Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, saldırıya misliyle karşılık verildiğini belirtti.
İdlib'de geçen hafta düzenlenen saldırıda da, yedisi asker sekiz kişi yaşamını yitirmişti.
Suriye'nin kuzeybatısında, Türkiye sınırında yer alan İdlib eyaleti, hükümete karşı mücadele yürüten silahlı grupların elinde kalan son büyük yer.
Bu nedenle, Suriye'deki iç savaşın üç önemli aktörü hükümet, Rusya ve Türkiye açısından İdlib'deki gelişmeler büyük önem taşıyor.
Burası, ılımlı olarak nitelendirilen muhalif gruplar ve bazı cihatçı örgütlerin kontrolü altında bulunuyor. Bu gruplardan bazıları Türkiye'nin desteğini alıyor.
İdlib'in geri alınması halinde, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve onu destekleyen Rusya, savaşın istedikleri gibi sonuçlanmasını büyük oranda sağlamış olacaklar.
Esad, Ekim ayında bölgeye yaptığı ziyaret sırasında, İdlib'i Suriye'nin genelindeki "kaos ve terörü sonlandırmanın anahtarı" olarak nitelendirmiş ve "İdlib'deki cihatçıların yenilgiye uğratılmasıyla birlikte savaş da sona erecektir" demişti.
Bu nedenle Suriye hükümeti, Rusya'nın da desteğiyle 2019'un son aylarından bu yana İdlib'deki operasyonlarını yoğunlaştırdı.
İdlib nerede ve yapısı nasıl?
Suriye'nin 14 eyaletinden biri olan İdlib, ülkenin kuzeybatısında, Türkiye sınırında yer alıyor.
İdlib; Harem, Cisr eş-Şuğur, eyaletle aynı adı taşıyan İdlib, Ariha ve Maarat El Numan şehirlerinden oluşuyor.
2011 yılında savaş öncesinde yapılan sayımda eyaletin nüfusu 1,5 milyon çıkmıştı.
Ancak savaş döneminde gerek buradan kaçanlar gerekse de buraya başka yerlerden yerleştirilenler olması nedeniyle, nüfus ve demografik yapısında değişiklikler olduğu tahmin ediliyor.
İç savaşın başlamasından bu yana neler yaşandı?
İdlib, 2011 yılında hükümet karşıtı protestolarla başlayan ancak birkaç aylık bir süre içerisinde silahlı mücadeleyle iç savaşa dönüşen karışıklıkta en önemli yerlerden birisi.
İlk etapta Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) kontrolüne geçen İdlib eyaletinin büyük bir bölümü daha sonra hükümet tarafından geri alındı.
2015 yılında ise El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi'nin kontrolüne giren İdlib, bu tarihten sonra özellikle cihatçı örgütlerin en güçlü olduğu yerler arasında yer aldı.
Suriye ordusunun kontrolünü tamamen kaybetmesi ve ülkenin diğer yerlerindeki çatışmalara odaklanmasıyla birlikte, o tarihten bu yana da eyaletin önemli kısmı cihatçı grupların kontrolü altında bulunuyor.
Cihatçı gruplar, bir dönem kendi aralarında da güç mücadelesi nedeniyle çatışmaya girdi.
2019 başından bu yana ise eyaletin önemli bir bölümüne El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) hakimiyet kurdu.
Eyaletin sınıra yakın kısımları ise Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu tarafından kontrol ediliyor.
Suriye Milli Ordusu'na mensup yüzlerce savaşçının, Suriye ordusuna karşı verilen mücadeleye katılmak üzere HTŞ kontrolündeki güney ve batı bölgelerine kaydırıldığı bildirildi.
İdlib ayrıca, son birkaç yıldır Halep, Doğu Guta, Duma ve Hama gibi yerlerde silahlı grupların kontrolü hükümete geri vermek için yaptıkları anlaşmalar kapsamında, silahlarıyla birlikte ayrılmalarına izin verilen savaşçıların da getirildiği yer oldu.
ABD Savunma Bakanlığı, Temmuz 2019'da yaptığı bir açıklamada, İdlib'de "20-30 bin civarında terörist" bulunduğunu belirtti. ABD'nin Orta Doğu'dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Michael Mulroy da, İdlib'i "dünyada el Kaide müttefiklerinin en büyük toplanma alanı" olarak nitelendirdi.
Rusya da İdlib'deki El Kaide bağlantılı savaşçıların sayısının 25 bin civarında veriyor.
Türkiye ve Rusya'nın İdlib'deki rolü ne?
Suriye'deki iç savaşın başından bu yana zıt grupları destekleyen Rusya ve Türkiye arasında 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından yoğunlaşan görüşmeler Suriye açısından da önemli sonuçlar doğurdu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Mayıs 2017'de Soçi'de yaptıkları görüşmede, harita üzerinde Suriye'deki dört noktada çatışmasızlık bölgelerinin kurulmasına karar verildi. Bu bölgelerden birisi de İdlib'di.
Diğer bölgeler Dera, Doğu Guta ve Hama, Suriye hükümetinin kontrolü altına geçti. Bu bölgelerden çıkarılan savaşçıların yerleştirildiği İdlib, halen Suriye hükümetinin kontrolü dışında kalan tek çatışmasızlık bölgesi.
Türkiye, İdlib'de 12 askeri gözlem noktası oluşturdu. Tarafların çatışmaya girmesini engellemek amacıyla Rusya da buraya askeri noktalar yerleştirdi. Ayrıca, İdlib'in hava sahası da Rus Hava Kuvvetleri tarafından kontrol edilmeye başlandı.
