DP’nin bu sefer işi her zamankinden zor görünüyor. Nasıl bir açılım getirecekleri, hatta bu açılımı getirip getirmeyeceğini izlemek gerekir.
Meclise girme ihtimali olan diğer bir yeni parti YDP hala kendini göstermiş değil. Etnik köken üzerine politika ve propaganda yapacağı tahmin edilen ama merakla beklenen bir başka parti. YDP’nin pozisyonu DP’yi de belirleyecektir. Özellikle İskele bölgesinde Güçlü bir YDP, DP’nin meclise girmesini riske sokabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.