Yıllar sonra son yapılan Milletvekili seçimleri öncesi daha önce var olan ama faaliyetlerine son veren Teni Doğuş Partisi yerine Erhan Arıklı’nın önderliğinde Yeniden Doğuş Partisi adında bir siyasi oluşum gerçekleşti.
Bu oluşumun başlıca amaçlarının da ‘’Kıbrıslının kendilerine vermediği hakların alınması ‘’olarak açıkladı.
Gazeteci Levent Özadam da bunu köşesine taşıyarak partinin kuruluş amaçlaının doğru tesbit edildiğini savunan bir yazı yadı.
Ben o tarihlerde bu açıklamayı köşeme taşıyarak Kıbrıslının hangi hakları kendilerine alarak 1974 sonrası gelen nüfusa vermediğini sorguladım.
Ev mi vermedik?Tarımsal nitelikli arazi mi vermedik?Arsa nitelikli arazi mi vermedik?İşyeri mi vermedik?İş mi vermedik?Memur Polis GKK görevlisi mi yapmadık?Kredi mi vermedik?Tuttukları mallara İTEM yasası ile bedava koçan mı vermedik?Bedavaya aldıkmarı malları milyon dolarlara yabancı veya yerli semayeye satışlarına müsaade mi etmedik?Milletvekili,Bakan Müsteşar genel müdür mü yapmadık?
Bu saydıklarımın karşılığında onlarda hiçbir şey talep edilmediği halde göçmen olmayan Kıbrıslıya temelde hiçbir şey,Göçmen olana da eşdeğer karşılığı verdik.(Önemli not bu konularda yapılan partizanlıkları hep yazdık çizdik.Haksız mal edinenleri hep şkayet ettik.)
Bütün bunlar ortada iken Kıbrıslı 1974 sonrası gelenler ne vermedik ki haklarını aramak için parti kuruluyor diye sorduk.Gelişmeler tüyler ürpertici biçimde gelişmektedir.
Başkan ErhanArıklı’nın birkaç beyanatı.
‘’ KKTC’de coğrafi manada Lokal milliyetçilik, “Kıbrıslılık” kavramı adı altında “Sol” düşünce içinde yeşermiş ve yaygınlaşmıştır. Bunun en büyük sebebi, geçmişteki Moskova politikalarının bugün dahi AKEL üzerinden Kıbrıs Türk solunu etkiliyor olmasıdır. Ne yazık ki Kıbrıs’taki bu “Lokal Milliyetçilik”, giderek Türkiye düşmanlığına dönüşmüş, hızını alamayarak “Türkiye Göçmenlerini” de içine alacak şekilde ırkçı bir dünya görüşü haline gelmiştir.’’
‘’22 Ocak eylemlerini yapanların hemen hemen hepsi 75 göçmeni vatandaşlardı. Oysa daha önce bu tür eylemleri yapanlar genellikle Kök Kıbrıslı kardeşlerimizdi.
Öyleyse bu eylem ağır bir şekilde cezalandırılmalı, hem Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir mesaj verilmeli, hem de buradaki haddini bilmez Türkiye kökenli vatandaşlara bir ders verilmeli idi.
Önce Cumhurbaşkanı Akıncı'nın da katıldığı bir koro ile polis ve yargı baskı altına alındı.Sonra eylemcilerden rastgele 6 kişi tutuklandı.’’
Ancak Türkiye Cumhuriyeti Dışişler Bakanı Çavuşoğlu’nun AA Editör masasındaki söylediklerine bir bakalım.
, "Adada bakıyorum, ucuz politika yapıyorlar. Türkiye düşmanlığı besleyen bazı gruplar var biliyorsunuz maalesef."
1974 sonrası adaya gelen göçmenlerin hamisi,Kıbrıs’ın çözümü konusunda en etkili taraf olan Türkiye’nin bir bakanına üztelik görüşme sürecini yürüten bir bakanına bu açıklama yakıştı mı?
Bu açıklamayı yapan kişi hamisi olduğu nüfusa Kıbrıslıyı hedef göstermektedir.Kendisi eminim ki Kıbrıs’ta yaşayıp Kıbrıslıya düşman gurupların da bu gruplardan onlarca fazla olduğunu bilmektedir.Yani bu grupşarı Kıbrıslıya daha fazla saldırın diye mi teşvik ediyor?
Bu grupları çatıştırarak varmak istediği nokta nedir?
Yaım asırıa yakın bir süredir bu topraklarda yaşayan kız alıp kız vererek akrabalıklar doğuran bu nüfusun kavgası Türkiye’nin hangi amacına hizmet edecek.
Sn.Çavuşoğlu Türkiye’yi temsil eden bir Bakan olarak bu beyanatınızı hadsiz buluyorum..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.