Uluslararası Para Fonu (IMF) 2016 yıllı büyüme hızı tahminlerini revize ederek küresel büyümenin bu yıl yüzde 3,5 değil yüzde 3,2 olacağını duyurdu. Dünya ekonomisindeki belirsizliklerin artması nedeniyle IMF ve diğer kuruluşlar tahminlerini düşürmek zorunda kalıyor.
Para Fonu Baş İktisatçısı Maurice Obstfeld, 'büyüme temposunun hayal kırıcı' olduğunu ve ‘dünya ekonomisinin risklere daha duyarlı hale geldiğini' belirterek “Küresel büyüme hızı uzun süredir yetersiz seviyede seyrediyor” dedi.
Büyüme dinamiğinin uzun süredir kan kaybetmesinin sakıncalarına dikkat çekilen IMF'in tahmin raporunda ekonomi uzmanlarının ‘secular stagnation' dedikleri senaryodan dem vuruluyor. Bu kavram, ‘uzun süreli büyümesizlik' anlamına geliyor.
Obstfeld tahmin raporuyla ilgili açıklamasında, ‘zaten düşük olan yatırımların daha da azaldığını', dolayısıyla büyüme hızının istihdam yaratacak düzeye gelemediğini söyledi. Baş İktisatçı, bu durumda reel gelir artışının da beklenemeyeceğini belirtti.
ütün bu faktörlerin çoktandır gözlenen trendi daha da kuvvetlendireceğini ifade eden Maurice Obstfeld, “Ücretler yerinde sayarken eşitsizliklerin artması, ekonomik gelişmenin sadece zenginlere yaradığı izlenimini doğuruyor. Dar gelirli kesim ise daha da gerilere düşüyor” dedi.
Kritik sınır
Hangi büyüme oranının dünya ekonomisi için yetersiz sayıldığına dair kesin bir sınır bulunmuyor. Uluslararası Para Fonu, yüzde 3'lük büyüme hızını alt sınır olarak kabul ediyor. Dünya nüfusu yılda yüzde iki oranında arttığı için yüzde üçlük büyüme ekonomik gelişme açısından yetersiz kalıyor.
IMF'in tahminlerine göre sanayi ülkelerinin 2016 yılı ortalama büyüme hızı yüzde 1,9 olacak. ABD'nin yüzde 2,4 oranında büyümesi bekleniyor. IMF altı ay önce ABD'nin tahmini büyüme hızının yüzde 2,8 olacağını açıklamıştı.
Almanya ve Euro Bölgesi bu yıl yüzde 1,5 oranında büyüyecek. 2016'da yüzde 0,5 olması beklenen Japonya'nın büyüme hızı ise 2017'de eksi yüzde 0,1'e gerilecek.
Dünya bölgeleri arasındaki ekonomik gelişme farkına da dikkat çekilen Para Fonu'nun tahmin raporunda, petrol ihracatçısı ülkelerin ucuzluktan etkilendikleri ve yatırım sermayesinin sanayileşmekteki ülkelerden çekildiği belirtiliyor. Amerikan Merkez Bankası'nın faizi arttırması kalkınma halindeki ülkelerde yatırım sermayesi açığına yol açtı.
Latin Amerika ve Rusya'da resesyon
Negatif büyümenin beklendiği ülkeler Rusya (-1,8), Brezilya (-0,5), Arjantin (-1,0), Venezüella (-8,0), ve Ekvador (-4,5).
IMF, bu yıl yüzde 0,5 oranında daralmasını beklediği Latin Amerika ve Karayipler ekonomisinin 2017'de yeniden büyüme trendine gireceğini tahmin ediyor.
Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri ise ortalama yüzde 6,4'le Asya'nın kalkınma halindeki ve genç sanayi ülkeleri olacak. IMF Çin'in tahmini büyüme hızını 0,2 puan arttırarak yüzde 6,5'a çıkardı. Hindistan ekonomisi 2015'te olduğu gibi bu yıl da yüzde 7,5 oranında büyüyecek.
Öncelikle 45 Sahra altı Afrika ülkesinin ekonomik gelişmesi Para Fonu'nu endişelendiriyor. IMF bu ülkelerin tahmini büyüme hızını bir puan düşürerek yüzde 3' çekti.
Afrika'nın riskleri
Uluslararası Para Fonu araştırma bölümü uzmanlarından Oya Celasun, Afrika ülkelerinin hammadde fiyatlarının düşmesi kadar kıtanın doğusundaki kuraklıktan da etkilendiklerini belirtti.
Celasun, doğu ve güney Afrika'da yağışların ortalamanın yüzde 40 oranında altına düştüğünü ve Etiyopya, Malavi, Zimbabve, Zambiya ve Güney Afrika'nın zor bir yıl daha geçireceğini söyledi. Fildişi Sahili, Tanzanya ve Kenya'nın büyüme hızı ise yüzde 6,0 ila lüzde 8,5 olacak.
Para Fonu her zaman olduğu gibi yine yatırımların artmasını sağlayacak para politikaları uygulanmasını, işletmelere vergi kolaylığı getirilmesini ve kamu yatırımlarının arttırılmasını tavsiye ediyor.
Yapısal reformlar ve milliyetçelik
IMF baş iktisatçısı Maurice Obstfeld rekabet gücünü arttırıcı yapısal reformlara ağırlık verilmesi ve içe kapanıp serbest ticareti engelleyici milliyetçi uygulamalardan kaçınılması gibi önerilerde bulundu. Obstfeld ekonomi politikalarında yapılan hatalardan vazgeçilmesi ve hükümetlerin daha aktif politikalar izlemesi gerektiğini vurguladı.
İyi niyetle yapılmış tavsiyeler aynı zamanda bir ikilemi de gözler önüne seriyor. Avrupa ve Japonya'da para politikasının imkânları tükendi. Ana faiz oranları sıfıra kadar düştü. Merkez bankalarının piyasayı paraya boğmasına rağmen büyüme hızı artmıyor. Kalkınma halindeki ülkeler de sermaye çıkışını önleyebilmek için faizleri düşüremiyor.
Çoğu ülke vergi indirimini ya da kamu yatırımlarını kaldıracak güce sahip değil. Geriye sadece rekabet gücünü arttırıcı yapısal reformlar kalıyor. Reformların da IMF'in dikkatli olunmasını tavsiye ettiği milliyetçi ekonomi anlayışına yaramasından endişe ediliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.