“Hokus Pokus” Hükümetisiniz…

Hükümet Programı da okundu. Görüşmesi de yapıldı. Güvenoyu da alacaksınız. 39 kişilik kadro ile tüm sorumluluk sizin olacak. Bundan kaçamayacaksınız. Mazeret bulamayacaksınız. Kimse kimseden hesap soramayacak. Kendi sonunuzu hazırladınız. Ayağınıza kurşun sıktınız. “Kendi düşen ağlamaz” der büyükler… Türkiye’nin düğmeye bastığı ve polisi sivile bile bağlayabileceğinizden bahsediliyor mahalle aralarında. Hoş da aslında bunu çoktan yapmanız gerekiyordu… Geç bile kaldınız. Sivilleşme ya da demokratikleşme diye kiminizin dilinde tüy bitmişti. Ne de çabuk unuttunuz. 21 kişinizin seçimi kazanma nedeni bu vaatlerdi. O kadar ki Prof. Dr. Mehmet Çağlar, köşe yazısında -hükümetin programını henüz okumamış olacaktı ki- o bile tongaya bastı ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanı’nın, Sivil Savunma Teşkilat Başkanı’nın ve Merkez Bankası Başkanı’nın KIBRISLI TÜRK olacağını farz ve kabul etti. Hâlbuki tek kelime bile yoktu. Eski programın çoğu maddesini kopyalayan BAYRAM Hükümeti bu “alerjili” maddeleri el çabukluğu ile yok etmişti. Bu “hokus pokus” sanırım UBP’ye ait olmalı. Başka bir “hokus pokus” daha var ki, o da CTP’nin marifeti olmalı. Ya da bu arslanlar ve kaplanlar “ona karşı onu” feda edip, anlaşmaya varmış da olabilirler. Eski sosyalist Başbakan Kalyoncu ve Eski tüfekçi ve de dağcı Tahsin Bey, bunların cevaplarını topluma açıklayarak ya bu kadar yıldır TAKKİYECİ olduklarını ya da şimdilerde MASKE taktıklarını halka izah etmelidirler. 39 kişi de hep birlikte Sayın Üçüncü Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun imzası bulunan 11 Şubat 2014 belgesi olarak anılan ORTAK METİN’i Kıbrıs Sorunu çözümünde zemin olarak kabul etmektedirler. Dediğim gibi bunlar arasında çok ünlü MUHAFAZAKÂRLAR da vardır. Kapı kapı “sahte” HARİTA taşıyanlar. Tüfek alıp DAĞ BAŞINA çıkacaklar, ömrü boyunca “çözüm ve barış”a sövüp sayanlar, bu değerlere inananları “vatan haini” ya da “Urumcu” sayanlar… Yalanlar ve dolanlar… Gerçeği halklarından saklayanlar… Koltuk uğruna huy ve tavır ve de fikir değiştirenler… Siyasetin onurunu beş paralık edenler… Ahmed Arif üstadın “dediği gibi” her yere zulalanmışlar… CTP’li “arslanlar” sürekli olarak dillerine pelesenk ettikleri “sivilleşme ve demokratikleşme” ve “kendi ayaklarımız üzerinde durma” şiarından “KIBRISLI TÜRK”leri dışlarken hiç mi utanıp sıkılmadılar? UBP’li “kaplanlar” bence DOĞRU YOLU bulurken eskiden izledikleri, kendilerince KUTSAL ve MİLLİ YOLU neden terk ettiler? Ve… Ne uğruna? 11 Şubat 2014 belgesinin Dr. Derviş Eroğlu imzalı ve onaylı ilk maddesi; “Mevcut durum kabul edilemez” demektedir. Mevcut durum; tüm dünyanın kabul ettiği üzere; KKTC ve KIBRIS CUMHURİYETİ “ayrılığı” değil midir? Türkiye’nin buradaki varlığı değil midir? Bizim bir ALT YÖNETİM olduğumuz değil midir? 18 UBP milletvekili de belli ki, ne bu ORTAK METİNİ okumuştur ne de HÜKÜMET PROGRAMINI. Ya da okumuşlar ama KOLTUK SEVDASI galip gelmiştir hep geldiği gibi… TEK EGEMENLİK… TEK BİRLEŞİK KIBRIS VATANDAŞLIĞI… BM ve AB ÜYESİ BİRLEŞİK KIBRIS… 39’unuz da bir zaman gelip de KOLTUK UĞRUNA bunları kabul edeceğinizi rüyanızda görseniz hayra yormazdınız değil mi? Bu “gahbe goltuk” ne durumlara düşürüyor insanı değil mi? Oturun koltuklara hiç kalkmamacasına… Vatan, millet uğruna!!!