Günümüzde iletişim çok hızlandı,çeşitlendi…Bilgisayar ön plana çıkarken ,telefonlar da büyük yaygınlığa ulaştı.Çoğumuz ya gelen mesajlarla,ya bilgi edinmek ya da irtibatlar için telefonları kullanıyoruz..Genelde de nereyle görüşmek istediğimiz bir dizi sualden sonra ,verilen numarayı tuşlayarak muhatabımıza ulaşabiliyoruz..Tabii bazen ulaşmak ,ulaşılsa da anlaşmak mümkün olmuyor…Geçenlerde havayolundan telefonuma gelen “uçuş saatinin değişti “mesajını doğrulamak için uğraşlarım sonuç vermeyince ,seyahat şirketime gitmek zorunda kaldım…Orası da KKTC deki büroya ulaşamayınca bir dizi aramadan sonra İstanbul’a ulaştı “personel hatası “ cevabını alınca, telefonu alıp karşıdaki adama epey giydirdim!…Aklıma da harp okulundaki muhabere hocamız geldi…Böyle durumlarda telsiz veya telefon irtibatını kuramayınca “İki Türk Anlaşamıyor” derdi ve devam ederdi:”Muhaberesiz muharebe olmaz”..Sivil hayatta da iletişimsiz iş olamayacağı malum…Üniversitedeki Halkla İlişkiler derslerimde en çok “vitrindeki personel “dediğim müşteri ile ilk teması yapan,sekreter,satış görevlisi,vale,resepsiyon görevlisi,santral operatörleri,müşteri temsilcileri vb personelin seçim ve önemi üzerinde dururdum….Başlayan Yeni yıl nedeniyle bu tip temaslar da çoğalıyor…İşte bu haftanın öyküsü de ABD den :
“New York Times'da yayınlanan bir müşterinin bankasına yazdığı mektup
Sayın Banka Yetkilisi,
Ben 86 yaşında bankanızda hesabı olan bir müşterinizim. Geçen gün, tesisatçıma 100 dolar'lık bir çek yazdım. Bu çeki kendisi her nasılsa 3 nanosaniyede bankanıza iletmiş olmalı ki, bankanızda değerlendirdiğim fonlardan bu miktar kadarını bozduramadan hesabımdan karşılığı alınmış. Tabii ki hesabımda o an için para olmadığından 30 dolar da faiz ve ceza alınmış. Oysa fonlarımda 1.000.000 dolar vardı. Bu durumu şikayet etmek istediğimde, bankanız telefonunda kişiliksiz, terbiyesiz, banda kaydedilmiş ve yüzsüz bir hanım sesiyle yarım saate yakın boğuştum. Arada müzikler dinledim ve 28 kere değişik tuşlara basmak zorunda kaldım. Ama kimseye ulaşamadım. Bildiğiniz gibi her ay binlerce dolarlık faturalarım, ev kredisi kesintilerim, kredi kartı ödemelerim var. Bunların hepsinin hesabımdan yapılan otomatik ödemelerini şu andan itibaren iptal ediyorum. Bundan böyle, sizden etten kemikten yapılmış dediğimi anlayan ve İngilizce bilen bir müşteri temsilcisi istiyorum.
Anlayışla karşılarsınız ki, karşınızdakine en iyi iltifat, onu taklit etmektir.
Ben de sizin gibi yapacağım. Müşteri temsilciniz her ödeme için beni arayacak, ve 28 haneden az olmayan benim vereceğim bir şifreyi tuşlayacak. Sonra da, eğer 1 tuşlarsa benden randevu alacak, 2 tuşlarsa bir ödeme ile ilgili mesaj bırakabilecek, 3 tuşlarsa oturma odama bağlanacak, oradaysam cevap vereceğim, 4 tuşlarsa ve uyumuyorsam yatak odama bağlanacak ve benimle görüşebilecek, 5 tuşlarsa tuvalete, 6 tuşlarsa cep telefonuma ulaşacak, 7 tuşlarsa bilgisayarıma bir mesaj bırakabilecek. 8'e tuşlarsa bunları yeniden dinleyebilir. Arada beklemeler olursa, size söz, elimdeki eski plaklardan ve gramofonumdan güzel bir müzik parçası da dinleteceğim ona. Yalnız sizden ricam, bu işlemler için seçeceğiniz personelinizin kimlik bilgisini, anne kızlık soyadını, noterden alınmış imza sirkülerini ve tapuları dahil mali bilgilerini bana iletmeniz. Bir de sizin gibi bir sözleşme hazırladım. 8 sayfa. Sizinki 42 sayfaydı, ben insaflı davrandım. Bu sözleşmeyi de bana atayacağınız müşteri temsilcisi, bankanız şube müdürü ve bankanız yönetim kurulunun imzalaması ve bana iadeli taahhütlü göndermesi. Bu sözleşme elime geçtikten sonra müşteri temsilcinize kendi belirleyeceğim 28 haneli şifreyi göndereceğim. Bu şifre de her ay değişecek pek tabii ki. Özür dileyerek bu sözleşme ve işlemler için sizden masraf olarak her ay 20 dolar da talep edeceğim. İşbu şartları yerine getirememe durumunuz varsa, lütfen 1.000.000 dolarımı nakit olarak hazırlayın, yarın alıvereyim.
Saygılarımla,
Müşteriniz...”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.