Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington ziyareti öncesinde, Türkiye-Suriye sınırında IŞİD’in elinde kalan son bölge Cerablus'un, IŞİD'den sonra ılımlı muhaliflerin mi yoksa PYD'nin mi kontrolüne geçeceği yönünde Ankara-Washington arasındaki anlaşmazlık sürüyor. ABD'nin, son günlerde hava operasyonlarını Mumbuç bölgesinde yoğunlaştırdığı belirtiliyor.
İngiliz The Times gazetesi, ABD’nin, Türkiye-Suriye sınırında IŞİD’in elinde kalan tek bölgeyle, yine IŞİD kontrolündeki Mumbuç arasında kalan bağlantı yollarına Suriye Demokratik Güçleri’ni yerleştirmek istediğini, Türkiye’nin buna itiraz ettiğini yazdı. Gazetenin haberine göre Brüksel ve Paris saldırılarını düzenleyen IŞİD üyeleri, Mumbuç ile Türkiye sınırı arasındaki 96 kilometrelik yolu kullandı.
Suriye Demokratik Güçleri’nin en önemli bileşeni PKK’nın Suriye kolu PYD. Washington, bölgeyi IŞİD’den temizlemek için PYD’nin silahlı kolu YPG’yi desteklemeyi planlıyor. Bu plana Ankara’yı da ikna etmeye çalışıyor. Ancak Ankara, sınırın IŞİD’den temizlenmesinin ardından PYD’nin yerleşmesini istemiyor.
Saray’dan gazetenin iddiasına yanıt
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, düzenlediği basın toplantısında gazetenin haberinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi:
“Mumbuç civarında devam eden bir süreç var. DAEŞ terör örgütüne karşı uluslararası koalisyonla birlikte devam eden bir çalışma var. Şu an orada PYD, YPG unsurlarının yerleştirilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Ancak bu konuda bizim hassasiyetimiz belli. DAEŞ’le mücadele ediyoruz bahanesiyle başka yerlere atlamaya çalışanlara karşı da bizim tavrımız bellidir.”
Blinken’ın Ankara ziyaretinde konuşuldu
Erdoğan’ın Washington ziyareti öncesinde, 22-23 Mart tarihlerinde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Antony Blinken Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştirmişti. Blinken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Bakanlık Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile görüşmüştü.
İbrahim Kalın, PYD konusunun Blinken’ın ziyaretinde de ele alındığını söyledi.
Blinken’ın ziyareti sonrasında Türk Dışişleri Bakanlığı, IŞİD’le mücadelede ABD ve Türkiye’nin atacağı ortak adımların konuşulduğunu açıklamıştı. Bakanlık, bu adımların ne olduğuyla ve görüşmelerle ilgili detaylı bilgi vermedi.
ABD’den ‘sınır güvenliği’ vurgusu
Erdoğan’ın Washington ziyaretinin hazırlıkları için hafta sonu ABD’ye giden Çavuşoğlu, burada ABD’li mevkidaşı John Kerry ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından ABD Dışişleri’nden yapılan açıklamada, iki bakanın IŞİD’le mücadele için atılacak ortak adımları masaya yatırdığı duyuruldu.
Açıklamada, Türkiye-Suriye sınırının güvenliğinin sağlanması ve ‘terörist trafik ağlarının kesintiye uğratılması’ önlemlerinin de tartışıldığı belirtildi.
ABD’nin hava operasyonları bölgeye yoğunlaştı
Suriye’de uluslararası koalisyon kapsamında IŞİD’e yönelik hava operasyonları düzenleyen ABD, son günlerde bu operasyonları Mumbuç bölgesinde yoğunlaştırdı. 23 Mart’tan bu yana Mumbuç’taki IŞİD hedeflerini bombalayan ABD uçakları, bir yılı aşkın süredir yoğun operasyonun sürdüğü Rakka ve Haseke bölgesini ise bu tarihten beri sadece üç kez hedef aldı. Operasyonlar Mumbuç’un yanı sıra, batıdaki Mare bölgesinde de yoğunlaştırıldı.
Mumbuç ve Mare, Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’in elinde kalan bölgenin doğu ve batı sınırında. Mumbuç’un doğusu ve Mare’nin batısı, YPG’nin kontrolünde.
YPG, Aralık’ta Fırat’ın batısına geçti
YPG’nin başını çektiği Demokratik Suriye Birlikleri, Türkiye sınırının 80 km güneyinde Fırat’ın batısındaki IŞİD üslerinden olan Tişrin Barajı'nı, ABD’nin hava operasyonlarının da desteğiyle 26 Aralık’ta ele geçirmişti.
