Cumhurbaşkanı Akıncı, BM’nin Cenevre’deki merkezinde düzenlediği basın toplantısında Beşli Konferans ve Cenevre Zirvesi’ni değerlendirdi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Akıncı, sürecin uzamasına ilişkin soruyu yanıtında, “Eğer süreç 18 Ocak’a bırakılmayıp, bugün de devam etseydi daha iyi olurdu. Bu açık ve net. Dün başlamış olan sürecin 18 Ocak’a bırakılması tercihimiz veya önerimiz değildi” dedi.
Sadece Kıbrıs Türk tarafının değil, BM, Türkiye, AB ve İngiltere’nin de yaklaşımının bugünden hemen başlatılması olduğunu ancak bu gibi konferanslarda sürecin konsensüs ile ilerlediğini kaydeden Akıncı, “Konsensüs yoksa süreç ilerlemez. Konsensüsü Yunanistan’ın tavrı bozdu ve biz de buna anlayış gösterdik” ifadesini kullandı.
“5 GÜN SONRA ÇALIŞMALAR BAŞLAYACAK”
Akıncı, konsensüs ile uygun olabilecek en yakın tarihin 18 Ocak olduğunun görüldüğü ve daha erkene çekilemediğini, ancak 5 gün sonra bu çalışmaların başlayacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, başka bir soruyu yanıtında, gelinen noktayı başarısızlık olarak görmediğini, sürecin bittiğini söylemenin yanlış olacağını söyledi. Akıncı, “Taraflardan birinin bu konuda bir ihtiyacı olduğu söylenince bunu dinlemek durumundasınız” dedi.
Mont Pelerin’de verilen aranın sürecin yıkılmasını getirmediğine işaret eden Akıncı, şöyle devam etti:
“Evet, biz gelecekteki ortağımızın 1 haftalık ara talebine olmaz demedik. Kabul ettik ve sonra ne oldu, 1 Aralık yaşandı. Niye kabul edildi, etmemeliydi ya da Akıncı niye tatmin etmedi Rumları diye eleştirilerde bulunuldu. 1 Aralık anlaşması gelince tüm yapılan eleştirilerin zeminsiz ve yanlış olduğu ortaya çıktı. Önerim, 18 Ocak’ta ne olacağını görmeden peşin yargılara varılmamasıdır. Ha eğer şu ya da bu şekilde farklı duygularla yaklaşımlar varsa ortak açıklama metnine söylenenler başka, kafadakiler başka, yaşanacaklar başkaysa bunu şimdiden peşin hükümle söyleyemeyiz. Kimseye de haksızlık yapmak doğru olmaz. Yaşayarak görelim. Burada asıl olan 50 yıllık soruna her 2 toplumu da mutlu edecek karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulmaktır ve bunun çerçevesi de bellidir. Çözümün bulunmasında ve daha sonraki aşamalarında Türkiye ve Yunanistan’ın rolü önemlidir. Bu rollerini en iyi şekilde oynamalarını bekliyoruz. Halkımızdan ricam, peşin hükümle 18 Ocak’ı beklemeden, 5-6 gün ara verildi diye süreç çöküyor mu acaba demeyip, gelişmeleri takip etsinler ve ona göre davransınlar”
“HENÜZ BİR KURGU YAPILMADI”
Cumhurbaşkanı Akıncı, başka bir soruyu yanıtında, müzakerelerin Kıbrıs’ta nasıl yürütülebileceğinin ciddi bir sıkıntı olduğu çünkü çok kısa bir süreden bahsedildiğini söyledi. Bu teknik heyette müzakerecileri görevlendirdiklerini kaydeden Akıncı, hazırlıkların liderler toplantısına gelmesinin alışılmış yöntem olduğunu belirtti.
Akıncı, “Teknik anlamda da yapılması gereken çalışmalar var. Henüz bir kurgu yapılmadı.18 Ocak’tan hemen sonra diğer sürece geçebileceksek, ki beklentimiz odur, yani bizim de burada olmamızı gereken seviyeye yükselebilir. Farklı formatlarda bunların ele alınabileceği bir kurgu düşünülebilir ancak bunlar konuşulup uzlaşıya muhtaçtır” dedi.
“DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK OLMAZSA OLMAZ”
Dönüşümlü başkanlığın Kıbrıslı Türklerin siyasal eşitlik anlamında olmazsa olmazı olduğunu kaydeden Akıncı, “Kararlara etkin katılım olgusu yanında, bir çözüm metninde mutlaka yerini alması gereken bir konudur.
Tekrar etmek durumundayım böyle bir husus eğer bir anlaşma metninde yoksa, ben bunu Kıbrıs Türk halkının onayına sunulacak metin olarak göremem ve böyle bir metnin altına da imza atmam. Bu çok net ve açıktır. Dolayısıyla biraz sabır diliyorum. Tek konu o değildir. Onunla birlikte başka konuların da bağlanarak referanduma götürülmesi lazım” şeklinde devam etti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, başka bir soruyu yanıtında, güvenlik ve garantiler konusunun bu konferansın ana teması olduğunu vurguladı. Diğer konuların 2 toplum liderleri ve müzakereciler tarafından ele alındığını kaydeden Akıncı, “Güvenlik ve garantiler, 2014 metninin 2. Maddesidir. Yeni icat edilmiş birşey değildir ve bu 6 başlık birbiriyle bağlantılı olarak dönüşümlü şekilde ele alınacak. Önemli olan tüm tarafların kabul edebileceği ortak zeminde bulmaktır” dedi.
“KIBRISLI TÜRKLER GÜVENCESİNİ TÜRKİYE’DE GÖRÜYOR”
Kıbrıslı Türklerin güvencesini Türkiye’de gördüğüne vurgu yapan Akıncı, “Garantilerin devamı herkesin bildiği gerçekliktir. Önemli olan konu, bir tarafın güvenliğinin, diğer tarafça tehditmiş gibi algılanmayacağı noktayı bulabilmektir. Bu konferansın amaçlarından biri de budur. Dolayısıyla biraz sabırlı olun. Çalışmalarına fırsat verelim” şeklinde devam etti.
Akıncı, şöyle devam etti:
“Kanaatim haftalarca ya da günlerce sürecek bir çalışmadan bahsettiğimiz şeklindedir.Birkaç günlük, hade bilemediniz 2-3 gün sürecek. Yapılacak olan sorunun çözümüne gidilecek yolda hangi sorular ve yanıtlarla yol alabiliriz ki bunu bir çözüme kavuşturalım. BM tarafından da düşünülen bir metot olarak geldi ve taraflar da buna rıza gösterdi. 50 yıldır Kıbrıs sorununun çözümünü bekliyoruz, 5 gün daha dayanmamız lazım.”
Haritalarla ilgili mektubun geç takdim edildiğine ilişkin bir yorum üzerine, Akıncı, “Hiçbirşeyi geç yapmadık. Sayın Anastasiadis haritayı incelemeye geldiğinde, mektubuyla geldi. Bizim haritayı bile görmeden. O anda biz de sözlü olarak bunun kabul edilemez olduğunu söyledim. Bunu kabul edebilecek tek bir Kıbrıslı Türk bile çıkmaz. Mektubumuzu hazırladık ve ertesi sabah BM Genel Sekreteri’ne Espen Barth Eide aracılığıyla verdik. İtiraz değil, kabul etmeme, benimsememedir. Haberler de dolaştı, notlarını aldı ve bazı noktalara itiraz etti diye. Kimse not falan almış değil. Öyle bir durumun olmayacağı üzerinde mutabık kalındı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.