Hayatımın sadece bir bölümünde doğum kontrol hapı kullandım. 20'li yaşlarımın başındaydım ve nedensiz yere ağlıyordum. Otobüsü kaçırmak benim için dünyanın sonuydu. Ama insanın başından geçenler bilimsel açıklama yerine geçmez. Genç bir öğrenci olarak sınavlar yaklaştığı için aşırı strese girmiş de olabilirdim.
Ancak depresyonla hormonla hamilelikten korunma arasında bağlantı olduğunu gösteren bilimsel araştırmalar da var. Bu çalışmalardan biri 2016 yılında Danimarka'da yapıldı. Araştırma için 15 ile 34 yaşları arasındaki bir milyondan fazla Danimarkalı kadının 13 yıl boyunca sağlık verileri toplanmış.
Yapılan değerlendirmede östrojen ve progesteron karışımlı doğum kontrol hapı alan kadınların hormonlu doğum kontrolü yapmayanlara oranla yüzde 23 oranında daha fazla antidepresan kullandıkları ortaya çıkmış. Sadece progesteron içeren hapları kullananlarda bu oran yüzde 34'e çıkmış. 20 yaşından gençlerin doğum kontrol hapından diğer yaş gruplarına göre daha fazla olumsuz etkilendikleri de araştırmanın sonuçları arasında yer alıyor.
Hasretle beklenen araştırma
Biz kadınların dengesiz olmadığımızı ve hapın gerçekten duygularımızı olumsuz etkilediğinin araştırmayla kanıtlanmış olduğunu görmek beni sevindirdi.
Böylesine kapsamlı bir araştırma yapılabilmesinin sırrı Danimarka'da herkesin elektronik sağlık dosyasının olmasında yatıyor. Bilim insanları anonimleştirdikleri kadınların sağlık kayıtlarına kolayca ulaşabilmişler. Ancak veriler doğum kontrol hapının depresyonun ya da diğer psikolojik sorunların nedeni olduğunu kanıtlamıyor. Sadece doğum kontrol hapıyla antidepresanların sıklıkla birlikte kullanıldığının kanıtı yerine geçiyor. Aynı araştırmacı grubu 2018 yılında da hormonlu doğum kontrolü ile intihar arasındaki bağlantıyı araştırmış.
Araştırmaya sağlık kayıtları 8,5 yıl öncesine kadar izlenebilen, 1996 ile 2003 yılları arasında 15 yaşını doldurmuş ve hormonlu korunma yapmamış yarım milyon kadın dahil edilmiş. Sonuç, hormonlu doğum kontrolü yapanlarda intihar riskinin bu yönteme başvurmayanlardan üç kat fazla olduğunu gösteriyor. İlk intihar girişiminde bulunma riski de doğum kontrol hapı alanlarda bir kat fazla çıkmış. Depresyon gibi intihara da en fazla 20 yaşın altındakilerde rastlanıyor. İki araştırma arasındaki bir diğer benzerlik de hapın sorun yarattığı kadınlara sunulan alternatif yöntemlerin zihinsel sağlığı daha fazla etkilediği.
Hormonun etkisi sınırlı kalmıyor
20 yaşında hapa alternatif ararken doktorum bana, lokal etkisi olan hamileliği önleyici spiral tavsiye etti. Ama bu bana inandırıcı gelmiyor. Çünkü kadının regli ve hormon dengesi beyinden yönetiliyor. Ayrıca hormonları organlara kan taşıyor. En çok kan pompalanan organlardan biri de zaten rahim. Dolayısıyla spiral de düşük dozda da olsa hormonu bütün bedene salgılıyor.
Doğum kontrol hapı ile zihin sağlığı arasındaki bağlantının en sorunlu yanı her kadının farklı tepki göstermesi. Bazı kadınlar hormona aşırı duyarlı tepki verirken, diğerlerinde doğum kontrol hapının herhangi bir etkisi olmuyor. 2002 yılındaki bir ankete katılan 3 bin 500 kadının yüzde 94'ünün doğum kontrol hapından memnun olduğu ortaya çıkmıştı.
Danimarka'da yapılan araştırma da bu anketin sonuçlarıyla örtüşüyor. Doğum kontrol hapı kullananlarda depresyon ve intihar riskinin daha fazla olduğu doğru. Toplamda ise risk son derece düşük sayılır. 2016 yılındaki araştırmaya göre hap kullanmayan 10 bin kadından sadece 30'una depresyon teşhisi konmuş. Doğum kontrolünü hormonla yapan 10 bin kadından 45'inde depresyon teşhis edilmiş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.