Bu noktayı aşmak, YPG için IŞİD’in bölgedeki güçlü merkezlerinden Mumbuç ve kuzeyde Türkiye sınırında yer alan Cerablus kentlerine yaklaşmak anlamına geliyor. Aralık ayından bu yana, YPG Mumbuç üzerine yeni bir saldırı yapmak için hazırlanıyor.
Fırat’ın doğusunda Kobani’ye kadar olan bölgeyi elinde bulunduran YPG, güneydeki Sırrin kasabasını da Temmuz ayında yine ABD hava operasyonlarının desteğiyle IŞİD’in elinden almıştı. Sırrin, PYD’nin ilan ettiği Kobani kantonunun güney sınırında yer alıyor.
Ankara, Türkiye sınırında Fırat’ın batısında IŞİD’in elinde bulunan Azez-Cerablus hattının güvenlikli bölge ilan edilmesini talep ediyor. Ancak ABD ve Batı ülkeleri bölgeyi ilk aşamada sadece IŞİD’den temizlemek için harekât yürütüyor. Harekât sırasında YPG’ye destek verilmemesi Türkiye’nin önceliklerinden. Türkiye, bölgenin 'temizlenmesi'nin ardından Türkmen ve Arapların yerleştirilmesini istiyor. YPG’nin sınırda Fırat Nehri’nin batısına geçmesi ve şu an IŞİD kontrolünde olan Cerablus'a yerleşmesi, Ankara’nın kırmızı çizgisi. Ancak PYD öncülüğündeki SDG, Sırrin’in ele geçirilmesinin ardından belirli aralıklarla Fırat’ın batısındaki bölgeleri ele geçirerek kuzeye doğru ilerliyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Tışrin Barajı’nı ele geçiren grupların çoğunlukla Arap olduğunu, PYD ile rahatsızlığın ilgili taraflara bildirildiğini söylemişti:
"Türkiye'ye hasmane tutum içinde olan hiçbir unsurun, Fırat'ın batısına geçmesine olumlu bakmayacağımızı da PYD bağlamında da bunu dile getirdik, koalisyon ortaklarında da bunu vurguladık. Şu ana kadar bize intikal eden bilgiler de geçen unsurların kesinlikle PYD unsurları olmadığı yönünde. Daha çok Arap ve o bölgede koalisyonla birlikte hareket eden gruplar."
Biden ve Dunford’a rahatsızlık iletildi
22-23 Ocak’ta Türkiye’ye resmi bir ziyaret için gelen ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Davutoğlu ve Erdoğan ile görüşmüştü. Bu görüşmelerin en önemli gündem maddesi de Suriye’de IŞİD’le mücadele, sınır güvenliği ve ABD’nin PYD’ye verdiği destekti. Erdoğan ve Davutoğlu, bu destekten Ankara’nın duyduğu rahatsızlığı Biden’a iletmişti. Davutoğlu, görüşmenin ardından “Sınırımızda ne DEAŞ ne PKK ne rejimin paramiliter unsurlarını görmek istemiyoruz" demişti.
SDG’nin Tışrin Barajı’nı almasının ardından Ocak ayı başında Ankara’ya gelen ABD Genelkurmay Başkanı Dunford'ın iki günlük ziyaretinde de en önemli gündem maddesi PYD oldu. Hulûsi Akar Dunford'a PYD'nin 'kırmızı çizgi' olduğu ve oldu bittiyle Fırat'ın batısını ele geçirmesi konusunda hassasiyetin sürdüğünü söyledi. Dunford ise gazetecilere yaptığı açıklamada, PYD öncülüğündeki güçlerin ele geçirdiği Tişrin Barajı için 'güzel şeyler oluyor' dedi.
PYD gerginliği
Türkiye ile ABD ilişkileri, ABD'nin Suriye sahasında PKK'nın Suriye kolu olan PYD'nin silahlı kanadı YPG'ye verdiği destekten dolayı bir süredir gergin.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Ekim 2014’te PYD’yi "terör örgütü" olarak görmediklerini açıklamış, Washington yönetimi Eylül 2015’te de PYD’nin silahlı kanadı YPG’yi de "terör örgütü" olarak görmediğini ilân etmişti.
Türkiye, Ankara’daki saldırıda YPG bağlantısına dâir bilgileri Amerikan Büyükelçisi ile paylaşmış ancak Amerikan Dışişleri Sözcüsü John Kirby bundan sonra yaptığı açıklamada, "[Ankara'daki saldırıda] sorumlunun kim olduğunu onaylayacak ya da reddedecek bir pozisyonda değiliz. Bu bizim için halen ‘ucu açık bir soru’" demişti. Sözcü aynı basın toplantısında YPG mensuplarını, "IŞİD’e karşı savaşan en güçlü grup" ve "cesur Kürt savaşçılar" diye nitelendirmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.