Ayrıca taraflar arasında çatışma yaşanmaması için Rusya'nın koordine ettiği bir mekanizma da geliştirildi. Buna göre, Suriye ve Türkiye, askerlerinin nerelerde bulunduğunu ve hangi yollardan geçiş yaptıklarını birbirlerine Rusya üzerinden bildiriyor.
Eylül 2018'de İdlib konusundaki diplomatik süreç hızlandı.
Suriye ordusunun buraya yönelik bir operasyon başlatmayı planlamasının ardından Putin ile Erdoğan biraraya gelerek, İdlib'de silahlardan arındırılmış bir bölge kurulması konusunda anlaşmaya vardı ve hükümet de planladığı operasyonu erteledi.
Anlaşma kapsamında, silahlı örgütler ile Suriye ordusu arasındaki temas hattında 15-20 kilometre genişliğinde silahtan arındırılmış bir bölge kuruldu ve silahlı örgütler ağır silahlarını çekti.
Rusya ayrıca, Türkiye'nin "ılımlı muhalifler ile teröristleri birbirinden ayrıştırmayı" taahhüt ettiğini açıkladı.
2019'un ikinci yarısında İdlib'deki çatışmalar daha da arttı. Putin, Ağustos ayında Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından İdlib'deki "teröristlerin ortadan kaldırılması için" anlaşma sağladıklarını söyledi.
Türkiye ise İdlib'e yönelik şiddetli bir askeri oprasyon düzenlenmesi halinde yeni bir göç akınıyla karşı karşıya kalmaktan edişe ediyor. Birleşmiş Milletler, Aralık sonunda yaptığı bir açıklamada İdlib'deki operasyonlar nedeniyle 250 bin kişinin evinden ayrılmak zorunda kaldığını belirtirken, Erdoğan da 1 milyon sığınmacının Türkiye sınırına doğru ilerlediğini söyledi.
Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada, "Ülkemizin, yeni bir göç dalgasına tahammülü yoktur. Aynı zamanda yeni tehditlerin sınırlarımıza dayanmasına da seyirci kalamayız. Hiçbir ülkenin siyasi ve ekonomik çıkarı, Türkiye'nin güvenlik ve istikbal önceliklerinden daha önemli olamaz. Bu bakımdan Suriye'nin ne diğer bölgelerindeki ne de İdlib'deki duruma seyirci kalmayacağız . 2016'dan beri gerçekleştirdiğimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları hassasiyetlere riayet edilmemesi halinde sahadaki durumu fiilen kontrol altına alma iradesinin en somut örnekleridir. Topraklarımıza tehdit oluşturan kim varsa, gereğini yapacağız" dedi.
2019 sonlarına doğru Esad hükümeti, İdlib'in kontrolünü geri almak için operasyonlara başladı. Bu operasyonlara Rusya da havadan destek veriyor.
Suriye hükümetinin stratejisi ne?
Esad hükümeti, özellikle son birkaç hafta içerisinde İdlib'deki operasyonlarını yoğunlaştırdı.
Suriye ordusu, birkaç hafta önce İdlib'in en büyük kentlerinden biri olan Maarat El Numan'ı etrafındaki 30'a yakın yerleşim yerini ele geçirdi.
Böylece Türkiye'nin İdlib'deki 12 gözlem noktasından ikisi tamamen Esad rejiminin kontrolü altındaki bölgede kaldı.
Suriye ordusunun kısa vadede hedefinin Halep-Lazkiye arasını bağlayan M4 ve M5 karayollarının kontrolünü ele geçirmek olduğu; bu nedenle kuzeye doğru ilerlemeye devam edeceği kaydediliyor.
Bu hedefin gerçekleşmesi durumunda, Suriye hükümeti İdlib'in yarısından fazlasında denetimi yeniden sağlamış ve Türkiye'nin de toplam yedi gözlem noktası rejim tarafından çevrelenmiş olacak.
Sahadaki son durum nasıl?
Türkiye, İdlib bölgesindeki askeri takviyelerini Cilvegözü sınır kapısından geçirip Sarmada ve İdlib şehri üzerinden ulaştırıyor.
Türkiye, geçen hafta sabah saatlerinde Suriye ordusunun top atışıyla takviye birlikleri taşıyan konvoyu hedef aldığını açıkladı. Suriyeli yerel kaynaklar ise Sarakıb'ın batısında Türkiye'nin yeni bir gözlem noktası kurmaya çalıştığı ve bunun hedef alındığını öne sürüyor. Rusya, Türkiye'nin askerlerinin hareketini kendisine bildirmediğini söylüyor.
Bugün meydana gelen saldırının Taftanaz kentine yakın bir noktada yaşandığı bildiriliyor.
Suriye hükümeti, son haftalarda Rusya'nın hava desteğiyle ilerleyişini sürdürdü.
Suriye ordusu, kısa bir süre önce İdlib şehrinin güneyinde, Lazkiye-Halep arasındaki M4 karayolu ile Şam-Halep arasındaki M5 karayolunun kesişme noktasındaki kritik Serakıb kentini ele geçirdi.
Ayrıca, Suriye ordusu M5 karayolunun çok büyük bir bölümünün kontrolünü de yeniden ele almış durumda. Türkiye'nin bu bölgedeki bazı gözlem noktaları artık hükümetin kontrolü altına geçen yerlerde kaldı.
Bu bölgede, Türkiye'nin yanı sıra İran ve Rusya'nın da gözlem noktaları bulunuyor.
Suriye ordusu açısından bir diğer kritik nokta da Cisr eş-Şuğur. Türkiye'nin askeri gözlem noktasının bulunduğu bu kente de zaman zaman hava operasyonu düzenleniyor. Bu kent, M4 karayolunun güvenliğinin sağlanması açısından büyük önem taşıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.