Bütün dinlerin temelinde Canlılara olan Sevgi ve Saygı vardır…
İnsana sevgi ve saygı…
Doğaya sevgi ve saygı ….
Hayata sevgi ve saygı…..
Hepsinden öte yaratana sevgi ve saygı….
İnançlı yani DİNDAR insanlar, inançları ve ibadetleriyle;
kendi beden ve ruh sağlıklarını kazanırlar..
pozitif düşünerek ruhlarını kötülüklerden arındırırlar…
kimse için kötü düşünmez bütün olaylara olumlu tarafından bakarlar..
İnsanları kırmaz ,yanlışlar üzerinden politika yapmaz,yanlışı düzeltme yoluna giderler…
İnsanları zengin-fakir, dinli- dinsiz,şu veya bu şekilde ayırmaz eşit görürler..
Yardımı ibadet sayarlar…
Yaptıkları iyiliklerin kendi iç huzurları için olduğunu bilir, reklam olarak kullanmazlar ve yapmayanı da suçlamazlar….
Doğruları söylerler ancak her görüşe saygı duyup baskı yapmazlar….
Hurafelerle insanların psikolojilerini bozmazlar….
Ayıp, günah diyerek kalp kırıp insanları dışlamazlar…
Doğayı katletmezler….
Her şeyi bildiklerini söyleyerek yobazlık yapmazlar…
Zorla din eğitimi yapacağız diye okul açıp,insanların inançlarını hafife almazlar..
Kendileri gibi düşünmeyenlere karşı, öfkeli ve kavgacı tavırlar sergilemezler….
Hata yapmanın da doğal olduğunu bilirler….
Kendilerini,inandıkları YARATAN’ın yerine koyup,insanların dinini sorgulayıp hüküm vermezler…
Kimin cennete kimin cehenneme gideceğine karar vermenin TANRI’ya eş koşmak olduğunu bilir ve bunu yapmazlar….
İnsanların inancının kalbinde ve vicdanında olduğunu bilir bunu örtüyle,kıyafetle ölçmezler….
İbadet edip inançları doğrultusunda kendilerine ve çevrelerine huzur vermenin DİNDARLIK….
Gösteriş için, Siyaset için ya da çıkar uğruna Dini kullanmanın DİNCİLİK (Din simsarlığı) olduğunu bilirler..…
DİNDARLIK ne kadar İNSANLIĞA hizmetse
DİNCİLİK de o kadar ŞEYTANLIĞA hizmettir.
O zaman bir düşünmek lazım, Türkiye’de yaratılan ve Kıbrıs’a da taşınmaya çalışılan “Din” algısı, hangisine hizmet ediyor ve amaç ne?
Yaratılmak istenilen algı ile bizim din anlayışımız ne kadar örtüşüyor?
Diğer yandan, din ve siyaset ne kadar örtüşüyor ki, geçen gün KKTC’de “Din ve Siyaset buluşması” yaşandı?
Siyasetimiz var mıydı ki, dinle buluştu?
Yoksa amaç, bizi siyasallaşmış bir din anlayışı ile yönetilmeye hazırlamak mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.