İnce ayar ağır ağır başladı

İlginçtir bizim gazeteci tayfasına siyasilerin yanı sıra kurum ve kuruluşların ilgi ve alakası arttı. Birçok gazetecinin, demir attığı bakanlıklardan sonra sıra, kurum ve kuruşlara da geldi. Bazılarımızın başlarına Hülya Avşar düşerken, bizim başımıza da düşe düşe Kuşum Aydın ve Suudi kılıcı düşünce pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diyerek yola devam kararı aldık. Neyse bazı televizyonlarda ve yayın organlarında boynumuzu bumburo kopartıp bizi mevta oldu kellesini de gazeteci çöplüğüne attık diyenlere ‘Nanik’ yaptık. Ama son dakika gelişmelerine bakarsak, bu yönde uğraş vermeye başlayan bu hükümet yetkilileri de ayni şeyi yapamayacak. Başbakanlık koltuğunda otururken ‘Full ‘ çeken bataryası ile oğlancık ile gıccacıkların sözleşmesini yenilenmesini bekleyenler ile işe alınma hayalleri kuranların kapsama alanında gezinen hükümetin başındakilerin, bataryası boşalınca uğraşları ile karşı karşıya kalacaklar. İrsen Küçük’ün birinci sırada girdiği seçimden 9. Sıradan çıkmasından sonra Cumhurbaşkanı koltuğu hayalleri ile çok yükseklerde uçmaya başlamasına şimdilik bakmakla yetiniyoruz. 1500 Feet yükseklikte uçarken birilerinin ozon tabakasına toplu iğneyi sokacağını geçmişte de hiç düşünemedi. Toplu iğne dokunup ‘Ozon tabakası’ delinince burun üstü yere çakıldı. Silihtardaki Beyaz Saray’ın geçmişte olduğu gibi şimdi de koltuğuna oturmak isteyince Fransızların Majino Hattına çarpma şansızlığını yaşamıştı Küçük, aslında, önce Eroğlu’nun yanında yer alan, ancak evine yapılan bir gece yarısı operasyonu ile mecburen yanında yer alma durumunda kalan Sunat Atun’un kendi safına geçmesi ile tavlada Eroğlu’nu mars yaptığını sandı. Ancak karşısındakinin atılan zarın oynandığı tavla yerine iki üç hamle sonrasının bile hesaplandığı satranç oynadığını unutma şansızlığını yaşadı. Eroğlu, kurultayı kazandım diye düşünen İrsen Küçük’ün yandaşlarını ve destekçilerini önce seçimde ‘Pandora’nın kutusunda bıraktı. Tarih tekerrürden ibarettir. Ayni oyunları Sayın Yorgancıoğlu oynamaya başladı. Cumhurbaşkanlığı seçimi için parlatmaya başladığı Sibel Siber için hamle üstüne hamle yapmaya başladı. Ancak tavla şampiyonu olduğunu her defasında dile getiren Sayın Yorgancıoğlu, karşısındakinin Satranç Şampiyonu olduğunu unuttu. Tavlada attığı zarı oynamak durumunda kalırken karşısındakinin satranç oynarken üç dört hamle sonrasını da hesapladığını nedense kulak arkası etti. Altının ağır ağır oyulmaya başladığını ve Cumhurbaşkanlığında muhtemel bir hezimetten sonra Nisan’da kendisine Apostolos Andreas güle güle denileceğini bilmiyor. Hocanın başbakanlık cenaze töreninde rahmetli başbakanlıkta çok iyi bir insandı. Tanrı başbakanlıkta günahlarını affetsin diyeceğini ise hiç düşünemiyor. Sahibine Mesajlar Sayın Özkan Yorgancıoğlu, Karadenizlilerin düzenlediği Hamsi Festivaline katılarak bir tabak hamsi yediğiniz söyleniyor. Sayın Sibel Siber ıkına