• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 9 °C
  • Girne 12 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 9 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 0 °C

“Guterres çerçevesinden bir buçuk yıl çıldırttı”

Guterres Çerçevesi’nden Kaçmak İçin Manevra Yapıyor Diye Suçlayamam” başlığıyla manşete çektiği özel röportajında yaptı.
“Guterres çerçevesinden bir buçuk yıl çıldırttı”

Rum eski Başsavcı ve müzakere grubu üyesi Alekos Markidis Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in desantralize (merkezi güçlü olmayan) federasyon konusunda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile birkaç günlük, çok dar bir takvim içerisinde anlaşmaya varması gerektiğine işaret ederek, aksi halde “sonu gelmez müzakere çerçevesinde inanılırlığını kaybedeceği” uyarısında bulundu.

Markidis bu uyarıyı Alithia’ya verdiği ve gazetenin “Teşhir Olmayalım… Başkanı, Guterres Çerçevesi’nden Kaçmak İçin Manevra Yapıyor Diye Suçlayamam” başlığıyla manşete çektiği özel röportajında yaptı.

Merkezi hükümet yetkilerinin 2016’dan itibaren Rum tarafının çabası ile artırıldığını, bunu yanlış bulduğunu söyleyen Markidis, bazı yetkilerin merkezi hükümetten federal devletlere aktarılması gerektiği görüşünü ortaya koyarak özetle şu görüşü aktardı:

“Mesele, merkezî hükümetin elindeki yetkilerden hangilerinin gideceği değil hangilerinin kalacağıdır. Bir zamanlar merkezî hükümet yetkilerinin 12 olması konusunda uzlaşılmıştı. Daha sonra 20 civarına, yakın zamanda da 28’e yükseltildi. Baştaki 12 yetki ile tek vatandaşlığı, tek uyruğu ve tek kimliği olan bir devlet kurulması söz konusuydu. Bu özellikle, yıllardan beridir konfederasyondan kaçmaya çalışan bizim tarafı ilgilendirir. Bundan sonra, merkezî hükümetin, genelde federal devletlere ait olan temel yetkileri olmalıdır. Genel hatlarıyla temel yetkiler dış politika, güvenlik, dış sınırlar, federal ekonomik politika, para politikası vb. olarak sayılabilir yalnız para politikası artık AB üyesi devletlerde değil Avrupa Merkez Bankası’ndadır. Kıbrıs sorununun bu olgularla çözülmesi halinde tek Merkez Bankası ile ekonomi üniter olacak.”

“OLUMLU OY İÇİN VETO SÖZCÜĞÜNÜ KULLANMAMALIYDI”

Alekos Markidis, Anastasiadis’in bir olumlu oy için veto sözcüğünü kullanmakla iyi etmediğini, Glafkos Klerides’in muhataplarıyla uzlaştığı noktanın, her karar için her iki toplumdan da en az bir olumlu oy şartı olduğuna işaret ederek “Bu veto değil karar alma yöntemidir. Veto, karar alındıktan sonra taraflardan birinin çıkıp veto etmesi ve konunun tamamen kapanmasıdır” ifadelerini kullandı.

Desantralize federasyon meselesinin ciddiyetsiz bir şekilde, Ulusal Konsey toplantısından sızdırılması ile başladığını, Anastasiadis’in ilk anda çıkıp, desantralize ile neyi kast ettiğini açıklaması gerektiğini de söyleyen Markidis özetle şöyle devam etti:

“Başkan, merkezî hükümete verilmesini istediği yetkiler konusunda 2016’dan beri izlediği tutumda bir değişiklik yapmak istiyorsa, ‘politikam budur’ demeliydi. Öyle ya da böyle, Başkan sızdırılacağını biliyordu çünkü güya Ulusal Konsey’in işleyiş şeklini biliyor. Düğün kalabalığı oldu, kendisi de çıkıp ne kast ettiğini izah etmedi.

“GUTRERES ÇERÇEVESİNDEN BİR BUÇUK YIL ÇILDIRTTI”

Kimileri çıkıp, bunu ortalığı karıştırmak ve Guterres Çerçevesi’nden kurtulmamız için yaptı diyebilir. Guterres Çerçevesi bizi bir buçuk yıldır çıldırttığına göre ben, bu manevrayı yaptı diye Başkan’ı suçlayamam.

