Ölmek var dönmek yok
“GÖSTERMELİK BİR İHALE YAPILACAK”
“Su Platformu” sözcüsü Zeytin Üreticileri Birliği (ZEYBİR) Başkanı İrfan Çelik, Bakanlar Kurulu’ndan onaylanan anlaşmanın son halini Detay Gazetesi’ne değerlendirdi ve “Bize göre bu ihale zaten çoktan AKP hükümetine yakın bir şirkete verilmiştir ve göstermelik bir ihale yapılacaktır” iddiasında bulundu.
“UCUNDA ÖLÜMDE OLSA SUYUN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
TC ile KKTC hükümetleri arasında yapılacak bir anlaşma ile suyun özelleştirilmesine karşı çıkmak amacıyla kurulan “Su Platformu”nun sözcüsü Zeytin Üreticileri Birliği (ZEYBİR) Başkanı İrfan Çelik, Söz konusu anlaşmanın toplumsal çıkarları gözetmeyen bir anlaşma olduğunu ve kesinlikle kabul edilebilir bir anlaşma olmadığını da kaydederek, işin ucunda ölümde olsa suyun özelleştirilmesine müsaade etmeyeceklerini söyledi ve suyun kar amacı güdülen bir mal olmadığına dikkat çekti.
AHMET VAMIK
Bazı sendika ve sivil toplum örgütleri ile siyasi partiler tarafından oluşturulan ve ülkemizdeki su kaynaklarının TC ile KKTC hükümetleri arasında yapılacak bir anlaşma ile özelleştirilmesine karşı çıkan “Su Platformu” sözcüsü Zeytin Üreticileri Birliği (ZEYBİR) Başkanı İrfan Çelik, Bakanlar Kurulu’ndan onaylanan anlaşmanın son halini Detay Gazetesi’ne değerlendirdi ve önemli iddialarda bulundu.
Su Platformu’nun ülkemizdeki su kaynaklarının özelleştirmesine karşı kurulan bir oluşum olduğunu kaydeden Su Platformu sözcüsü Zeytin Üreticileri Birliği Başkanı İrfan Çelik, “anlaşma metninin son halinde özelleştirme ile ilgili hiçbir değişiklik yapılmamıştır. Biz şunu savunuyoruz; su yaşamsal bir haktır, su üretimsel bir haktır, tüm üreticilere hem fiyat bakımından hem de fiziksel bakımdan eşit bir şekilde ulaştırılması gereklidir. Milli gelirin artması ve üreterek dünya piyasasında yer alabilmemiz için bu şarttır” diyerek su kaynaklarının hiçbir şekilde özelleştirmemesi gerektiğini vurguladı.
“AÇILACAK OLAN İHALE SADECE GÖSTERMELİK OLACAK”
“Bize göre bu ihale zaten çoktan AKP hükümetine yakın bir şirkete verilmiştir ve göstermelik bir ihale yapılacaktır” iddiasında bulunan İrfan Çelik, birinci çerçeve anlaşmasının İrsen Küçük hükümeti tarafından imzalandığını, şu anda imzalanmak istenen anlaşmanın ikinci bir çerçeve anlaşması olduğunu ve esas protokol anlaşmasının imzalanacağı zaman Türkiye devletinin borularla gelen suyun ücretini belirleyeceğini sözlerine ekledi.
“AHLAKSIZ TEKLİFLERDE BULUNDULAR”
Türkiye’nin Özelleştirme İdaresi Başkanı’nın ülkemize gelerek Belediye Başkanları ile bir toplantı yaptığını ve bu toplantıda “biz size 4 liradan bu suyu verelim siz de bu suyu halka 6 ile 7 liradan satın” şeklinde ahlaksız bir teklifte bulunduğunu iddia eden İrfan Çelik, Belediyelerin kamu-özel ortaklığı yapmasına karşı olmadıklarını belirtti. Belediyeler için bunun zaten anayasal bir hak olduğunu fakat idarenin suyu belediyelere teslim etmesi ve belediyelerinde kendi su şebekelerini yenileme, suyu dağıtma, atık suyu değerlendirme gibi kararlarını kendisinin alması gerektiğini vurgulayan Çelik, belediyelerin bu anlaşma ile su konusunda sadece seyirci rolü üstleneceğini ifade etti.
“BERLİN ÖZELLEŞTİRMENİN ACI BEDELİNİ ÖDÜYOR”
Almanya’nın başkenti Berlin’de özelleştirilen su dağıtımının halkın ayaklanması ile tekrardan kamuya verilmesini hatırlatan İrfan Çelik, “eğer Türkiye’den gelecek olan su can suyu olacaksa, ekonomik olarak topluma fayda sağlayacaksa bu suyun idaresi kamunun elinde olmalıdır yoksa Berlin’de ki gibi bir felaket tablosuyla karşı karşıya kalacağız. Almanya’nın disiplinli yönetim kuralları içerisinde kapitalizmin kar amacı güden cazibesine yenilip suyun özelleştirme anlaşmasına gizlilik maddesi koydular ve Berlin halkı referanduma giderek anlaşmadaki gizlilik maddesini kaldırdılar ve ne kadar kazıklandıkları ortaya çıktı. Berlin halkı 1,3 Milyon Euro tazminat ödemeyi kabul ederek su idaresinin tekrardan kamuya verilmesini istediler. Bu bedeli 30 yılda faturalarına yansıtarak ödemeyi göze alan bir halk özel şirketten su hizmeti almayı göze alamadı. Çünkü aşırı derecede kazıklanıyorlardı” dedi.
