2018’de başlayan soruşturma kapsamında, 11 Temmuz’da, Oktar ve 100’e yakın kişi gözaltına alınmıştı. Kamuoyunda ‘Adnan Hoca’ olarak tanınan Oktar’ın evine baskın düzenlenmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca hazırlanan 3 bin 908 sayfalık iddianamede örgütün kurucusu olduğu belirtilen Adnan Oktar için 870 yıl hapis cezası talep edilmişti.
AA’nın haberine göre İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, aralarında örgüt elebaşı Oktar’ın bulunduğu çok sayıda tutuklu sanık, tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Oktar’ın, önceki celselerde birleştirilen ek iddianame ile kapalı oturumlarda dinlenilen mağdur, müşteki ve tanıkların beyanlarına karşı savunmasının alınmasına devam edildi.
Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk’in dava dosyasındaki delillere ilişkin raporları okuyup savunmasını sorduğu Oktar, raporları kabul etmediğini, bunların uydurma deliller olduğunu, kasıtlı olarak başkaları tarafından evlere yerleştirildiğini savundu.
Oktar, Perk’in kriminal raporları sorması üzerine şu ifadeleri kullandı: “Allah yapımı değil ya. Bir rapor daha alınır, aksi ortaya çıkabilir. Avukatlarım daha iyi bilir, bu konuda savunma yapmayacağım.”
‘Yok hükmünde’
Oktar, müşteki avukatlarının da delillere dayanarak sordukları soruların büyük çoğunluğuna, “Deliller hukuka aykırı elde edildiğinden hepsi yok hükmündedir. Hepsini reddediyorum. Tamamının dosyadan çıkarılması lazım” yanıtını verdi.
Oktar, önceki ifadelerinde olduğu gibi maddi geliri olmadığını, çok zengin arkadaşlarının desteğiyle rahat yaşadığını ve kimseye talimat vermediğini öne sürerek, “Benim hiç o işlerle ilgim olmaz. Ben rahatlığıma bakarım. Yemek yerim, tebliğ yaparım, televizyon izlerim” ifadelerini kullandı.
Oktar’ın avukatları, müşteki avukatlarının sorduğu sorulara, sık sık itiraz etti. Mahkeme heyeti ise itirazları reddetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.