sıkıla bir hamsiyi yerken Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun da hamsilere göz ucu ile baktığı ve çevresi ile ilgilendiğini öğrendik. Güneş yeniden parlıyor diyenlere eskiden Blue Band isimli margarin vardı. O da Güneş’i görünce erirdi. Şimdi UBP’nin ‘Güneş Blue Band margarin gibi sizi de dikkat edin eritmesin. Bu iş hamsi yemeğe benzemiyor. ** Sayın İsmet Akim, Kıb-Tek’te yaşanan yolsuzluklara hemen müdahale ettiğiniz ve soruşturma başlattığınızı öğrendik. Ama yerimo galsın bizim Minik Kuşlar rahat durmuyor. Gagalarında getirdiği bir belgeyi önümüze fırlatarak al öve öve bitiremediğin İsmet Akim’e bu belgeyi bir sor. Bakalım o ne diyecek dedi. Mavroyerimo galsın belgeye bir göz attığım zaman ceryan çarpmışa döndüm. Allah işinizi rast getirsin. Çünkü oralarda harami çok ve bu haramiler ile uğraşmak sizin çok zamanınızı alacak gibi. ** Sayın Hüseyin Avkıran Alanlı, bir ara size ne büyük Milletvekiliymişsin be gardaş. Vallahi pardon dememek için ağzımdaki zibi kapattım. Zorlu arişetinden bir muhterem zat, Alanlı ‘Töre’ye karşı geldi. İpini çekmek için çalışacağım demiştik. Töre’nin şartlarını yerine getirmek için idam sephası kurulurken Halil Orun’da kıs kıs bıyık altından gülüyor diye de ilave etmiştik. Şimdi ne oldu? Sesiniz hiç çıkmıyor. ** Sayın Mesut Yıkıcı, Yenierenköy’ü borçlanma batırdı. 15 milyonluk borç var ve en büyük mağduriyeti personel yaşıyor diyorsunuz. Doğru diyorsunuz da personelin de nasırlarına olanca güç ile basılmasına karşın neden ‘Gık’ı çıkmıyor dersiniz? Bakın Dipkarpaz’da personel 4 oktavdan 9 desibetre şiddetinde ses ile bangır bangır bağırıyor. Ama sizde üç maymunları oynayan personel için hem nala hemde mıha vurmayın. ** Sayın Bengü Şonya, DP-UG başkanı Serdar Denktaş her gittiği yerde buzdolabının fişini çektim. Kapısını da kilitledim. Buzdolabı artık çalışmıyor demesinden sonra ortalıklardan kayboldunuz. Ne oldu? partideki son gelişmelerden sonra aktif siyaset hayatınıza noktayı koyup eve mi kapandınız? Bir ara aktif siyasete dönüş sinyali verdiniz ama sonrasında o da fos çıktı galiba. Sayın Şonya, çıkışınız cesurcaydı. Ama devamı aktif siyaset olarak gelmedi. Aman bundan sonra size acemi desinler. Aktif siyasetten çekildiğiniz için korkak da desinler. Ama dikkat edin rahmetli demesinler ** Sayın Tahsin Ertuğruloğlu, senin omuz verdiğin omuzdaşın Zorlu Töre bey transferi alışkanlık haline getirdi. Parti parti gezerek çarık ve dirsek çürütmeye devam ediyormuş. Bir zaman kapı kapı gezerek halka elindeki haritayı gösterek Ouuvvvv bakın size Beşparmak dağlarının tepesini bırakacaklar. Ne ev ne bark ne bahçe kalmayacak derken şimdi DP’de aradığımı bulamadım. Bana bakanlık vereceklerini söylemişler ancak elime sokak kapısının anahtarını verdiler diyor. Töre’lere uygun olarak Zor da olsa Zorulu Töre’ye yine kucak açacakmısınız? [caption id="attachment_42032" align="alignright" width="960"] Günün Fotosu[/caption]