Önce koltuk Hükümet programı falan bahane. Her şey koltuk ile başlar. İnsanın kıçı rahat yere oturmadı mı, huzuru da olmaz. Koltuğun yılan derisi, gergedan derisi, kuşu tüyü olması gerekmez. Önce koltuk konuşulur, gerisine sonradan bakılır. Fısıltılar gelir, Telkinler yapılır Akdeniz’in öteki kanadından. Aşikar bellidir Türkiye’yi karıştıranların Kıbrıs’a da el attığı. Akıl sır verilemez bu garip aşka. Ekonomi, özelleştirme, Ana Vatan, Yavru Vatan bahane, Asıl şahane olan koltuktur. “Rumcu” olmanın önemi yok. Lakaplar da değersizdir aslında. “Ganimetçi”, “torpilci, “faşist”, “statükocu” da diyebilirsiniz, Hatta “rüşvetçi” diye de eklemek mümkündür baş muhalifinize. Oysa sünger çektim diyerek sünger çekilir geçmişe Can düşmanı diyebilirsiniz karşınızdakine, Siz çok duyarsınız, “ellerim kırılır da oy vermem” sözlerini. Oysa eskiler doğru söylemiştir belki de; “Nikahta keramet var” diye. Zaten biz alışmadık mı bozulan nikahlara? KKTC denen ülkenin boşanma oranları açıklanırken, Neredeyse her 2 kişiden birinin boşandığı söylenirken, Her 100 kişiden 8’i bağımlı denilirken, İnançsızlık, şiddet, transfer kol gezerken, Önemi var mı koltukta kimin oturduğuna. Siyasi çalkanmalar içerisinde olmaz denen oluyor. Hükümet yeniden kuruluyor. Ve tükürüğümüz yalanıyor. Şimdi kol kola göreceğiz CTP ile UBP’yi Üstelik Hüseyin Özgürgün’ün hani daha 3-5 hafta önce ‘terbiyesiz’ ve 'saygısız' diyerek meclis kürsüsünden partinin eski genel başkanı ve başbakan üzerine yürümelerini de sineye çekecek ve balık hafızasında unutacak bu halk. Aslında çok eğlenceli bir meclis olacak. Zorlu Töre ve Ferdi Sabit Soyer’i kol kola göreceğiz. Hükümet dayanışmasında biz alışkın değiliz CTP-UBP aşkına. Ama bu ülke neler neler gördü. Sanırım atlatırız bunun şokunun da. Açıkçası hala akıl sır erdiremiyorum ben bu işe. İmkansızmış gibi geliyor. Üstelik daha şimdiden toz kondurmuyor bu ülkenin en büyük iki siyasi partisi müstakbel ortaklarına. Hakkımıza hayırlısı diyoruz. Şu an hava sıcak. Oturduğum yerde terliyorum. Yani huzursuz, yorgun hissediyorum. İşin özeti, her şey koltuk ile başlar. “Bendeki sorunun kaynağı da koltuk galiba”, diye düşünüyorum. Gülüyorum ve “senin yüzün kızarır, yalan söyleyemezsin, alengirli işlere giremezsin” diyerek, boşveeer. Olduğun gibi kalmaya devam ediyorum. -------------------------------------------------------------------------
They Solved
v Hiç kuşkusuz Time dergisi dünyanın en prestijli dergisi olarak gösteriliyor. Bugüne kadar Time Dergisi'ne kapak olan Türkler arasında; Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Şükrü Saraçoğlu, Adnan Menderes, Mehmet Ali Ağca, Naim Süleymanoğlu, Mine Karakaş, Mehmet Öz,Recep Tayyip Erdoğan gibi isimleri gördük. Hiç kuşkusuz tüm siyasi figürlerin bir gün bu dergiye kapak olmak hayali vardır. Acaba bizde günün birinde bunu başarabilir ve Kıbrıs’tan da Time Dergisi’ne güzel bir kapak konusu verebilir miyiz? Kıbrıs Müzakere sürecinde yaşanan gelişmeler. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum liderliğinin kamuoyuna yansıyan pozitif yakınlaşması hiç kuşkusuz benzer bir Time Dergisi kapağı ortaya çıkarabilir. Haber başlığı ise yalnızca iki kelime ile “they solved” yani “çözdüler” başlığı ile taçlanabilir. ----------------------------------------------------------------------------------
YENİ HÜKÜMET VE UZAKTAN KUMANDA
Uzaktan kumandanın ilk örneklerinden biri, 1898 yılında Nikola Tesla tarafından “Hareket Eden Araç Veya Araçların Mekanizmalarının Kontrolü İçin Cihaz Tekniği” ismi ile geliştirildi. 1903 yılında Leonardo Torres Quevedo, Telekino adlı tasarımını Paris Bilim Akademisi'nde deneysel bir gösteri ile tanıttı. Aynı yıl içinde Fransa, İspanya, Birleşik Krallık ve ABD'de cihazın patentini aldı. Telekino elektromanyetik dalgalarla iletilen komutları yerine getiren bir robottu. Telekino uzaktan kumanda alanında bir öncü ve dünyanın ilk radyo kontrol cihazı olarak kabul edilmektedir. Torres, 1906 yılında Bilbao Limanı'nda kralın ve büyük bir kalabalığın önünde bir botu sahilden uzaktan kumanda ile başarılı bir şekilde yönlendirdi. Daha sonra Telekino'yu mermi ve torpidolara uyarlamaya çalıştı ancak parasal sorunlar nedeniyle çalışmayı tamamlayamadı. İlk uzaktan kumandalı model uçak 1932 yılında uçtu ve uzaktan kumanda teknolojisi yoğun olarak 2. Dünya Savaşı süresince askeri amaçlarla kullanıldı. Bunun bir sonucu olarak Alman yapımı Wasserfall füzesi ortaya çıktı. İlk televizyon uzaktan kumandası 1950'lerin ilk yarısında Zenith Radyo Şirketi tarafından geliştirildi. "Lazy Bones" (Türkçe:"Tembel Kemikler") olarak anılan bu uzaktan kumanda televizyona bir kablo ile bağlanmıştı. Bu ağır uzaktan kumandayı daha kullanışlı hale getirmek için 1955 yılında “Flashmatic” denen kablosuz uzaktan kumanda geliştirildi. Hükümete gelince… Vekil olmayan bir parti başkanı ve eski bir Cumhurbaşkanı, taban tabana iki zıt kutup olduğunu iddia eden iki siyasi parti ve Anayasayı bile değiştirebilecek bir meclis aritmetiği. Sizce de işin içinde bir uzaktan kumanda durumu yok mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.