HANGİ BAYRAM ?

Nereden nereye!

1974 yılının 20 Temmuz Harekatı, hangi amaçla yapılmıştı ve geldiği noktaya bakın.

Kim derdi ki, Kıbrıslı Türkleri faşist Rumların zulmünden kurtarmak amaçlı başlayan haklı bir harekat, siyasi bir esarete dönüşecek.

Oysa tarih boyunca Anadolu’dan sürgün edilen, İngilizlere kiralanan, sonra  satılan ve sonunda da Rum faşistlerinin soy kırımına maruz kalan  Kıbrıslı Türkler için yeni bir başlangıç tarihiydi.

Özgür olma fırsatıydı.

Olmayan imkanları ile direndikleri ve Rumlara teslim olmadıkları direnişlerinin taçlandırılmasıydı.

Sadece Türkler için değil savaş istemeyip barıştan yana olan Rumlar için de bir umuttu.

Zaten amaç da buydu.

Dönemin Başbakanı rahmetli Ecevit’in , "İnsanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz." diyerek ilan ettiği çok haklı bir harekattı.

Tüm Kıbrıslı Türkler, bu uğurda şehit olan, gazi olan ve savaşan herkese minnettardı.

Hala da minnettar.

Ama ne yazık ki şu an  adına “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı” denilen ve kutlaması yapılan olay başlangıç amacından çok uzakta.

Tamamen siyasi bir şova çevrilen kutlamalara dönüşmüş durumda.

Adında “Barış” var ama ülkede iç barış bile yok.

Barış isteyenleri “Hain” “Rumcu” ilan edenler barış kutlaması yapıyor.

Hangi barış kutlanıyor?

20 Temmuz barış Harekatı, Kıbrıslı Türklerin “ Hain” ilan edilmesi için mi yapıldı?

Adında “Özgürlük” var ama halk kendi eğitim sistemi, parasının idaresi , işe alınacak kişiler konusunda bile söz sahibi değil.

Ülkeyi yönetmesi için TC Cumhurbaşkanı yardımcısı atanıyorsa, Okullarımızın idaresi Türkiye’nin kontrolüne veriliyorsa, Türkiye’de iş imkanı kalmayan ve Kıbrıs’a tutunan emekçilerin hakkı olan para bile şantaj aracı olarak kullanılıyorsa,  hangi özgürlüğün bayramı kutlanıyor?

Hem dünyanın hem de Türkiye’nin ambargo uyguladığı, dünyadan izole edilmiş ve tanınmayan bir devlette hangi özgürlüğü kutluyoruz?

Dünyanın bizi yok saydığı, Avrupa ülkelerinin bizi görmezden geldiği, Rum siyasilerin uzattığımız her barış elini geri çevirdiği ,Türkiye’nin maç dahi yapmadığı bu ülkede neyin bayramını kutluyoruz?

Şehit olanlar, “Barış ve Özgürlük” yarım kalsın , sadece kutlanacak bir günün ismi olsun diye mi can verdiler?

Din tacirleri, ruhlarına bir Fatiha okuyup anmak yerine şehitlikte şov yapsınlar diye mi şehit oldular?

KKTC Meclisinin damına çıkıp boy bayrakları asanlar, bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı yuhalayıp, basın özgürlüğünü yok sayıp, gazetecileri taşlayıp öldürmeye çalışan gericiler şehitlikte ve protokolde şov yapsınlar diye mi can verdi O şehitler?

“Rumlar barış istemez” diyerek kolaycılığa kaçılsın diye mi yapıldı bu harekat?

Evet Rum yönetimi bir anlaşma ve barış istemiyor.

Zaten bunca yıl yürütülen yanlış politika sayesinde istemelerini gerektirecek sebep de kalmadı.

Tansu Çiller’in Gümrük Birliği anlaşması karşılığı Rum tarafının tek taraflı AB’ye girişine imkan sağlaması Rumların barış istememesine en büyük sebeptir.

İyi de Rum politikacılar barış istemiyor diye, dünya bizi görmezden geliyor diye, barış ve özgürlük isteğimizden vaz mı geçelim?

Şu an doğalgazdan dolayı tekrar doğan anlaşma şansını yine mi kaçıralım?

Barış ve Özgürlük uğruna başlayan bir harekatı yarım mı bırakalım?

Bizim özgürlüğümüz için canlarını ortaya koyanların ruhlarını rahat ettirmeyelim mi?

Yarım kalan bir harekatı, bayram diye kutlayarak kendimizi kandırmaya devam mı edelim?

Umarım bu adadan vaz geçmeyip, atalarımızın amacını tamamlayarak bu adaya barış ve huzuru getirmek mümkün olur.

Bu uğurda can veren şehitlerimizin ve savaşıp sonradan hayatını kaybetmiş tüm atalarımızın ruhu şad olsun.

Hepsine saygı ve rahmetle minnetlerimi sunuyorum..