“SUYUN FİYATINI KKTC DEVLETİ BELİRLEMELİ”
Suyun dağıtım fiyatının ihale sürecinde belirlenmesinin KKTC halkının yaşam hakkının elinden alınması anlamına geldiğini vurgulayan İrfan Çelik, “can suyu olacak olan su bu gidişle ölüm suyuna dönecektir” diyerek, söz konusu anlaşmanın büyük zararları olacağına vurgu yaptı. Suyun Geçitköy barajına kadar fiyatının TC ile KKTC Devletleri arasında yapılan anlaşma ile belirlenmesi ve Barajdan belediyelerin depolarına kadar olan kısımda suyun fiyatının KKTC devleti tarafından belirlenmesi gerektiğini söyleyen Çelik, adil olanın böyle bir karar olacağını belirtti.
“CTP YETKİLİLERİNİN AÇIKLAMLARI BİZİ TATMİN ETMEDİ”
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Sekreteri Tufan Erhürman ile Parti Meclisi ve CTP Su Komitesi Üyesi Hasan Ulaş Altıok’un geçtiğimiz gün Su Platform’u nu ziyaret ederek anlaşmanın son haliyle ilgili platformu bilgilendirdiğini söyleyen İrfan Çelik, tatmin edici bir açıklama yapılmadığını ve alım garantili özelleştirmenin halen daha geçerli olduğunu sözlerine ekledi. Ülkemizdeki su kuyularına su sayacı takmak yerine devletin kuyu sahibine parasını ödeyerek bu kuyuları kamulaştırması gerektiğini ve bu şekilde kuyuların idaresinin devlete geçmesi gerektiğini savunan İrfan Çelik, Türkiye devletinin boruların geçtiği yerlerin kamulaştırılması işleminin KKTC maliyesi tarafından yapılmasını talep ettiğini bununda KKTC maliyesine külfet olduğunu dile getirdi.
“DÜNYANIN HİÇ BİR YERİNDE BÖYLE BİR ÖZELLEŞTİRME ŞEKLİ YOK”
Tüketiciye ulaşacak suyun fiyatının ihale sonrası, kaç belediyenin sisteme gireceği belli olduktan sonra işletmeci firmanın maliyeti hesaplanarak belli olacağını belirten İrfan Çelik, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir özelleştirme şekli ya da fiyat politikası olmadığını ve suyun kullanmama şansımız olmayan kamusal bir ihtiyaç olduğunu vurguladı. Çelik, fiyatın devlet tarafından belirlenerek, özel şirkete sadece enflasyon oranında yıllık fiyat artışı yapmasına müsaade edeceği bir sistem olması gerektiğini de kaydetti.
“SUYA KARAMACI GÜDÜLEN BİR MAL MUAMELESİ YAPILIYOR”
Tarımsal kullanım suyunun sadece yılın 12 ay ihtiyaç olan sebzecilik ve seracılık yapılan bölgelere götürüleceğini iddia eden İrfan Çelik, suyun herkesin hakkı olduğunu, işletmecinin kar amacı güderek “daha fazla hangi bölgede satabilirsem, hangi bölgede kar edebilirsem o bölgede tezgah açarım” mantığıyla hareket edilebileceği bir ürün olmadığını ifade etti.
“25 ONURLU MİLLETVEKİLİ ARIYORUZ”
Su Platformu olarak, “mecliste bu anlaşmaya hayır diyecek 25 tane onurlu milletvekili arıyoruz” diyen İrfan Çelik, bu anlaşmaya evet diyecek olan milletvekillerinin de bunun bedelini seçimlerde ödeyeceklerinin altını çizdi. Bu anlaşmanın meclisten geçmesi halinde Adalet Divan’ına götürüleceğini ve Su Platformu’nun eylemlerine devam edeceğini söyleyen İrfan Çelik, eylemlerle ilgili ayrıntılı bilgi vermek istemediğini fakat ülkede hayatı durduracak eylemlerin gerçekleşeceğini sözlerine ekledi. Söz konusu anlaşmanın toplumsal çıkarları gözetmeyen bir anlaşma olduğunu ve kesinlikle kabul edilebilir bir anlaşma olmadığını da kaydeden Çelik, işin ucunda ölümde olsa suyun özelleştirilmesine müsaade etmeyeceklerini ve suyun kar amacı güdülen bir mal olmadığına dikkat çekti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.