• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 18 °C
  • Güzelyurt 14 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 13 °C

İdrar Kaçırma Sorunu Artıyor; Yetişkin Kadınlar Risk Altında

İdrar Kaçırma Sorunu Artıyor; Yetişkin Kadınlar Risk Altında.
İdrar Kaçırma Sorunu Artıyor; Yetişkin Kadınlar Risk Altında

Yetişkin kadınların yüzde 50'sinin idrar kaçırma sorunu yaşadığını söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Dr. Sultan Can, ne yazık ki kadınların utanç duygusu, tedavi seçenekleri hakkında bilgi eksikliği ve/veya ameliyat korkusu nedeniyle doktora başvurmaktan çekindiklerini söyledi. Ortalama yaşam beklentisinin yükselmesine paralel olarak da bu sorunun önümüzdeki yıllarda daha da artacağı öngörülüyor.

Her yaş grubundaki kadında ortaya çıkabilen idrar kaçırma, dünya çapındaki insanları etkileyen ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak ifade ediliyor. Yetişkin kadınların yaklaşık yüzde 50'sinin yaşadığı bu sorun, genç kadınların yüzde 25'i, orta yaşlı kadınların yüzde 44-57'si ve yaşlı kadınların da yüzde 75'inde ortaya çıkıyor. Ortalama yaşam beklentisi dünyanın birçok yerinde artmasına paralel olarak idrar kaçırmanın küresel ekonomik yükünün daha da artacağına işaret eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sultan Can, hastalığın halk sağlığı için önemli bir sorun olmaya devam edeceğine dikkat çekti.

YAŞLANMA İLE HASTALIK ARASINDA GÜÇLÜ BİR İLİŞKİ VAR

Genetik etkenlerden, obeziteye, diyabetten sigara kullanımına kadar pek çok nedenin idrar kaçırma için risk oluşturabildiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Can, yaşlanma ile hastalık görülme prevelansı ve şiddeti arasında güçlü bir ilişki olduğunu hatırlattı.  Bunun nedenine ilişkin Dr. Can, "Yaşla azalan östrojen hormonuna bağlı olarak, ikincil gelişen bağ dokuda elastikiyet kaybı, destek görevi olan pelvik kasların ve idrar torbasına ait kasların zayıflaması idrar kaçırmaya yol açabiliyor. Ancak tek başına ileri yaş idrar kaçırma için bağımsız risk faktörü olarak kabul edilmemektedir. Yaşam tarzı çok daha etkili" diye konuştu.

GEBELİK ÖNEMLİ BİR FAKTÖR

Gebelikte oluşan hormonal değişiklik, bebek ve eklerinin oluşturduğu total ağırlık ve karın içi basınçta artış, doğumda pelvik bölgedeki sinirlerde ve kaslarda hasar oluşması nedeniyle idrar kaçırmanın görülebileceğini aktaran Dr. Can, "Gebelik sayısının artmasına paralel olarak risk de artabiliyor. Gebelikte ya da öncesinde idrar kaçıran hastalarda sezaryen ile doğumun koruyucu etkisi olduğuna dair sağlıklı veriler bulunmuyor" ifadelerini kullandı.

FAZLA KİLO RİSKİ ARTIYOR

Yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarıyla da idrar kaçırma arasında ciddi bir ilişki olduğunu söyleyen Dr. Can, "Fazla kilo, kronik kabızlık, sigara-alkol kullanımı, kafeinli gıda tüketimi, çikolata/şeker veya asit içeriği yüksek gıdalar risk faktörleri arasında yer alıyor. Üstelik idrar kaçırma şikayeti ile başvuran hastalarda değerlendirmeyi takiben ilk yapılacak yönetim ise hayat tarzı değişikliği oluyor" dedi.

Obez kadınların obez olmayanlara kıyasla yaklaşık 3 kat daha fazla risk altında olduğuna dikkat çeken Dr. Sultan Can, sözlerine şöyle devam etti:

"İdrar kaçırma ile ilişkisinin mekanizması bilinmemekle birlikte, aşırı vücut ağırlığının karın basıncını arttırdığı bunun da idrar kesesi basıncını arttırarak idrar kaçırmaya yol açtığı düşünülüyor. Kilo kaybının ise idrar kaçırma için etkili bir tedavi yöntemi olduğu biliniyor. Bununla birlikte sigara içme yoğunluğuna bağlı olarak semptomların arttığı görülüyor. Özellikle genç kadınlarda (20-49 yaş) sigarayı bıraktıktan sonra semptomlarda belirgin bir azalma yaşanıyor. Kafein/ alkol alımının uyarıcı ve idrar söktürücü etkileri nedeniyle idrar kaçırmayı şiddetlendirdiği biliniyor. Semptomları olan hastalarda gün içerisinde tüketilen kafein içerikli sıvıları azaltma yönünde plan yapılması gerekiyor."

