Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink katledildişinin 16’ıncı yılında Harbiye‘deki Sebat Apartmanı’nın önünde anıldı.
Anmada, çok sayıda vatandaş, Dink’in öldürüldüğü noktaya kırmızı karanfil, mum ve nar bıraktı. Dink’in öldürüldüğü saat olan 15.00’te ise alanda Hrant Dink’in, “Biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var. Var, çünkü kökümüz burada. Ama merak etmeyin bu toprakları alıp gitmek için değil, bu toprakların gidip dibine girmek için” sözleri dinletildi.
Anmaya Dink’in eşi Rakel Dink, kardeşi ve çocuklarının yanı sıra HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, milletvekilleri Garo Paylan ve Sezai Temelli ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve kalabalık bir vatandaş grubu katıldı.,
Alanda toplananların sık sık “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Hepimiz hrantız hepimiz Ermeniyiz”, “Katilleri koruyan cinayete ortaktır” sloganları attığı anma, Hrant’ın Arkadaşları‘ndan Bülent Aydın‘ın açılış konuşmasıyla başladı.
Ardından Afganistan‘daki cinsiyet ayrımcılığına son vermek yaptığı çalışmalarla 14. Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nü alan insan hakları aktivisti Shaharzad Akbar‘ın mesajı Feride Eralp tarafından okundu.
Çiğdem Mater’den mesaj
Gezi Parkı Davası‘ndan tutuklu sinemacı Çiğdem Mater‘in mesajını ise Kobani davasından tutuklu bulunduğu cezaevinden yakın bir tarihte çıkan Bircan Yorulmaz okudu:
“Son iki yıldır sizlerler beraber olamadım, ama biliyorum ben ve benim gibi o meydanda olamayan tüm arkadaşların sesi o meydanda yankılandı. Özgürlükleri elinden alınan tüm Hrant’ın arkadaşlarıyla Selahattin, Osman, Gültan, Sebahat ile o meydanda olacağız, ‘Buradayız ahparig’ diyeceğiz.”
Emin Alper: Dink 16 yıldır bu kaldırımda yatıyor
16. yılın anma konuşmasını ise yönetmen Emin Alper yaptı. Alper şunları söyledi:
“Bugün tam 16 sene oldu. Yine içimiz buruk, yine adaletin tam manasıyla tecelli etmediğine inanarak, o katilleri yaratan karanlığın hiç dağılmadığını, belki de daha da koyulaştığını bilerek yine burada onun gövdesinin ebedi olarak sessizce uzanıp kaldığı kaldırıma toplandık. Osmanbey kaldırımlarında yatan dostumuzun yarasından hâlâ kan sızıyor. İçe doğru birbirine dönmüş iki ayağının arasından incecik akan kan kendisine bir yol arıyor. Bu incecik sızıntı kendi yolunu bulacak ama önce Hrant’ın kanı, Mustafa Suphi ve arkadaşlarının bindirildikleri takadan, Sabahattin Ali‘nin kırık gözlük camından, Musa Anter‘in ak saçlarından, 1915’te Anadolu‘nun her karış toprağından, 38’de Dersim dağlarından, 55’te İstanbul‘un kırık vitrin camlarından, Maraş’tan ve Sivas‘tan sızan kanla buluşacak.
Yıllardır bu topraklarda sadece Ermeni, Rum, Kürt olduğu için, azınlık olduğu için katledilen masumların, sadece eşitlik ve kardeşlik istediği için öldürülen aydınların kanı birbirine kavuşuyor ve kendine akacak bir yol arıyor. Bu yolları görenler ne çok kan akmış diyorlar. Onların sayıları azdı ama kanları çok aktı. Az olmak, bu topraklarda zulüm görmek için hep yeterli bir nedendi…
İnsanlığın hikâyesini değiştirmek zorundayız çünkü biz Hrant’a söz verdik. Sömürüye ayrımcılığa dayanan bu sistemi biz yaratmadık ama bunu değiştirebiliriz. Hrant’a verdiğimiz sözü hatırlamak için buradayız. Tarih yazan kalemleri katillerin ellerinden almak için buradayız.”
Anma Emin Alper’in konuşmasının ardından “Sarı Gelin” türküsüyle sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.