• BIST 8946.13
  • Altın 2960.569
  • Dolar 34.2017
  • Euro 36.9839
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 11 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 0 °C

Hatice İntaç yazdı: "Her Gün Biraz Daha Eksiliyoruz"

Hatice İntaç yazdı: "Her Gün Biraz Daha Eksiliyoruz"
Hatice İntaç yazdı: "Her Gün Biraz Daha Eksiliyoruz"

Çoğunlukla hepimiz günlük yaşamın telâşı ve koşuşturması ile öyle meşgulüz ki, etrafımızdaki olayları çoğu zaman fark etmiyor, kendimizi bile unutuyor; öz değerlerimizi ve potansiyelimizi fark etmeden, öylece yaşayıp gidiyoruz. Oysa birey olarak duygularımızın, düşüncelerimizin, davranışlarımızın sorumluluğunu üstlenmek, kendimiz hakkındaki gerçekleri bilmek, önce kendi kişiliğimizi analiz etmekle mümkündür. Çünkü gerçek anlamda insan olmanın en temel kuralı kendimizi iyi ve kötü yönlerimizle tanımaktan geçer. İnsanın kendini tanıması aslında sanıldığı kadar kolay değildir. Bazen benzer olaylar karşısındaki farklı tepkilerimiz de bunun bir kanıtıdır. Bazı durumlardaki farklı davranışlarımız bile daha önce keşfedemediğimiz bir huyumuzu ortaya çıkarır ki, kendimiz bile buna şaşarız.

Hal böyleyken etrafımızda olup bitenleri fark edebilmek, olaylara duyarlı olmak ve tepki göstermek ne kadar mümkün olabilir ki?.. Yaşadığımız ortamdaki olumsuzlukların haddi hesabı yok. Halkın ihtiyaçlarına, isteklerine kulaklarını tıkayıp onları kendi yağlarında kavrulmaya terk edenler, adayı tümden gözden çıkaranlar, menfaat uğruna her gün bu topraklardaki değerleri peşkeş çekenler, adayı casinolar, bet ofisler, gece kulüpleri, uyuşturucu cennetine dönüştürenlerin acaba ne kadar farkındayız ve bu konuda vatandaş olarak ne yapıyoruz? Günlük tepkilerimiz olsa da ne acıdır ki kısa süre sonra unutuyoruz. Bu tutuma müdahale etmezsek bu adada bir geleceğimiz olamayacağının bilincine varamıyoruz. 

  1. durum sanırım kendimizi bile tam olarak tanımadığımızdan, potansiyelimizi, gücümüzü, neler yapabileceğimizi bilmemekten kaynaklanıyor. Kendi kendimizi sorgulayıp nasıl bir kişiliğe sahip olduğumuzu; kendimizde en çok sevdiğimiz, sevmediğimiz yönlerimizi, yeteneklerimizi, ilgi alanlarımızı, eksikliklerimizi, başarı ve başarısızlıklarımızı ve bunların sebeplerini, inançlarımızı, önem verdiğimiz değerleri vb. dürüstçe ve tarafsız olarak sorgulayıp kendimizi tanımadığımız sürece karşımızdakileri tanımamız ve olayları doğru değerlendirmemiz olası değildir.

Plânlarımız, ideallerimiz genelde kişisel veya ailesel çıkarlara dayalı. Son zamanlarda bir  “bana ne?” cilik ve “bana ilişmeyen yılan bin yaşasın” zihniyetiyle etrafımızda olup bitenleri görmezden geliyoruz. Oysa yılan günden güne büyüyor ve biz kişisel olarak onunla baş edemeyeceğimizin farkında değiliz. Toplum ve birlikte hareket etme bilincimizi ne acıdır ki uzun zamandır yitirdik. Bu adanın ve halkının ne olacağını düşünen ve kendini bu uğurda adeta paralayan birkaç vatansever ve ekmek parası peşinde koşan insanlar dışında herkes hep kişisel menfaat peşinde. Kimi gayrı meşru yollardan nasıl köşeyi döneceğinin, kimi nasıl makam kapacağının hesabında… 

 

İktidar koltuklarında oturanların - veya oturtulanların- icraatlarına baksanıza!.. Her şeyi mamur etmiş gibi şimdi yine kabine değişikliği yapıp daha önce bakanlık yapmayanları da söz verdikleri gibi bakan yapmaya; onların istikballerini de garantiye almaya ve parti olarak o koltuklarda ilelebet oturmayı garanti etmeye çalışıyorlar. Halk için tek yaptıkları şey her sıkıştıklarında maaşlardan kesinti yapmaya kalkışmak oluyor. Hem de daha önceki  yanlış icraatlarından dolayı  insanların onlara güvenin hiç kalmadığını bile bile.. Günden ve iktidarları esnasında olabildiğince nemalanmayı adet edinmiş bu zat-ı muhteremler toplamayı düşündükleri paralarla Türkiye iktidarına yağ çekmeyi ve bin adet prefabrik ev göndermeyi hesaplarken bunların bir kısmını da kendi ülkesindeki öğrenciler için yapmayı akıllarından geçirmeyip onlara kış kıyamette çadırlarda okumayı reva görebiliyorlar.

Acaba onlar, denetimsiz olarak çeşitli ülkelerden gelen yabancılar ve Türkiye’den gelip vatandaşlık alanların sayısı astronomik olarak artmışken; hele yakında Mesarya ovalarına yerleştirilmesi planlanan taşıma nüfusla daha da artacakken günden güne azalan yerli nüfusa rağmen bu ülkecikte yine iktidar olabileceklerini mi sanıyorlar?

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler