Öyle bir hale geldik ki, bazen günlerce aile fertleri bir araya gelip, beraber yemek yiyemiyoruz.
O yüzden geçen gece biz de yemek yemeyi bahane edip, bu vesileyle olsun sohbetedebilmek için ailece dışarı çıktık.
Tesadüfen aynı mekanda Güzelyurt Belediye çalışanlarının örgütlü olduğu BEL-SEN’in de yemeği varmış.
Rahatsız etmemek için dışarıda bir masaya oturduk.
Ancak, Güzelyurt küçük bir yer ve herkes bir birini tanıyor, o yüzden de, gören bir merhaba demek için uğradı masamıza.
İşte en çok Kıbrıs’ın bu yönünü seviyorum.
“Merhaba” diyeniniz eksik olmaz, yolda giderken selamlaşmak için eliniz havadan inmez.
Ayrıca her daim sohbet edebileceğiniz bir mevzu vardır ve konu illa ki siyasete gelir.
Geçen gece de öyle oldu.
Bir, iki derken masamızda oluşan grupla önce Türkiye’den getirilen “Su” meselesini, sonra da Güzelyurt Belediyesini konuştuk.
Belediye Çalışanları, Osmanlı Evinden, açılacak olan Sibyan Okulu’na kadar bir çok projeyi anlattılar.
“Kitap okuma cafesi” projesini anlatan gencin heyecanı gözlerinden okunuyordu.
“İnsanlar ister gelip dinlenecek, isteyen de kitaplarını, kahve ve çay eşliğinde okuyacak. Kafe aynı zamanda bir çok kitabın bulunacağı bir kültür evi olacak Hocam” diyordu.
Bir başka genç, Serhatköy’e dökülen molozların yakılması ile ilgili yaptığım eleştiriye açıklık getirip, “buraya dökülen molozları, belediye değil, gurbetler yakıyor ve içindeki metal ya da işe yarayan nesneleri ayrıştırıp götürüp satıyorlar hocam” diyerek belediyesini koruyordu.
Başkan’ın yeni çöp kamyonları aldığından söz edip, ev artıklarının ortada kalmaması ya da rast gele dökülmemesi konusunda Başkanı’nın nasıl titiz davrandığını anlatarak hem Belediyesine hem de başkanına sahip çıkıyordu.
İşte en çok ilgimi çeken de bu oldu.
Çalışanların hemen hemen tümünün, Belediyenin projelerinden detaylı haberdar olması ve belediyelerini koruma çabası.
Bu çok önemli bir mevzu bence.
Çünkü bu sahiplenme ,çalıştığın işi önemseme demektir.
Bu da başarıyı getirir, gelişmeyi getirir.
Demek ki; Güzelyurt Belediyesinde güzel bir ekip anlayışı oluşmuş.
Örneğin, Serhatköy’e dökülen çöp konusunda olduğu gibi, bir çok yanlış icraatta eleştirdiğim Belediye başkanını, bu konuda kutluyorum.
O, çalışanına sahip çıkmış ki, çalışanı da belediyesine ve işine sahip çıkıyor.
Ondan da önemlisi, Sn. Başkan, çalışanlarını, projelerine dahil etmiş ki, çalışanları da yapılan işleri ve planlanan projeleri bu denli teferruatlı savunabiliyor.
Yanlışlarda eleştirdiğimiz gibi doğruları da dile getirmeyi bilmeli insan.
Bravo Başkan.
Helal olsun.
Emek ve emekçiye değer veren, hangi görüşten olursa olsun selam olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.