Okullarda her branştan öğretmen eksiği var.
Öğretmen atamaları yapılmıyor.
Hatta bütün bir yaz dönemi boş geçmiş olmasına rağmen münhaller bile açılmadı.
Milli Eğitim Bakanı, “Kamu Hizmeti Komisyonunu münhal açmayarak bize komplo kurdu” diyerek Kamu Hizmetini “Komplo yapmakla” suçluyor.
Kamu Hizmeti Komisyonu da yaptığı yazılı açıklama ile “Bakan doğruyu söylemiyor” diyerek bakanı “ yalan söylemekle” suçluyor.
Bakanlık, “Biz istekte bulunduk ama KHK kasıtlı münhal açmadı” diyor.
Kamu Hizmeti Komisyonu başkanı ise, açılması gereken münhaller için yani gerekli öğretmen ihtiyacı için bakanlığa yazı yazıldığını ancak bakanlığın yazılarına cevap vermediğini söylüyor.
Buraya kadar olan kısım her ne kadar çirkin bir üslup olsa da alışmış olduğumuz bir durum.
Asıl ilginç olan konunun farklı boyutta oluşu.
İddialara göre Eğitim Bakanlığı, Kamu Hizmeti Komisyonu’ndanimamların okullarda din dersi öğretmenliği yapmaları için münhal açılmasını talep etmiş.
Kamu Hizmeti Komisyonu ise İmamların, din dersi öğretmenliği eğitimi veren herhangi bir üniversiteden mezun olmadıkları dolayısıyla öğretmenlik yapabilecekyeterli alt yapılarının bulunmadığı gerekçesi ile komisyonun bu münhali açmayı uygun görmemiş.
Bakanlık imamları öğretmen olarak okullara sokmak istiyor, Kamu Hizmeti Komisyonu da “olmaz” diyor.
Meğer kıyamet bundan kopmuş.
Gerçi Kamu Hizmeti Komisyonu sırf mevzuata uymadığı için mi yoksa doğru bulmadığı için mi münhal açmamış bilmem ama çok doğru bir karar olmuş.
Zira Milli Eğitim Bakanlığı KKTC’yi hangi çağa döndürme hedefinde?
İlahiyat okulları yetmedi mi?
KKTC’deki tüm okulları dini temelde eğitim vermeye mi hazırlıyor?
Öyleyse okulları kapatıp camileri okul yapsın.
Kaldı ki KKTC’de din sadece “İslamiyet’ten” mi ibaret?
Okullardaki din dersinin amacı dinlerin evrensel değerlerde öğretilmesi mi yoksa siyasallaştırılmış bir İslam dininin, Arap kültürünün çocuklara empoze edilmesi mi?
Bu çağdaş eğitim anlayışı ile ne derece örtüşür?
Bir yandan Rum kesimini, dini eğitimle çocukların beynini yıkıyor diye eleştirirken, Kilisenin eğitimin içinde olmasını yargılarken diğer yandan imamı, camiyi eğitimin içine sokmak ne kadar doğru?
Her çocuğun kendi inancında din eğitimi alma hakkı vardır ancak tüm çocuklara İslam dinini hele ki siyasal hale getirilmiş bir İslam’ı zorunlu hale getirmek ve imamlarla öğretmek ne kadar doğru?
Elbette ki tüm imamları kast ederek söylemiyorum ama her gün kurslarda, cemaatlerde ve vakıflarda yaşanan çocuk taciz ve tecavüz olayları gündeme düşerken , okulların içerisine imamları sokmak ne kadar doğru?
Cemaatlere mürit kazandırma peşinde miyiz?
Amaç ne?
Kaldı ki din dersinin amacı ne?
Çocuklara genel din bilgisi verilerek aslında ahlak ve görgü kurallarını öğretmek değil mi?
Gericilik, cinsel istismar bu amaçla ne derece örtüşüyor?
Geçmiş yıllarda Meserya bölgesindeki bir İlkokula TC tarafından atanmış bir “din öğretmeninin” çocuklara yaşattığı travmayı unuttuk mu?
Çocuklara “Peygamberimiz bir seks elçisidir” diyerek çocukları istismar eden, “İçinize cin kaçmış” diyerek çocukların psikolojisini bozan, yabancı bir öğrenciye zorla İslami dua ezberleterek çocuğun okulu bırakmasına sebep olan “hocayı” unuttuk mu?
Şimdi “o tek bir örnek” diyecek olan çıkacaktır.
Gerçi bu şekilde davranan yüzlerce kişi var ve genelde de yobazdırlar ama diyelim ki bir ya da iki kişi olsun, ufak dahi olsa böyle bir ihtimal ggöz ardı edilebilir mi?
Eğer din dersi öğretmek istiyorsanız , öğretmen yetiştiren okullarda bir bölüm açacaksınız ve sadece İslam dinini değil, din hakkında genel bilgileri verebilecek ve asıl çocuklara ahlaklı, davranmayı, görgü kurallarını, saygıyı, sevgiyi öğretecek öğretmenler yetiştireceksiniz.
Türkçe konuşulan bir ülke diye, her Türkçe konuşan Türkçe öğretmeni olabilir mi?
Öyleyse “ nüfusun çoğu Müslüman” diyerek iki dua okumayı bilen birisi de Din öğretmeni olamaz?
Zaten “Din dersi” ismi de yanlış.
İlkokuldan itibaren çocukların kafaları karıştırılmamalı.
Din dersi yerine ahlak ve görgü dersi konmalı ve çocuklara sevgi, saygı ve görgü öğretilmeli.
Bu değerlere sahip olan çocuk zaten hem din konusunda hür iradesiyle istediği seçimi yapabilecektir, hem de kendisine ve topluma yararlı bir birey olacaktır.
150 İmam münhali bu amaçla mı açıldı bilmem ama ben Sayın Bakana bu ülkenin Atatürk ilkelerinde laik bir ülke olduğunu ve bunun dışındaki emellerin macera olacağını hatırlatmak isterim.
Ne kadar iyi bir heykeltraş olursanız olun, mermerin içerisindeki damarları yok edemezsiniz.
Demem o ki, Kıbrıslının doğasında da yobazlık yoktur ve içindeki çağdaş damarları yok edemezsiniz.
Özünüze dönün sayın bakan!!!!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.