Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 50 eserden oluşan “Güzel Sanatlar Şubat Sergisi”, İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler’in katılımıyla Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonu’nda sanatseverlerle buluştu
Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nden 21 sanatçı akademisyenin 50 eserini bir araya getiren “Güzel Sanatlar Şubat Sergisi”, İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler’in katılımıyla Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonu’nda açıldı. 15 Nisan’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek olan sergi; resim, heykel, seramik, vitray ve baskı resimlerinden oluşan 50 eseri sanatseverlerle buluşturuyor. “Güzel Sanatlar Şubat Sergisi”nin açılışı, Türkiye’de 6 Şubat’ta meydana gelen depremler nedeniyle 23 Mart’a ertelenmişti.
Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 438’inci sergisi olan serginin açılışında İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ve Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Aygenç birer konuşma yaptı.
Ziya Öztürkler: “Depreme karşı güvenli yapıların ana gündemimiz olduğu bu günlerde, Dr. Suat Günsel Devlet İlkokullarının önemi bir kez daha anlaşıldı.”
Güzel Sanatlar Şubat Sergisi’nin açılışında konuşan İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, Yakın Doğu Üniversitesi’nin kapısından ilk kez 1995’te öğrenci olarak girdiğini söyleyerek, o günden beri Yakın Doğu Üniversitesi’ni ve ülke için yaptıklarını her zaman yakından takip ettiğini söyledi. Türkiye’de yaşanan depreme değinen Bakan Öztürkler, “Depremde, pek çok vatandaşımızı ve çocuklarımızı kaybettik. Yaşanan depremlerden sonra ülkemizin yapı stokunun depreme karşı dayanıklılığı da en önemli gündemimiz haline geldi” dedi. Özellikle okul binalarının depreme karşı dayanıklı olmasının önemine değinen Öztürkler, “Yakın Doğu Oluşumu ve Dr. Suat Günsel’in adeta geleceği öngören vizyoner bakışı ile yatırımını tamamlayarak devletimize devrettiği Dr. Suat Günsel Devlet İlkokullarının önemi de bugünlerde bir kez daha anlaşıldı” dedi.
Yakın Doğu Üniversitesi’nin her alanda yenilikçi bir yaklaşımla ilerlediğini belirten Ziya Öztürkler, “Yakın Doğu Üniversitesi’nin sağlık, teknoloji, eğitim, bilim ve sanat alanında kaydettiği tüm gelişmeler ülkemize olumlu ve güzel anlamda geri dönüyor” dedi.
Yaşanılan depremin ardından sergi açılışlarına ara verildiğini hatırlatan Ziya Öztürkler, sanatın insan ruhunu beslediğini de vurguladı. Bakan Öztürkler, “Bugün Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin bizlerle buluşturduğu 438’inci sergide bulunuyoruz. Tüm bu değerli sanatçıları bir araya getirmek ve tüm bu eserleri sanatseverlerle buluşturmak büyük bir vizyonu simgeliyor. Bu vizyon, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mizi ileri noktalara taşıyor” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Sanat; insanların zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlıklarına katkıda bulunarak yaşam kalitesini artırır.”
Açılıştaki konuşmasına 6 Şubat tarihinde Türkiye’de yaşanan ve 11 kenti etkileyen depreme değinerek başlayan Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ “Büyük bir yıkıma şahit olduğumuz bu depremlerde, son yapılan resmi açıklamalara göre 50 bine yakın insanımız hayatını kaybetti. Kuzey Kıbrıs’ımızın şampiyon melekleri ve pek çok vatandaşımızı da kaybettik. Bu vesileyle bir kez daha başsağlığı dileklerimi paylaşmak istiyorum” dedi.