ÇEVRESEL FAKTÖRLER GENETİK RİSKİN ÖNÜNE GEÇİYOR

Genetik geçişli bağ doku hastalıkları, kollajenin tipleri ve miktarındaki farklılıkların da idrar kaçırmada bir diğer önemli bir faktör olduğunu hatırlatan Dr. Can, "Yapılan ikiz çalışmaları idrar kaçırmada genetiğin etkili olduğunu ancak fazla kilo, sigara kullanımı, fiziksel egzersiz, diyet, doğum sayısı gibi çevresel faktörlerle bu durumun değişebildiğini göstermektedir" dedi. Özellikle sıkışma tipi idrar kaçırmanın çevresel etkilerle değişebileceğini, öksürme-hapşırma (stres tip) ile idrar kaçırmanın ise çevresel etkilerden daha az etkilenip genetik temele daha yatkın olduğunu ortaya koyan çalışmalardan bahsetti. "Stres tip idrar kaçırmaya sahip kadınların birinci derece akrabalarında sıklığında 2-3 kat artış bildiren çalışmalar var" ifadelerini kullandı.

FARKLI HASTALIKLARA DA İŞARET EDEBİLİYOR

İdrar kaçırmanın altta farklı hastalıkların varlığına da haberci olabildiğine dikkat çeken Dr. Can, "Özellikle damar ve sinirleri etkileyen şeker hastalığı, nörolojik hastalıklar, öksürükle belirti veren akciğer hastalıkları, pelvik bölge kitleleri, idrar yolu enfeksiyonu, psikolojik bozukluklar gibi durumlar da idrar kaçırma ile karşımıza gelebiliyor. Sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren kişilerde de hastalık gelişme riski artıyor" dedi.

İŞ GÜCÜ KAYBI, DEPRESYON, CİNSEL İSTEKSİZLİK

Farklı birçok etkene bağımlı olan bu sorunun tedavi edilmemesi durumunda hayat kalitesini sosyal ve cinsel anlamda bozmakla birlikte işgücü kaybına da neden olabildiğini söyleyen Dr. Sultan Can, "Bunun yanında cilt enfeksiyonları da görülebiliyor. Ayrıca sıvı alımının kısıtlanmasına bağlı olarak bazı semptomlar da gelişebiliyor. Gece idrara kalkan hasta grubunda yaşanan uykusuzluk uzun dönemde kaygı bozukluğu ve depresyona yol açabiliyor" diye konuştu.

İdrar kaçırma ile gelen hastanın detaylı bir şekilde tüm sistemleri içerecek şekilde sorgulanması ve altta yatan sebebe yönelik tedavi edilmesi gerektiğini anlatan Dr. Can, tedavi yaklaşımı konusunda şu bilgileri verdi:

"Hastanın sıkışarak tuvalete yetişemeden mi, gülerken/hapşırırken mi yoksa her iki şekilde de kaçırıp kaçırmadığı sorgulanarak idrar kaçırma şekli belirlenir. İlk basamak tedavi ise hayat tarzı değişiklikleri, pelvik taban kas egzersizleri, mesane eğitimi şeklinde olmaktadır. Eğer bunlarla semptomlar devam ediyorsa; idrar kaçırmanın tipine göre ya ilaçla ya da cerrahi olarak tedavi edilebilmektedir."

YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ ŞART!

Tedavi yaklaşımı ne olursa olsun sorunun çözümünde mutlaka yaşam tarzı değişikliğine gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı Dr. Sultan Can, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunun en güzel örneği de yine ikiz çalışmalarıyla gösterilmiştir. Aynı genetik yapıya sahip bireylerde çevresel faktörlerin etkisiyle özellikle sıkışma tipi idrar kaçırmada da farklılıklar ortaya çıkabilmektedir. Gazlı ve idrar söktürücü özellikli sıvıların kısıtlanması, kabızlıktan kaçınma, sigaranın bırakılması, kilo kaybı (vücut kitle indeksi<25), pelvik kas egzersizleri, düzenli idrara çıkma, yatmadan önce sıvı alımının kısıtlanması gibi davranışlarla var olan semptomları hafifletmek ya da gidermek mümkün olabilmektedir."

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler