DW: Sayın Kvirikashvili, AB ile ortaklık anlaşması imzalamanın Gürcistan'a somut olarak getirisi nedir?
Giorgi Kvirikashvili: AB ile ortaklık anlaşması, ülkede reformlar yapmaya, bir hukuk devleti inşa etmeye ve yeni yatırımları çekmeye yarıyor. Bu anlaşma Gürcistan'a Avrupa Birliği'ne siyaseten daha yakın olma ve Avrupalı ülkelerle ticaret yapma imkânı da veriyor. Anlaşma yürürlükte ve daha şimdiden çok sayıda Gürcü şirket, AB ülkelerine mal ve hizmet ihracatına başladı.
Alman Ekonomisi Doğu Komisyonu, AB ile Ortaklık Anlaşması'nın imzalanmasının ardından ne Ukrayna'nın, ne Moldova'nın ne de Gürcistan'ın AB'ye ihriacatını artırabildiğini açıkladı. Bunu nasıl açıklıyorsunuz peki?
Bence bu istatistik doğru değil. Gürcistan'a bakılacak olursa, çok sayıda ürünün AB ülkelerine ihracatı arttı. En önemlisi de Avrupa Birliği piyasasına dönük olan şirketlere yapılan yatırımlar arttı. Bizim ülkemizde çok sayıda büyük şirkete, gelecekte AB piyasasında ticaret yapabilmeleri için yoğun şekilde yatırım yapılıyor. Bence bu zaman meselesi. Avrupa piyasasına yönelme, üretimin Avrupa standartlarında yapılabilmesi ek yatırım ve çaba gerektiriyor. En önemlisi de Avrupa'ya yönelik yatırımcılarda ilginin arttığını gözlemliyoruz.
AB Komisyonu, Gürcistan'ın vizesiz seyahat için bütün şartları yerine getirdiğini açıkladı ve Gürcistan'a vize yükümlülüğünün kaldırılmasını talep etti. Ancak yeni engeller çıktı. Bunlar, AB'de iltica başvurusunda bulunan Gürcistan vatandaşlarının geri kabulü ile ilgili…
Gürcistan'ın AB Komisyonu'nun vize muafiyeti için ortaya koyduğu şartları yerine getirdiği doğru. Bu çok önemli. Ancak aynı zamanda, AB'de de özellikle göçmenlerle ilgili büyük sorunlar olduğu kanısındayım. Biz AB'nin ortağı olarak, AB vatandaşlarının bu konuyla ilgili hassasiyetini anlıyoruz. Vize muafiyetinin askıya alınabilmesine ilişkin Avrupa Parlamentosu tarafından temmuz ayında kabul edilecek mekanizmanın, bu endişeleri gidereceğini düşünüyoruz. Bence, eylül ayında Gürcistan'ın vize muafiyeti konusunu neticelendirebiliriz.
Ülkenizin NATO üyesi olmasını da istiyorsunuz. Berlin'de ise Gürcistan'ın NATO'ya katılmasına isteksiz yaklaşılıyor. Siz Berlin'i bu fikrinden caydırabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Bence Gürcistan'ın NATO üyeliği zaman meselesi. Bu yönde yaptığımız reformlar, bugün ülkeye savunma yetisi kazandırılabilmesi bakımından çok önemli. Aynı zamanda Rus politikacılara karşı da Gürcistan'ın Rusya'nın düşmanı olmadığını, olası bir NATO üyeliğinin bizim için Rusya ile karşı karşıya gelmek anlamına gelmediğini anlatmaya çalışıyoruz. Şimdiki Gürcistan hükümetinin yapıcı tutumunun etkisini göstermesi zaman alacaktır. Ne yazık ki geçen yıllar içinde tarafların tümü hatalar yaptı. Bugün Gürcistan'ın iki önemli bölgesi, Abhazya ve Güney Osetya işgal edilmiş durumda. Orada Rus üsleri kuruldu ve bu Gürcistan ile Rusya arasındaki ilişkiler açısından pozitif bir unsur değil. Bu sorun ancak Gürcistan devletinin egemenlik alanı ve Gürcistan'ın bağımsızlığı ekseninde çözülebilir. Başka bir yol yok. Biz ilişkilerin normalleşmesinden yanayız. Gürcistan'ın NATO üyeliği, güney sınırlarında istikrarlı bir komşuya sahip olmak Rusya'nın da çıkarına. NATO sadece askeri bir birlik değil; insan haklarının korunması ve demokrasi konusunda aynı standartların geçerli olduğu ülkelerin ittifakı. Bu yüzden İttifak'ın bir parçası olmak istiyoruz.
© Deutsche Welle Türkçe
Söyleşi: Nikita Jolkver
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.