“Yaşanılan tüm doğal afetler, insanlar ve toplumlar üzerinde önemli psikolojik ve sosyolojik etkilere neden olmaktadır” diyen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ “Yaşanılan afetler sonrası insanların ruh sağlığının korunması ve iyileştirilmesi gerekiyor. Güvenli bir ortam ve yeterli desteklerinin sağlanması, psikolojik destekler ve olumlu aktivitelerin çoğaltılması bu konuda önemli yer tutuyor” dedi. Sanatın iyileştirici etkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Şanlıdağ, “Sanat, insanların kendilerini ifade etmelerine, toplumsal bağların güçlendirmelerine, yaşadıkları dünyayı anlamlandırmalarına ve düşüncelerini ve duygularını başkalarıyla paylaşmalarına olanak sağlar. Böylece sanat; insanların zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlıklarına katkıda bulunarak yaşam kalitesini artırır. Van Gogh’un da dediği gibi; sanat, hayatın içindeki zorlu mücadelelerde bile güzelliği bulmamıza yardımcı olur” ifadesini kullandı.
Türkiye’de meydana gelen deprem sonrasında ana vatanla tek yürek olduklarını da söyleyen Prof. Dr. Şanlıdağ, Yakın Doğu Oluşumu’nun hızlı bir şekilde uygulamaya koyduğu kararlardan söz etti. Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “AFAD’a 1 milyon liralık maddi destek sağlarken tıp fakültesi hastanemizde kan bağışı kampanyası başlattık. Depremden etkilenen insanlarımızın acil ihtiyaçlarını karşılamak üzere kışlık kıyafet, çadır ve battaniye yardım kampanyası başlatarak topladığımız kıyafet, çadır ve battaniyeleri deprem bölgesine ulaştırdık. Ayrıca üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren Arama Kurtarma Derneği ile birlikte Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan arama kurtarma ekibimiz, bölgeye giderek depremin henüz 18’inci saatinde Adıyaman’da arama kurtarma faaliyetlerine katıldı. Tıp fakültesi hastanemizden doktorlar ve acil yardım uzmanlarından oluşan 10 kişilik tıbbi yardım ekibi de aynı gün deprem bölgesine yönlendirildi” dedi.
Yakın Doğu Üniversitesi’nde eğitim alan depremzede öğrencilerle ilgili aldıkları kararlara da değinen Prof. Dr. Şanlıdağ, “Yaşanan deprem felaketinden doğrudan etkilenen ve OHAL kapsamına alınan kentlerden kayıtlı 3,200 öğrencimizin 2022-2023 Bahar Dönemi borçlarını silerek, kampüsümüzde yer alan yurtlarımızda bulunan 470 yatak kapasitesini de barınma sorunu olan depremzede öğrencilerimize ücretsiz tahsis ettik. Ayrıca depremzede öğrencilerimize, sabah ve akşam olmak üzere ücretsiz olarak iki öğün yemek vermeye de devam ediyoruz” dedi.
Prof. Dr. Erdal Aygenç: “Sanat yaşamın tozunu alır, karanlık noktalarını aydınlatır ve iyileştirir.”
Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Aygenç ise konuşmasına “Şubat ayında meydana gelen deprem felaketi nedeni ile her ay açmakta olduğumuz sergiyi bugüne erteledik. Hepimiz büyük acı yaşadık. Milyonlarca acılı insanı ve Melekler Takımı’mızı unutabilmemiz mümkün değil. Topyekûn iyileşmeye ihtiyacımız var. Bu kürsüden çok kere ifade edilmiştir ama yine tekrar etmeliyim ki; sanat yaşamın tozunu alır, karanlık noktalarını aydınlatır ve iyileştirir” sözleri ile başladı.
Sanatın her insanın hayatına dokunduğunu ancak her insanın sanatçı olamayacağını belirten Prof. Dr. Aygenç, “Bir takım sanatsal eylemlerde bulunmak, bizleri sanatçıya dönüştürmez. Sanat emek ve adanmışlığın bir sonucu olarak ortaya çıkar. Sanat için yetenek tek başına yeterli değildir. Başarılı bir sanat için önemli olan, titiz bir eğitim ve sistematik çalışmadır” dedi.
Geçmiş zamanlardaki sanatçı kavramıyla günümüzdeki sanatçı kavramını karşılaştıran Prof. Dr. Aygenç, “Sanat tarihine baktığımızda görülür ki, hiçbir dönemde bu kadar sanatçı var olmamıştır. Oysa sanatçı vazgeçilmezdir, eserinin yeri herhangi bir şey ile doldurulamaz. Yani bir kişinin sanatçı olup olmadığını ancak yarattığı eserler söyler” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.