Şu anda merkezî hükümet için uzlaşılmış 28-29 yetki var ve öteki taraf kabul ederse özlü bir Anastasiadis-Akıncı görüşmesi olur. İki lider eline bir kalem alır, merkezî hükümet yetkileriyle ilgili kabul ettiklerini ve itiraz ettiklerini işaretler. Mesele, Kıbrıs sorununda haftalar veya aylarca müzakere edilmesi değildir, günler içerisinde bitirilmesi gerekir. Aksi halde Anastaiadis’in başka güdüsü olduğundan kuşkulananlar haklı çıkacak.”

“İNSANLAR GÖRÜŞÜRÜZ DEDİ”

Bu değişikliği Kıbrıslı Türkler değil kendilerinin ortaya koyduğunu hatırlatan Markidis, şöyle devam etti:

“İsteseler tepki gösterir ve şimdi de biz kabul etmeyiz diyebilirlerdir. Her hâlükârda insanlar, görüşürüz dediler. Ancak konu kısıtlı takvim içerisinde görüşülmeli. İki taraf değişikliklerde uzlaşırsa ne âla, uzlaşmazlarsa merkezî devletin yetki listesi olduğu gibi kalır.

Sonu gelmez müzakerelere girersek elbette güvenilirliğimizi kaybedeceğiz. Böyle bir durumda artık yanlış icraat söz konusu olacak. İlke ve öz olarak, yetkilerin federal devletlere aktarılmasıyla federasyonun doğası değişmeyeceğinden, bu yanlış bir çizgi değildir. Bu yeni ve bizim ağzımızdan çıkan meseleyi en kısa zamanda bitirmeyi başarmalıyız.”

Crans-Montana sonrasında her iki tarafın da BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in istediklerini yerine getirmediği görüşünü ortaya koyan Alekos Markidis Rum tarafının, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Guterres Çerçevesi’nin ortak kabul edilmesi ve stratejik anlaşma olarak imzalaması önerisine karşı tavrını “olabilecek en amansız şekilde yönettik” sözüyle eleştirdi.

“BM’Yİ DEVRE DIŞI BIRAKACAK BİR ÇİZGİDE OLDUĞUMUZ İNTİBAI VERMEMELİ”

Markidis, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile New York’ta “doğrudan temas ederek Kıbrıs sorununu görüştüğünü” gizli tuttuğunu, bunun da Ulusal Konsey toplantısından sonra sızdırıldığını belirterek “Bunlar ciddi şeyler değil. Bunlar, ülkenin geleceğiyle ilgili ciddi bir düşünce icraatı değil. Başkan’ın Çavuşoğlu ile görüştüğünü öğrendik ama ne konuşulduğunu öğrenemedik” ifadesini kullandı.

Anastasiadis’in Türk yetkililerle temasının zarar verdiği düşüncesinde olmadığını da söyleyen Markidis “Ancak hiçbir şekilde, BM’yi devre dışı bırakacak bir çizgide olduğumuz intibaı verilmemeli” dedi.

ENERJİ PROJELERİ

Alekos Markidis, Rum yönetiminin enerji projeleri ve geliştirmekte olduğu bölgesel işbirliklerinin Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına yardımcı olmadığını “Şu anda enerji projeleri Kıbrıs sorununa olumlu değil, sadece olumsuz etki ediyor” sözüyle vurguladı.

Gazetenin, büyük bir doğal gaz keşfi olması halinde olguların değişebileceği gözlemine karşılık ise sözlerine “o kadar basit değil” vurgusuyla başlayan Markidis, şunları söyledi:

“Türkler, güçlerini kullanarak doğal gazın tek yanlı çıkartılmasına kolay kolay izin vermeyecek. Kendisi de bazı sondajlara başlayacak. Limasol’un güneyinden nereye olduğu başka mesele, Kıbrıslı Türkler bile anlamıyor. Görünen, Türkiye tarafından kışkırtmalar olacağıdır. Kıbrıs sorununun çözümü bu yüzden acildir. Çözüm enerji konularını da çözecek çünkü doğal kaynaklarda yetki merkezî hükümete aittir.”

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler